Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/32 E. 2019/6 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/32 Esas
KARAR NO : 2019/6

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2019
KARAR TARİHİ : 11/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın,davalı …’a ait olan ve …’un yetkilisi olduğu ——– yılları arasında şoför olarak çalıştığı, …’ın … lehine ——tarihli —– tutarında taşıma işleri sırasında ortaya çıkabilecek zarar ve ziyandan dolayı kendisini garanti altına almak için teminat senedi imzaladığı, Davacı …’ın imzaladığı senet davalı … tarafından tahrif edilerek 450.000 TL olarak …’e ciro edildiği, söz konusu senedin tahrif edildiğinin bilindiği halde haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine konulduğu, davacı …’ın ——- —————— İcra Hukuk Mahkemesinde —- Esas sayılı dava ile icra takibine karşı itirazda bulunduğu, itirazın red edildiği,Davacı …’ın 02/01/2019 tarihinde ———– Cumhuriyet Başsavcılığı’na “——- hususunda suç duyurusunda bulunduğu, ———- sayılı kararı ile Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verildiği, karara itiraz ettikleri, Sakarya ————- Sulh Ceza Mahkemesi —– Değişik İş sayılı kararı ile itirazın red edildiği, Haksızlığın giderilmesi, senet üzerinde yer alan tutar kısmının davacı …’a ait olmadığının tespiti ile Sakarya ———— İcra Dairesinin —– Esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitini, dava sonuçlanıncaya kadar takibin ihtiyati tedbiren durdurulmasını, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı taraflardan alınarak tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması dava şartıdır. Dava şartlarının mevcut olup olmadığı ise ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin ——— fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; dava dilekçesinde davalının yanında şoför olarak çalıştığını, çalıştığı iş sebebiyle kendisinden teminat senedi alındığını, senetten dolayı borcu olmadığını beyan ederek mahkememizde Menfi Tesbit Davası açılmış ise de; dava konusu uyuşmazlığın işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisi sebebiyle verildiği iddia edilen senetten kaynaklandığı, bu durumda uyuşmazlığın çözümünde iş hukukuna ilişkin kuralların uygulanması gerekeceği (emsal nitelikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ————-. Hukuk Dairesi’nin ————-Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesi’nin —— Esas, ——– Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——. Hukuk Dairesi’nin ——— Karar, sayılı kararları) bu davaya bakmaya İş mahkemesinin görevli olduğu, görev hususunun mahkeme tarafından resen yargılamanın her aşamasında nazara alınacağı gözetilerek, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ——— Esas, ——– Karar sayılı ilamı doğrultusunda doya üzerinden yapılan inceleme neticesinde mahkememizin görevsizliğine ve dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair tensiben aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) DAVANIN GÖREVSİZLİK NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-) Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-) 6100 sayılı HMK md. 331/2 uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına ancak Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi ve bu durum belirtilerek Mahkememizden talepte bulunulması durumunda harç ve yargılama giderleri konusunda Mahkememizce karar verilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile tensiben karar verildi