Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/391 E. 2022/263 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/391 Esas
KARAR NO: 2022/263
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/10/2019
KARAR TARİHİ: 05/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili—- — —- alanında —yapmakta olduğunu, Davalı —- kapsamında, tatbikat ve acil müdahale hizmetlerinde idare tarafından —–çıkıldığında işveren davalı tarafından talep edildiğinde —- devriye hizmetleri için müvekkili davacı tarafından — bulundurmak —- bulunan —-tesislerine karşı üstlendiği —- diğer zararlı maddelerde —–müdahale, tatbikat ve diğer yükümlülüklerin icrası amacıyla sözleşme akdedildiği, bu sözleşme kapsamında işin gerektirdiği şekilde davalı şirkete ifada bulunularak müvekkili Davacı tarafından —- Faturanın davalı şirkete keşide edildiğini, davalıya ibra edilen bu faturaya itirazda bulunularak ödeme yapılmamış olduğunu, Davalı —- Dosyasıyla icra yoluna başvurulmuşsa da davalı şirketin vaki itirazı nedeniyle takibin durdurulmuş olduğunu, Dava —– başvurularının da—— bağlandığını, —– —– Müdahale hakkında—— gönderdiği yazı mucibince ve aradaki sözleşme gereğince Müvekkili Davacıya görev tevdi edilmiş olup, müvekkili davacının —- —– tamamlanmış taşıma kaşesini içeren —-vazifesine yerine getirmiş ve toplamda —— ilgili yerlere toplanarak taşınmış olduğunu ve davaya konu faturanın bu iş karşılığında davalı şirkete keşide edildiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, itirazın iptaline ve takibin devamına, en az %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davacı şirkete borcu bulunmadığını, bu hususun müvekkilinin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının iddialarının bir an için doğru olduğu kabul edilse dahi, yapıldığı iddia olunan temizlik işinde toplanan ve bertaraf edilmek üzere ——- verilmesine ait —– faturasının müvekkili — hiçbir şekilde —– olup, bu kirliliğin bertaraf edilmesi işi hizmet bedeli müvekkilince alınmamış, —– —- —-onaylanmamış olduğunu, izah edilen gerekçelerle müvekkili şirketin söz konusu faturaya ilişkin olarak—– İhtarnameyle faturanın kabul edilmediğinin davacı tarafa bildirilmiş olduğunu, Davacının takip mesnedi olarak sunmuş olduğu faturanın usulüne uygun düzenlenmediğini ve faturalarda teslim alan isim imzanın bulunmadığını, davacının tek taraflı tanzim ettiği fatura davacının defterlerinde kayıtlı olsa da delil niteliğine haiz tutulmasının mümkün olmadığını ve fatura içeriği işin yapıldığını göstermeye yetmeyeceğini savunarak, davanın reddine, davacı aleyhine en az %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında kurulan sözleşme kapsamında oluşan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,——- takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edilerek takibin durduğu itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği ve huzurdaki davanın—- tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davalı tarafın ticari defterlerinde üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan bilirkişi kök raporunda ,” Davalı şirketin —-yılına ait ticari defter ve belgelerinin incelendiğini, defterlerin açılış kapanış tasdiklerinin yasaya uygun olarak tutulduğunu, davalı şirketin davacı yandan —- avans alacaklısı durumunda olduğunun tespit edildiğini, taraf şirketlerin — alınan — tetkikinde; Davacı yanca— adına düzenlenmiş ve takip dayanağı yapılmış bulunan —— üzerinden Davalı —- satışı olarak— edilmiş olduğu, buna —- olarak Davalı —–Beyanında davaya konu işbu faturanın beyan edilmediği, inceleme neticesinde davaya ihtilafa konu faturanın davalı şirketin ticari defter kayıtlarında yer almadığının tespit edildiğini, sonuç olarak; Dava ve İcra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Davalı Şirketin ibraz edilen —- kayıtları —– üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, Davacı — üzerinden harçlandırarak——aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacı—— şeklinde rapor sunulmuştur.
Davacı şirketi faaliyet adresinin —- adresinde bulunması nedeni ile —— Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak Davacı yanın ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi inlemesi yapılmıştır.
Talimat Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda özetle; “Davacı yanın —– yıllarına ait defter ve belgelerin incelendiğini, Defterlerin açılış kapanış tasdiklerinin yasaya uygun olarak yapıldığını, Taraflar arasında akdedilmiş sözleşmeler, —— çıktısından tespit edildiği üzere davacının İhtilaf konusu alacağın dayanağı hizmeti davacıya vermiş olduğu, Davacının defter ve belgelari üzerinde yapılan incelemeye göre, tamamlanan hizmete “dayanılarak, davacı ——–, cari hesap alacağı olduğu, vade tarihi icra takip tarihinden sonraya tekabül ettiği için söz konusu alacağa istinaden işlenmesi gereken herhangi bir faizin bulunmadığı,” şeklinde rapor sunulmuştur.
—-tarihli duruşmada davalı tanığı ——beyanında; dava konusu olay yaşandığında davalı —— olarak çalıştığını, o dönem——- dava konusu iş yaptırıldığını, işin yapıldığı kurum işin tam olarak yapılmadığını iddia ederek kendilerine ödeme yapılmadığını, kendilerinin de davacıya ödeme yapamadıklarını beyan etmiştir.
Tanık—- Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yolu ile alınan beyanında; davalı şirkette aktif olarak çalıştığını, taraflar ile husumetinin bulunmadığını, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin imzalanmasına kendisinin aracılık ettiğini, şirket yetkililerini bilgilendirmek suretiyle ilgili anlaşmanın yapıldığını, anlaşmanın konusunun ——- müdahale amaçlı olduğunu, ——tarihinde ——bağlı birimden kaynaklanan bir —- olduğunu, davacının bu duruma müdahale ettiğini, bizzat kendisinin telefon açtığını, —— üzerindeki —– toplandığını, —- olduğunu, davalı şirket tarafından bir ödeme yapılmadı diye bildiğini, taralar arasındaki anlaşmanın ——- olduğunu hatırladığını, bu —— sebebinin —- kaynaklındığını büyük bir —– rağmen davalı şirketin para almadığını, sorunun esas kaynağı onlar olduğunu beyan etmiştir.
Somut olayda davacı tarafın kendi defterlerine göre davalıdan —–alacaklı durumda olduğu, davalı tarafın ticari defterlerine göre de davacının davalıdan alacaklı olmadığı, —- davalının davacıdan avans alacaklısı olduğu bilirkişi raporları ile tespit edilmiştir. Tarafların ticari defterlerindeki mutabakatsızlık uyuşmazlık konusu olan—- faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklanmaktadır. Davalı taraf davacı tarafından kesilen fatura içeriğindeki ——– işinin yapılmadığını cevap dilekçesinde beyan etmiş ise de dinlenen davacı ve davalı tanık beyanları ve davalı şirket ortağı beyanı ile atık temizleme işinin davacı tarafından yapıldığı sabit hale gelmiştir. Her ne kadar davalı şirket ortağı ve davalı tanığı işin yapıldığını ancak yapılan işin ayıplı olduğunu iddia etmiş iseler de dosya kapsamında usulüne uygun olarak yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmamak olup ayrıca cevap dilekçesinde işin hiç yapıldığı iddia edilmekte ayıp ihbarından bahsedilmemektedir. Davalı şirket yetkilisi çıkarılan isticvap duruşmasına katılmamış, yerine şirket ortağı katılmıştır. İşin yapıldığına ilişkin dosya kapsamındaki tutunakta yer alan imzanın şirketin imzaya yetkili personeline ait olduğunu, kaşenin de şirketlerine ait olduğunu beyan etmiştir. ——–duruşmasına katılmayan aynı zamanda davalı tanığı olarak bildirilen şirket yetkilisinin tanık olarak dinlenilmesine gerek görülmemiştir. Tüm dosya kapsamı ve beyanlara göre davacı tarafın atık temizleme işini yaptığı ve faturadaki ücrete hak kazandığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının —-takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin —— asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 3.718,64 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 954,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.764,04 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 954,60 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 999,00 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 562,35 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.962,35 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.911,10 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 62,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1,62 TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.876,90 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.460,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.285,52-TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 34,48-TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı asil ve davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —–Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/04/2022