Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/291 E. 2021/285 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/291 Esas
KARAR NO: 2021/285
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2019
KARAR TARİHİ : 23/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen —– tarihli —————— yapılarak sözleşmede belirlenen tarihlerde teslimine karar verildiğini, bu kapsamda ilk etapta kumaş ve astarların davalıya gönderildiğini ve davalı tarafından teslim alındığını, ardından diğer malzemelerin davalı şirkete nakliye firması aracılığı ile gönderildiğini, ancak davalı şirket tarafından malzemelerin alınmadığını ve şirket yetkilisi olduğunu beyan eden —– isimli kişi tarafından ürünlerin teslim alınmayacağının beyan edildiğini ve tutanak altına alındığını, bu durum karşısında ————– numaralı ihtarın keşide edildiğini sözleşme konusu edimin yerine getirileceğinin bildirilmesi ile derhal malzemelerin teslim alınarak üretime başlanması hususunun ihtar edildiğini, davalı şirketin kurumsal mail adresinden —– tarafından kalan malzemelerin iade alınması için mail gönderildiğini ve akabinde —– tarihinde davalı şirket vekili tarafından ————— yevmiye nolu ihtarın keşide edildiğini, ihtarda taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, ürünlerin üretimi hususunda sözlü bir anlaşma yapıldığını bir kısım kumaş ve astarların gönderildiği ancak diğer malzemelerin gönderilmediğinin belirtildiğini, sözleşme konusu ürünlerin müvekkil tarafından ihraç edileceğinden ve sürenin kısıtlı olması nedeni ile ——- yeni bir ——– imzalandığını ve ürün adedinin —– bu firmaya yaptırıldığını, davalının haksız ve sebepsiz olarak sözleşme konusu ürünleri dikmekten vazgeçmesi nedeni ile ürün başına — fazla ödeme yapılara—– adet ürünün başka bir firmaya diktirilmesi nedeni ile müvekkil tarafından —— ödeme yapıldığını, davalı ile müvekkil arasındaki sözleşmenin 4. Maddesi gereğince ürünlerin zamanında teslim edilmemesi halinde geciken her gün için ürün bedelinin %5.i oranında cezai şart ödemesinin kararlaştırıldığını, davalı şirketin edimlerini yerine getirmemesi nedeni ile yaşanan gecikmeden dolayı —- cezai şart ödenmesi gerektiğini, davalı şirketin ürünlerin teslim almaması ve teslim edilen ürünlerin iade edilmemesi nedeni ile —– nakliye bedeli ödendiğini, bu miktarı da davalı şirketten talep ettiklerini, beyan ederek, fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydı ile davalının edimin ifasından vazgeçmesi nedeni ile oluşan cezai şart bedeli alacakları için şimdilik —-ürünlerin üçüncü kişiye diktirilmesi nedeni ile oluşan fiyat farkı için şimdilik —- fazladan yapılan nakliye gideri iç in————— dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki açılmış davanın cezai şart ve tazminat ödenmesi talepli olduğunu, davacının dava dilekçesinde ——— tazminat talebinde bulunduğunu, ancak netice talep bölümünde ——— talep ettiğini ve davasını bu tutar üzerinden harçlandırmış olduğunu, bu durumun usul hükümlerine aykırı olduğunu, davacı tarafa kesin süre verilerek eksik harcın tamamlattırılması veya usulden reddedilmesi gerektiğini, davacı şirket ile müvekkil arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, tarafların ürünlerin dikilmesi için şifahi olarak bir görüşme yaptıklarını, davacı şirketin müvekkiline eksik malzeme gönderdiğini, üretime geçilmesi için gerekli olan kumaş, astar ve etiket gibi ürünlerin eksiksiz olarak gönderilmesi halinde üretime başlanabileceği hususunda karşılıklı olarak şifahi anlaşmaya varıldığını, davacı tarafından sadece kumaş ve astar gönderildiğini, üretime başlamak için gerekli olan kesim kalıpları, tela ve etiket gibi ana malzemelerin gönderilmediğini, eksik malzeme ile üretime başlanmasının mümkün olmadığının davacı tarafça bilindiğini, buna rağmen davacı tarafça müvekkile haksız taleplerle ihtarnameler keşide edildiğini, ve yine haksız içerikli —– fatura tanzim edilerek gönderildiğini, müvekkil şirketin ————-yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı şirkete haksız içerikli düzenlenmiş faturayı ve zarar tazmini ile ceza şarta ilişkin hiçbir talebin kabul edilmediğinin bildiriliğini, taraflar arasında yazılı ıslak imzalı bir sözleşme bulunmadığını, sadece şifahi olarak anlaşmaya varıldığını, ihtilafın tamamen davacı tarafın eksik malzeme göndermiş olmasından kaynakladığını beyanla, davanın reddine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında kurulan ticari ilişki kapsamında oluşan alacağın tahsili amacı ile açılan alacak davasıdır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, konunun incelenmesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yapılarak rapor tanzim edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda ” davalıya elektronik posta ile gönderilmiş sözleşme olmadığı, mail adresi kullanıcısı ——— kendi tasarrufu ile yapmış olduğu ve sözleşme bulunmadığı iddiasının ——çerçevesinde gönderilen ilk parti ürünlerin kabul etmesi ile de çürüdüğü kanaatine varıldığını toplam üretimin —- olarak gerçekleştiği ve birim fiyat açısından davalını zararın——olduğununu tespit edildiği, teslim edilmiş ürünlerin nakliyesi sebebi ile davacının —— nakliye zararının bulunduğu, cezai şart yükümlülüğünün davalının sorumluğunda bulunduğu, bu duruma göre —– üzerinden hesap yapılması gerektiği, bilirkişi heyeti tarafından verilen ek raporda, ——— kullanılmak üzere teslim edilen 1. Parti ürünlerin kabul edilmesi dolayısı ile davacı ve davalı firmalar arasında —- —- sözleşmesi bulunduğuna delil teşkil etmek olduğu yönünde görüş bildirildiği, dilekçenin ekinde bir kısım fotokopi fatura var ise de bunların somut çekişmeyle ilgisi illiyetinin kurulamadığı, davalı ile davacı yan arasında davacının ileri sürdüğü anlamda bir içerikte sözleşmenin tamamlanıp tamamlanmadığının net olarak anlaşılamadığı, davacının davalı yana kumaş ve astar göndermesi ve bunun davalı yanca çekişmesiz kabulü yanlar arasında bir ilişkinin oluştuğu anlamına gelmekle birlikte kök raporda yazılı müteaların saklı tutulduğunu, davacı ile davalı arasında meydana gelen ilişkini davacının davada sağladığı ilişki olup olmadığının belirlenmesi hususu olduğunu, davacının davalıya gönderdiği bir kısım malzemenin davalı yanca alınmadığının ve iade olunduğunun anlaşıldığını, bu ilişkinin davacını sağladığı gibi kurulmuş olup olmamasına kakılmaksızın sona ermiş olarak değerlendirilebileceği, davalının hiç ürün üretmemiş ve dolayası ile teslim etmemiş olmakla—- teslim edilmemesine bağlı olarak ————- ayrıca fiili üretime bağlı olarak kök raporun 4. Sayfasında yer bulunan zararların istenmesinin düşünülebileceği, bilirkişi heyeti tarafından verilen ek raporda, davalının elektronik posta ile gönderdiği sözleşme olmadığı, —————– yapmış olduğu ve sözleşme bulunmadığı iddiasının, —– çerçevesinde gönderilen ilk parti ürünleri kabul etmesi ile de çürüdüğü,—- ekinde—– ürünlerin kabul edilmesi dolayısı ile davacı ve davalı firmalar arasında —– bulunduğuna delil teşkil etmek olduğu yönünde görüş bildirildiğini, dilekçenin ekinde bir kısım fotokopi fatura var ise de bunları somut çekişmeyle ilgisinin illiyetinin kurulamadığını, Davalı ile davacı yan arasında davacının ileri sürdüğü anlamda bir içerikte sözleşmenin tamamlanıp tamamlanmadığı net olarak anlaşılamadığını, davacının dosyada dayanılan deliller e-mailler itibari ile gönderilen taslak metnin davalını imza yetkilisinden sadır olmadığını ifade ettiğini, davacını davalı yana kumaş ve astar göndermesi ve bunun davalı yanca çekişmesiz kabulü yanlar arasında bir ilişkinin oluştuğu anlamına gelmekle birlikte kök raporda yazılan mütaların saklı tutulduğunu, davacı ile davalı arasında meydana gelen ilişkinin davcını davada savladığı ilişki olup olup olmadığı hususu olduğunu, bire bir malzeme gönderilip onun üretiminin yapılması üzerine bir ayrı ilişki kurulduğu da yine ve bağlamda Mahkemece kabul edilecek olursa bu durumda davacı yanın cezai şart talebinin kabul edilmesi her halükarda olanaklı olmayacağı, davacının davalıya gönderdiği bir kısım malzemenin davalı yanca alınmadığı ve iade edildiğinin anlaşıldığını, bu ilişkinin davacının savladığı gibi kurulmuş olup olmamasına bakılmaksızın sona ermiş olarak değerlendirilebileceği, “şeklinde rapor sunulmuştur.
Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı davalıdan taraflar arasında geçerli olduğu iddia olunan —- —- kapsamında erkek montu dikimi hususunda anlaştıklarını, davalının bir kısım malzemeleri teslim aldığı, bir kısım malzemeleri teslim almadığı, dikim işini yapmadığı, ürünlerin başka bir firmaya diktirildiğini , montların 3. Kişiye diktirilmesinden doğan fiyat farkı alacağı, sözleşmeden kaynaklanan cezai şart ve nakliye bedelini talep etmiştir. Davalı taraflar arasında geçerli yazılı bir sözleşme olmadığını, şifahi anlaşma olduğunu, şifahi anlaşmaya göre davacının dikim için gerekli malzemeleri eksik gönderdiğini iddia ederek davanın reddini istemiş, davacı ise sözleşmenin mail yolu ile gönderildiğini, davalı tarafından da imzalanarak yine mail yoluyla kendilerine iletildiğini, ıslak imzalı aslının davalıda olduğunu sözleşmenin bu şekilde kurulduğunu ileri sürmüştür.
Dosya esasının çözümlenebilmesi için öncelikle taraflar arasında yazılı bir sözleşme kurulup kurulmadığının aydınlatılması gerekmektedir. Davacı tarafından sunulan sözleşme aslı dosyaya sunulamamış olup davacı da aslının kendilerinde olmadığını, davalı da olduğunu beyan etmiştir.
Davacının kendilerinde ıslak imzalı suretinin bulunmadığını, mail yazışması yoluyla söz konusu sözleşmenin kendilerine geldiğini beyan ettiğinden ve davalı tarafın da sözleşmeyi kabul etmediği görüldüğünden, sözleşmedeki imzanın davalı tarafa ait olup olmadığı konusunda isticvap davetiyesi çıkartılmasına veya imza incelemesine gerek olmadığı, sözleşmenin hükme esas alınamayacağının anlaşıldığı, dolayısı geçerli olmayan sözleşmeye dayanan cezai şart ve fiyat farkı ile nakliye alacağının kabul edilmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasında şifahi anlaşmanın bulunduğu, şifahi anlaşmaya dayanarak dava konusu ettiği alacakları talebinin mümkün olmadığı kanaati ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir ————
Davacı vekili tarafından tahkikatın bitirildiği ihtar edildikten sonra tarafların son sözlerinin sorulduğu esnada ıslah için süre talep edilmiş ise de HMK. 177/1. maddesine göre ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği hükmü düzenlenmiş olduğundan bu talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 390,23 TL harcın mahsubu ile artan 330,93-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ———— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 23/03/2021