Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/38 E. 2020/670 K. 25.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/38 Esas
KARAR NO: 2020/670
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/09/2019
KARAR TARİHİ: 25/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu cari hesap ilişkisinden dolayı herhangi bir borcu olmadığını beyan ederek icra takibini durdurduğunu, davalı tedarikçi, davacı firmanın müşterilerine ait malları bildirilen adresten teslim alarak belirlenen teslim süreleri içerisinde teslim ettiğini, davalının davacı firmaya tedarikçi olarak nakliye ve dağıtım hizmeti verdiği aralarında bir ticari ilişkinin ve cari hesabın varlığı konusunda bir ihtilaf ve itiraz olmadığını, davalı hesabına—– tarihinde———— tarihinde aynı fatura için ——alacağı bulunduğunu, mükerrer ödeme yapıldığını, ve davalının bakiyesinin ——- kaldığını, bu ödemeye ilişkin davacı şirkete ulaşmış herhangi bir faturanın söz konusu olmadığını, tüm uyarı ve taleplere rağmen ödeme yapılmaması neticesinde ———- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını davalının icra takibine itiraz ettiğini, tüm bu nedenlerle itirazın iptaline takibin devamına % 20’den aşağı olmamak üzere davalı/borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari bir ilişki bulunduğunun doğru olduğunu ancak davacı şirkete borcu olmadığı gibi aksine alacağı bulunduğunu, davacı tarafın mükerrer ödeme yaptığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını,
tarafların çalışma şekli dikkate alındığında, mükerrer ödemeye elverişli olmadığının ortada olduğunu, tarafların ticari ilişkilerini kapsayan tüm evrakların incelenmesi sonucunda davaşı şirketin —- yılından kalma —- eksik ödemesi/borcu olduğunun tespit edilerek
davacı şirket aleyhine ———- sayılı dosya ile icra takibine başlandığını tüm bu nedenlerle müvekkilin borçlu olmadığının tespitiyle, aleyhe açılan işbu haksız davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygıyla vekaleten talep ederiz
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının takibe konu alacak yönünden davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen ——- sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından —— tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna—–tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun ——- tarihinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, eldeki davanın——– tarihinde açılarak 1(bir) yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
İnceleme gün ve saati duruşmada hazır olan davalı tarafa ihtar edilmiş olup, inceleme gününde davalı tarafça defter ibraz edilmemiştir.
Mali Müşavir bilirkişi mahkememize sunduğu — tarihli ek raporunda özetle; davalı tarafın ziraat bankası hesap hareketlerinin ve davacı tarafın —– yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan ——– tutarında alacaklı olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Mahkememizce uyuşmazlık konusu hakkında yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında mükerrer ödeme nedeniyle takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ise kendi ticari defterlerine göre davalı taraftan —— alacaklı olduğu, davacının ticari defterlere delil olarak dayandığı ve tarafların ellerinde bulunan belgeleri -ticari defterler dahil- ibraz zorunluluğu bulunduğu, bu zorunluluğa ve verilen kesin süreye rağmen davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, davacı şirketin defter kayıtlarına göre taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunun sabit olduğu, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının ———- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2- Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Karar harcı 231,81 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 57,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 173,85 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 57,96 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 102,36 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 89,20 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 889,20 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.393,43 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/12/2020