Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/29 Esas
KARAR NO : 2023/192
DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/09/2019
KARAR TARİHİ: 24/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının yapımını planladığı —– hazırlanması, ruhsat alımı, projelerin —onaylarının yapılması ve iskan alımı işlemlerinin takibi konusunda müvekkille davalı şirket arasında ——- imzalandığını, müvekkille davalı şirkct arasındaki belirtilen sözleşmeden dolayı müvekkilin belirtilen iş ve işlemler dolayışıyla KDV dahil bakiye 80.392,48 TL alacağı bulunmakta olup bu bedeli davalı şirket müvekkile ödenmediğini, —–maddesinin g bendinde haklı bir neden olmaksızın davalının sözleşmeyi feshetmesi halinde müvekkilin sözleşmeden doğan tüm hak ve alacaklarına ilaveten sözleşme bedelinin % 10’u olan 11.000,00 TL’yi davalı şirket müvekkile ödemeyi kabul ve taahhüt etmiş ve davalı taraf müvekkille çalışmayı bırakıp başka bir mimarla proje devam etmiş olduğundan belirtilen 11.000,00 TL’yi de davalı taraf müvekkile ödemek zorunda olduğu halde müvekkile ödemediğini, davalıya ——-yevmiye sayılı ihtarnamesi çekilerek söz konusu bedeli müvekkile ödemesi istenmiş, ihlarname davalıya 20.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği halde davalı ödemeyapmadığını, davalı tarafındanmüvekkiline——-yevmiye sayılı cevap ihlarnamesi çekildiğini, bu ihtarnamedeki iddia ve taleplerini kabul etmenin mümkün olmadığını, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşmasağlanamadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, şimdilik 5.000,00 TL tazminatın ihtarnameyle davalıya verilen sürenin dolduğu 28/03/2019 tarihinden itibaren işletilecek tircari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; 9.000,00 TL tazminatın ihtarnameyle davalıya verilen sürenin dolduğu 28.03.2019 tarihinden itibaren işletilecek ticari reeskont/avans faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ile nispi vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, Karar verilmesini beyan ve talep etmiştir
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket tarafından imza edilen ——- göre müvekkil şirket tüm edimlerini yerine getirmiş ve gerekli ödemeleri sözleşme sırasına göre yapmış olmasına rağmen davacı tarafından sözleşmeye aykırı ifada bulunulmuş olup müvekkil şirket zarara uğrattığını, müvekkil şirketten evvel binanın 6306 Sayılı yasa kapsamında yeniden inşası için kat maliklerine teklif götüren ve teklifi reddedilen olduğunu, davacının müvekkil şirketin bir anlamda sözleşme imzalatmak zorunda bırakıldığını, müvekkil şirket ile kat malikleri arasında 14.03.2017 tarihinde ön sözleşme imza edildiğini, davacı şirket ile hemen 1 hafta içerisinde proje hizmet sözleşmesi imza edildiğini, kat maliklerinin ——— tarihinde sözleşme imza edildiğini ancak sözleşme imza aşamasında %100 oran sağlanamadığını, davacı şirket yetkilisi ayrıca kat maliki olmakla tüm toplantılara iştirak etmekte süreci yakından takip etmesine rağmen bildiği ve bilmesi gereken hususlarda projenin henüz ruhsat alınabilir olmadığını bile bile müvekkil şirkete de sürekli beyanlarda bulunarak işlemlere devam ettiğini, projenin yapılacağı arsaya/yapıya ilişkin, riskli yapı kararı/harç muafiyeti 26.11.2018 tarihinde alınabilmiş olup davacı tarafın —– tarihleri arasında hazırlamış olduğunu iddia ettiği projelerin 28.11.2018 tarihi itibari ile mevzuata uygun olmaması nedeni ile uygulanabilmesi ve kullanılabilmesi de mümkün olmadığını, davacının elinde var olan hazır proje üzerinden revizyonlar yapılarak projeücretlendirildiğini, davacı şirketin işlem silsilesine göre yapmış olduğu son işlemin tarihi—— olduğunu Riskli yapı kararının alındığı tarih olan 26.11.2018 tarihinden sonra da hiçbir projeyi davacı şirket riskli yapı kararı tarihindeki mevzuata, plan notlarına göre revize etmediğini, davacı şirket yetkilisinin ——- kurumlar nezdinde yapmış olduğu tüm işlemler kat maliki sıfatı ile davacı şirket yetkilisi tarafından bizzat yapıldığını, davacı yanca, müvekkil şirket tüm kat malikleri ile uzun uğraşlar vererek sözleşme imzaladıktan, aşağıda belirttiğimiz davalar sona erdikten ve yapı ruhsatı başvurusundan sonra ihtar keşide edildiğini, müvekkil şirketin işe devam edememesinin sebebi davacı şirketin yetkilisinin de hissedarı olduğu taşınmazda tüm kat malikleri ile sözleşme imzalanmamış olması olduğunu, kat maliklerinin açmış olduğu davalar işin devamına ve ruhsat alınmasına engel teşkil etmekte olup müvekkilimin edimlerini ifa etmesinde bir kusuru bulunmadığını, davacının var ise harcadığı emek ve mesai bedeli fazlası ile ödendiğini, davacının yapmadığı işin — talep edemeyeceğini, müvekkil şirket, sözleşmenin— maddesine göre ruhsat teslim tarihine kadar —-ödemekle yükümlü olup iş bu bedel davacı tarafa ödendiğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından alınan kök ve ek raporda özetle; Taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde sözleşmenin TBK. m. 470 vd. hükümlerinde düzenlenmiş olan eser sözleşmesi ve TBK m. 502 vd. Hükümlerinden düzenlenmiş vekalet sözleşmesinin unsurlarını barındıran karma sözleşme niteliğinde olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin sona ermiş olduğu hususu uyuşmazlık konusu değildir davacı, davalının sözleşmeyi sona erdirme arzusunu kendisine ulaştırmış olduğunu beyan etmiş, bu aşamadan sonra işlemlerin başkaca yüklenici tarafından yürütüldüğünü belirtiği İş sahibinin sözleşmeyi tek taraflı irade beyanıyla neden sona erdirmiş olduğu tam olarak anlaşılamasa da, sözleşmenin işsahibi tarafından sona erdirilmiş olduğu hem davacının hem de davalının kabulünde olduğu, ancak bu iradenin hangi yolla ortaya konulduğu ispata muhtaç olduğu, her ki tarafın da tacir olduğu nazara alındığında, TTK m. 18/3 uyarınca tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılması gerekeceği davalı tarafından davacıya gönderilen cevabi noter ihtarında davacının mevzuata uygun proje çizmediği, bu nedenle başkaca şirketlerle sözleşme yapıldığı belirtildiği davalı bu cevabi ihtarı davacının sözleşme bedelinin tamamını talep etmesine karşılık göndermiş olup, bu ihtar öncesinde davalının davacıyı temerrüde düşürdüğü, sözleşmeyi sona erdirdiğine ilişkin iradesini ne şekilde ortaya koyduğu ispata muhtaç olduğu, mahkememizce sözleşmenin sona erdirilmiş olduğunun davacının da kabulünde olduğu nazara alınarak teknik incelemede de davacı tarafından mimari projenin tümüyle tamamlanarak—— onay için verilebilecek hale getirilmemiş olduğu belediyece onaylanarak — düzenlediğine ilişkin belgelerin dosyaya sunulmamış olduğu tespit edilmiş olduğundan davacının sözleşmenin bakiye bedelini talep etmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılabilir. Ancak bu ihtimalde sözleşmede ücrete KDV’nin dâhil edileceği kararlaştırılmış olduğu nazara alınarak KDV’nin (50.000 TL*18/100-9.000 TL) davacı tarafından talep edilmesi mümkün kabul edilmesi gerektiği davalı tarafın sözleşmeyi sona erdirme iradesi ve bunun sebebi ispata muhtaç olduğundan taraflar arasındaki sözleşmenin karma niteliği nazara alınacak olursa TBK. M. 484 uyarınca işsahibi eserin tamamlanmasından önce yapılmış olan kısmın karşılığını ödemek ve yüklenicinin zararını karşılamak koşuluyla sözleşmeye feshedebileceği ve yine TBK. M. 512 uyarınca vekalet veren her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebileceği ihtimali de nazara alınmasının gerektiği eser ve vekâlet sözleşmesine ilişkin bu hüküm TMK. m. 5 atfiyla taraflar arasındaki uyuşmazlığa kıyasen uygulandığında, taraflar arasındaki sözleşmenin iş sahibi tarafından bu yolla sona erdirildiği sonucuna varılabileceğini ancak davacı taraf sözleşmede kararlaştırılan bedelin tamamımnı talep etmekte olup, gerek TBK. m. 484 gerek TBK, m. 512 bu talebe imkan vermez. Her iki hükümde de talep konusu edilebilecek husus uğranılan zararlardır. Belirtelim ki TBK. m. 484 uyarınca talep edilebilecek zarar kalemi olumlu zarar kalemidir. Bu olumlu zararın bakiye sözleşme bedeline karşılık olup olmadığı ispata muhtaç olup TBK. m. 114/11 atfıyla uygulanan TBK. m. 50/11 uyarınca zararın ispat edilememesi halinde hakimin hakkaniyete uygun şekilde tazminatı belirlemesi mümkün olduğu taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından hangi sebeple sona erdirildiğinin ve hangi yolla sona erdirildiğinin ispata muhtaç olduğu, sözleşmenin sona erdiğinin davacının kabulünde olduğu, davacının sözleşmeye göre ifayı tamamlayamadığı nazara alındığında, teknik incelemede davacıya yapılması gereken ödemenin yapılmış olduğu tespit edilmiş olduğundan, davacının bakiye sözleşme bedelini talep etmesinin mümkün olmadığı, sadece ödenmiş kısma ilişkin KDV talep edebileceği, bu miktarın 9.000 TL olduğu, davalının sözleşmeyi hangi yolla sona erdirdiği ispata muhtaç olduğundan, TBK m. 484 hükmünün kıyasen uygulanması gerektiği sonucuna varılacak olursa davacının bakiye sözleşme bedelini değil ancak zararlarını talep edebileceği, hususlarını beyan ve rapor etmiştir.Bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 10/06/2022 tarihli raporda özetle; davacı yüklenici şirket tarafından Sözleşmede yer alan Proje Hizmetlerinin tümüyle yerine getirilmediği, ruhsat alımı için gerekli olan —–hazırlanarak—– onaylatılarak —-alınmadığı, Yüklenici tarafça, sözleşmede yer alan ve ön çalışmalar olarak nitelenen hizmetlerin yerine getirildiği, bu hizmetler karşılığında İşveren tarafından yükleniciye (20.000,00TL-430.000,00 TL) — 50.000,00TL (KDV Hariç) bedelin ödenmiş olduğu, Davacı yüklenici şirket alacağının tamamını talep edebilmesi için, sözleşmenin ödeme şartlarında belirtilen ruhsat teslimi——– yerine getirmesi sonucunda ancak 60.000,00TL KDV talebinde bulunabileceği Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Verilen yetki ile davacı şirketin ticari defterleri incelenmiş olup, 2017-2018 ve 2019 yıllarına ilişkin açılış ve kapanış tasdikle: zamanında yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davalı şirketin incelenen 2017-2018 ve 2019 yıllarına ilişkin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin sözleşme kapsamında talep edebileceği alacak miktarına KDV eklenerek ödenmesi gerektiği yönündeki talebinin yerinde olduğu, davacının alacağının KDV eklenerek ödenmesi gerektiği kanaatlerine ulaşılmış olup, davacının hakketmiş olduğu 50.000,00 TL 9.000,00 TL KDV” 59,000,00 TL tutarlı alacağına karşılık davalı şirket tarafından 50.000,00 TL ödeme yapılmış olduğundan, davacının dosya kapsamına göre 9.000,00 TL alacağını talep edebileceği davacı şirket tarafından, davalı şirkete, alacaklarının ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde ödenmesi talebiyle gönderilen ——- yevmiye no.lu ihtarnamenin davalı şirkete 20.03.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olduğundan, alacağın 28.03.2019 tarihi itibariyle muaccel hale gelmiş olduğu değerlendirilmiş olup, mahkememizce kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, 28.03.2019 tarihinden itibaren hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında avans faiz talebinin yerinde olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin hangi nedenle sona erdiğini, özellikle haklı bir neden olmaksızın sona ermiş olup olmadığının ispata muhtaç olduğu, bu nedenle davacının ifa etmediği edimlerin karşılığını talep etmesinin mümkün olmadığı, sadece ifa edilen kısımlar için karşılık talep edebileceği, davacıya yapılan ödemenin ifa edilen kısma karşılık geldiği, ancak davacının KDV talep edebileceği, bunun dışında davacının ceza koşulu talep etmesinin mümkün olmadığı, mahkememizce sözleşmenin haklı bir neden olmaksızın sona erdirilmiş olduğu sonucuna varılacak olursa, sözleşmenin ileriye etkili şekilde sona erdiğinin kabulü ile davacının sadece ceza koşulunu ve kendisine ödenmemiş KDV bedelini talep edebileceği yoksa bu ihtimalde de ifa etmediği edimlerin karşılığının talep edilmesinin mümkün olmadığı hususlarını beyan ve rapor etmişlerdir.Uyuşmazlığın çıktığı tarihte yürürlükte olan ve uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 470. maddesinde, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.Eser sözleşmesinin unsurları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre bir eser meydana getirme, eser ve iş bedelidir. Satım akdinin unsurları da satılan mal, satış bedeli ve tarafların anlaşmasıdır.
Eser sözleşmesinde yüklenici faaliyette bulunmak suretiyle bir sonucu gerçekleştirmektedir. Meydana getirme (imal) unsuru eser sözleşmesi ile satış sözleşmesi arasındaki en önemli farktır. Satış sözleşmesinde satıcı sözleşmenin yapıldığı sırada hazır olan bir şeyi, eser sözleşmesinde ise yüklenici iş sahibinin siparişi üzerine kendisinin meydana getirdiği şeyi bir bedel karşılığında teslim etmeyi üstlenmektedir. —— sayılı ilâmında satış ve eser sözleşmeleri arasındaki ayırt edici unsurun imal (meydana getirme) olgusu olduğu vurgulanmıştır.
Davacı yüklenici şirket tarafından davaya konu sözleşmede yer alan proje hizmetlerinin tümüyle yerine getirilmediği, ruhsat alımı için gerekli olan —–hazırlanarak —– onaylatılarak yapı ruhsatı’nın alınmadığı, yüklenici tarafça, sözleşmede yer alan ve ön çalışmalar olarak nitelenen hizmetlerin yerine getirildiği, bu hizmetler karşılığında İşveren tarafından yükleniciye —— bedelin davalı şirket tarafından ödenmiş olduğu, davacı tarafından mimari projenin tümüyle tamamlanarak — onay için verilebilecek hale getirilmemiş olduğu——onaylanarak—-düzenlediğine ilişkin belgelerin dosyaya sunulmamış olduğu mahkememizce yapılan teknik inceleme neticesinde tespit edilmekle aksinin de davacı tarafça ispat edilemediği anlaşıldığından davacının sözleşmenin bakiye bedeli talebi için yasal şartların oluşmadığı ancak taraflarca düzenlenen sözleşmede ücrete KDV’nin dâhil edileceği açıkça kararlaştırılmış olduğu görülmekle davalı tarafça davacıya ödenen bedelin KDV’si olan 9.000 TL’nin davacıya ödenmesine yönelik talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 5.000 TL ye temerrüt tarihi olan 28/03/2019 tarihinden itibaren kalan kısım olan 4.000 TL ye ise ıslah tarihi olan 25/11/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar harcı 614,00 TL ‘den davacı tarafça tamamlama harcı olarak yatırılan 68,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 545,60 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 68,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.256,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekiline ( e duruşma vasıtsı ile) davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/03/2023