Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/3 E. 2020/461 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/3 Esas
KARAR NO : 2020/461

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı arasında ham madde alımına ilişkin olarak ——- bedelli faturanın kesilerek, usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edildiğini, davalının söz konusu faturaya itiraz etmediğini ve fatura bedelini müvekkile ödemediğini, müvekkilin fatura alacağının ödenmesi yönündeki sözlü taleplerinin davalı tarafça dikkate alınmadığını, Arabuluculuk görüşmelerine bir sonuca varılamadığını, borçlunun ödeme emrine itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla, takibin devamına, borçlunun % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı tarafın dava dilekçesine cevap dilekçesi vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, İstanbul Anadolu——. İcra Müdürlüğünün —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —–tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından 14.06.2019 tarihli itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın 03.09.2019 tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
HMK 6. maddesi gereği genel yetkili mahkeme ve icra dairesi davalı borçlunun yerleşim yeri mahkeme ve icra dairesidir. Sözleşmeden kaynaklanan davalarda HMK’unun 10. maddesi gereğince borcun ifa yeri mahkemesi de yetkilidir. 6098 sayılı TBK ‘unun 89/1 maddesi uyarınca aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Buna göre davacı alacaklı yerleşim yeri mahkemelerinde veya borçlunun yerleşim yeri mahkemelerinde dava açabilecek ,icra takibi başlatabilecektir. Dava açarken ve icra takibi başlatılırken seçimlik yetki kapsamında birden fazla mahkeme ve icra dairesinin yetkili olması halinde seçim hakkı davacı alacaklı da olup davacı alacaklı seçim hakkını yetkili ——— yönünde kullanmıştır. Buna göre takibin başlatıldığı ——– yetkili bulunduğu anlaşıldığından davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Vergi Dairesinin yazı cevabına göre davalının bilanço usulüne göre defter tuttuğu,—- Müdürülüğünün cevabi yazısında davalının —- bulunduğu birlikte değerlendirildiğinde davalının esnaf boyutunu aşan ticari işletme işleten kimse olduğu anlaşıldığından uyuşmazlık asliye ticaret mahkemesince görülerek karara bağlanmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,”tarfların defterler ibraz edilmemiş olup, davacı yanın 2018 yılına ait ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğunu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davalı yan ile arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davacı yanın 2018 yılı yevmiye defterinde davacı yanın davalı yandan —— ticari alacaklar hesabında 30.05.2019 tarihi itibari ile, 8.434,99 TL alacaklı olduğu, davacı yanın icra takibi olan 30.05.2019 tarihi itibari ile değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği ” şeklinde rapor sunulmuştur. Her ne kadar bilirkişi raporunda davalının temerrüde düşürüldüğüne dair dosya kapsamında belge olmadığını iddia etmiş ise de; icra dosyasının ekinde 30/04/2019 tarihli ihtarnamenin bulunduğu ve bu ihtarnamenin de 03/05/2019 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalının 07/05/2019 tarihinde düştüğü, temerrüt tarihi ile takip tarihinden takip tarihi olan 30/05/2019 tarihine kadar işlemiş 174, 71 TL faiz alacağı bulunduğundan taleple bağlı kalınarak davanın kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının İstanbul Anadolu—–. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline takibin aynen devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 593,86 -TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 105,37 -TL harcın mahsubu ile bakiye 488,49-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 105,37 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 149,77 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 174,20 -TL tebligat ve müzekkere gideri,800,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 974,20-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——esaslara göre belirlenen 3.400,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzene karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.