Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/27 E. 2020/261 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/27 Esas
KARAR NO: 2020/261
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2019
KARAR TARİHİ: 23/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile, ———- numaralı —– başlangıç tarihli kiralama ve hizmet sözleşmesi ile ticari ilişkiye girildiğini,————————-tarihli yazısı ile müvekkili şirkete başvurarak sözleşme kapsamındaki servis hizmetini, kendisinden alacağın makineleri kendisinin kullanacağını, sözleşmeyi tüm şartları ile kabul ettiğini, bundan böyle faturaların kendi adına tanzim edilmesini bildirdiğini, sözleşme kapsamında her ay hizmet ve makine tahsis bedeli olarak faturaların düzenlendiğini ve kendisine tebliğ edildiğini, müteakip taleplere rağmen fatura bedellerinin ödenmemesi nedeni ile davalı borçlu aleyhine —— İcra Müdürlüğünün ——— Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini beyanla, itirazın iptaline, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın konusunun taşınır kira sözleşmesinden kaynaklanması nedeni ile, huzurdaki davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesinin gerektiğini, davanın görevsizlik nedeni ile reddinin gerektiğini, müvekkilinin bahsi geçen faturalara ilişkin hizmeti teslim alamadığını, davacı tarafın hizmeti verdiği faturaların usulüne uygun tebliğ edildiğini ispatla yükümlü olduğunu, borcun likit olmadığını bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, iş bu itirazın iptali davasının dayanağının bulunmadığını, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddine, davanın görevli mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, %10 dan az olmamak üzere idari para cezasına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, ————- İcra Müdürlüğünün ———— E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, ——— İcra Müdürlüğünün —-esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ——- tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya —— tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından —- tarihli itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın ————-tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,”tarfların defterler ibraz edilmemiş olup, davacı yanın ——– yılına ait ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğunu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davalı yan ile arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, ——- tarihli ayrıntılı mizanda —— müşteri no ile hesabında takip edildiğini, davalı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme neticesinde davacı yan ile arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davalı yanın ticari defter kayıtlarında — tarihli, ——-tarihli, ——— tarihli, ——tutarlı ve ——– tarihli ——-Tutarlı faturaların ödendiğine dair bir kayda rastlanmadığını, davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen toplam———–tutarlı faturaya karşılık, davacı yan tarafından davalı yana ödeme yapıldığına dair bir kaydın tespit edilemediğini, faturaların davacı ile davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı yanın incelenen ticari defterlerine göre davalı yandan —— tarihi itibari ile —— cari hesap alacaklı olduğu, ” şeklinde rapor sunulmuştur. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının ——- İcra müdürlüğü ——- esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİNE, takibin aynen DEVAMINA,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alının ———- asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 916,99-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 162,18-TL harcın mahsubu ile bakiye 754,81-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 162,13 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 206,53 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 118,10 -TL tebligat ve müzekkere gideri,800,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 918,10 -TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/06/2020