Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/303 E. 2022/648 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/303 Esas
KARAR NO: 2022/648
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/10/2019
KARAR TARİHİ: 04/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —- arasında—– —- ——hizmeti alınması için davalı şirkete —– bedel ödendiğini ancak davalı tarafça söz konusu hizmet verilmemesine rağmen müvekkilince ödenen bedelden—– kesinti yapılarak bakiye bedelin iade edildiğini, ayrıca müvekkilinin davalı şirketten ——-hizmeti alamaması nedeniyle, başka bir şirketten hizmet almak zorunda kalıp fazladan — bedeli ödediğini, hizmet alınmamasına rağmen ödemek zorunda kalınan toplam —- bedelin tahsili için başlatılar —- Esas sayılı icratakibine itiraz edildiğini, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla; davalının şimdilik —– tutarında taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki doğmuş ve doğacak mal, hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, yapılacak yarpılama sonucunda itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili şirketin kendi ——– olmadığını, bu tarz —— kiraladığını, —– destek olduğunu, ——– sağladıklarını,—- davacı tarafa sunulacak —- anlaşıldığını ve bu firmaya bu —- kiralanacağı yönünde taahhüt verildiğini, —- üzerine—— iptal edilince müvekkili şirketin de —- verdiği —–kaldığını, bu şirketin de müvekkili şirkete, anlaşılan rakamın —- olarak yansıttığını, müvekkili şirkettin de —- iptal bedeli olarak keserek kalan —- iade ettiğini, söz konusu—– kendileri tarafindan iptal edilmediğini, ileri sürülen iddiaların yerinde olmadığını beyanla, davanan reddine kerar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretini karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——-icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, ——- takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buluduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda özetle; ” Dava konusu olayda, davalı tarafından, —– nedeniyle düzenlenen ve dayanağı mevcut olan fatura tutarını davacıdan talep edebileceği, bu nedenle davalının yapmış olduğu ücret iadesindeki fatura tutarı kadar olan — kesintinin yerinde olacağı, Davacının kaçırılan teklif sebebi ile ödediğini iddia ettiği farkı davalıdan talep edemeyeceği, Davalının aleyhine—– sayılı dosya ile başlatılan takibe vaki itirazının yerinde olacağı” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen ek raporda özetle; —- gerçekleştirilmediği, özel firmalara helikopter/uçaklarla gerçekleştirilen —- gerçekleştirildiğinin tespit edildiği, —- yapılan —- —- planlarının çekildiği,—-olduğunun tespit edildiği, —-olduğu, yapılan yeniden inceleme sonucunda kök raporda ulaşılan görüşlerinin muhafaza edildiği, nihai takdir ve hukuki tavsifi tamamıyla Mahkemeye ait olduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davacı tarafından gösterilen tanıklar dinlenmiş olup, Tanık —- uğraştığını,—- olduğunu, Davacıyı’da kendisine zaman zaman hizmet verdiği için tanıdığını,—- — olduğunu, —— gerçekleştiğini, —- önce—- sunduğunu, —- sonra —- planlandığını, her istenildiği zaman kara yolu—- kimlerin, —- aldığını,—– bulunmadığını, davaya konu tarihte de müsait değildi, ——mevcut olduğunu, bunlarda—- yaptığını, —– bulunmadığını, olsa idi davalı taraf gerekli bilgileri verirdi, davacı tarafın olay günü kendisini aradıklarını, ancak —- sağlayamadığını, — aldıklarını, —-olmadığını, —- verilecek tutar olurdu. —- arasında bir rakam olurdu.—-olmadığını, kendileri gibi aracı bir— olduğunu,—— verdiğini, ———-bulunmadığını, ——– aşamalarında ——- sağladığını, ancak imkan buldukları zamanlarda——— beyan etmiştir.
Dosya kapsamına göre davacı ile davalı arasında arasında şifahi olarak —–hizmeti alınmasına yönelik olarak anlaşıldığı, davalının kendi bünyesinde——– bulunmadığı, davalının—- kiralanmasına aracılık edip gerekli— firma olduğu, davalı ile dava dışı—– arasında
davacının talebi doğrultusunda—– imzalandığı, ilgili sözleşmede —- söz konusu olduğunda —– bir kesinti olacağının yazılı olduğu,—- davacı tarafından feshedildiği, fesih nedeniyle davalıya gönderilen ücretten dava dışı ——- kesinti yaptığı anlaşılmıştır. Davacı taraf davalı tarafından kaynaklanan ———– kullanılmasını gerektiren acil durum olması sebebiyle sözleşmeyi feshettiklerini iddia etmiş ise de uçuşun iptalini gerektiren sebepler davacı tarafından somut olarak ispat edilememiştir. Davalı taraf ediminin ifası için üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiştir. Bilirkişi raporu ve tanık anlatımlarıyla ——- hizmeti veren ——- sınırlı sayıda olduğu, rezervasyonla çalışıldığı, —–öncesi ücretinin tamamının alındığı, ücret ödendiğinde aracın — edildiği,—- taleplerin geri çevrildiği anlaşıldığından haklı sebep olmaksızın iptal edilen ———– yapılan kesintinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf davalı ile anlaşma yapılması sebebiyle—- teklifi kaçırması ve başka şirketten hizmet alarak —– ödediği iddiasıyla fazladan ödediği —– davalıdan tahsilini talep etmiş ise de yukarıda da bahsedildiği—– davacı tarafından feshedildiği gibi dava dışı —— olduğu, davacının iddia ettiği gibi —- olmadığı, davacının ——– olduğu, dolayısıyla aynı şartlarda ——verilmiş bir teklif olmadığı, ——-güzergahlarının farklı olduğu, davacının kaçırdığı bir fırsatın bulunmadığı anlaşıldığından davacının bu talebi de yerinde görülmeyerek davanın reddine yolunda aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Davalının kötüniyet tazminatı talebi de şartları oluşmadığından reddedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davalı tarafın şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 7.953,60 TL harcın mahsubu ile artan 7.872,90-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 10.161,13-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde———— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/10/2022