Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/26 E. 2021/505 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/35 Esas
KARAR NO: 2021/403
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 05/09/2019
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından —poliçesi kapsamında —tarihleri arası dönem için sigortalandığını, —tarihinde sigortalı aracın — sınırları içinde seyir halinde iken park halinde bulunan —– plakalı araçlara çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası tutulan kaza tutanağında, sigortalı araç sürücüsünün kaza nedeni ile kusurlu bulunduğunu, sigortalı aracın sürücüsü kaza sonrası olay yerini terk ettiğini, kaza sonucu —- plakalı araçlarda oluşan hasarın müvekkil şirket tarafından karşılandığını, maddi hasar nedeni ile müvekkil şirket eksper raporu doğrultusunda —tazminat ödediğini, alacağın tahsili amacı ile —— sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ederek takibin durduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde sonuçsuz kaldığını beyanla davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirket tarafından —-tarihleri arasında sigortalandığını, —tarihinde sigortalı aracın —- sayılı araçlara çarpması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonucu araçlarda meydana gelen hasarın müvekkil şirket tarafından karşılandığını, müvekkil şirketin ——– maddeleri uyarınca müvekkilini ödemiş olduğu sigorta bedelinin davalı sigortalıdan rücu etme hakkına sahip olduğunu, alacağın tahsili amacı ile ——— sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ederek takibin durduğunu beyanla, davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili asıl ve birleşen davaya karşı cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin araç kiralama şirketi olduğunu, bünyesinde bulunan bir çok aracını uzun süreli kira sözleşmesi ile kiraladığını, bu kapsamda —- tarihli araç kiralama sözleşmesi ile ——- uzun dönem olmak üzere kiraladığını, kazanın meydana geldiği, —- tarihinde söz konusu aracın fiili hakimiyeti ve tasarrufu kiracı şirkette olduğunu, müvekkil şirketin işleten sıfatının bulunmadığını, kaza tespit tutanağında kaza mahalinden kaçtığı iddia edilen araç sürücüsünün müvekkil şirket ile hiç bir bağlantısının olmadığını, kiracı şirket söz konusu aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere kullandığından, kaza sonucu meydana gelen hür türlü zararlardan işleten sıfatı ile sorumlu olduğunu, müvekkil şirketin —— plakalı araç yönünden işleten sıfatı bulunmadığından, müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını beyan ile Davanın reddine, davacı tarafın kötü niyetli olması nedeni ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava,— sigortalı aracın üçüncü kişiye verdiği zarar nedeniyle yapılan ödemenin, —– sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkin başlatılan icra takibine itiraz sebebiyle açılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali istemine konu, —- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; başlatılan takibin alacaklısının davacı; Borçlusunun davalı , takibin —tarihli hasara ilişkin yapılan — ödeme nedeni ile alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya — tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından verilen —-tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği ve takibin durduğu;
Birleşen davaya konu — dosyasının incelenmesinde; başlatılan takibin alacaklısının davacı; Borçlusunun davalı , takibin —- ödeme nedeni ile alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından verilen —– tarihli itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği ve takibin analaşılmıştır.
Davacı sigorta şirketi, davalı sigortalı adına kayıtlı araç sürüücüsünün meydana gelen kaza sonrasında olay yerini terk ettiğinden sözleşmeye dayalı olarak, üçüncü kişiye ödediği hasar bedelinin rücuen tahsilini istemiştir.
Davacı sigorta şirketinin, davalıya ait aracın —– tanzim ettiği ve kaza sonrasında araç sürücüsünün kaza mahallini terk ettiğine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalı sigortalıya ait araç sürücüsünün kaza mahallinden ayrılmış olmasının tek başına rücu için yeterli olup olmadığı, terkin yanında alkollü araç kullanmak yahut ehliyetsiz araç kullanmak veyahut kasıtlı olarak zararı getirmiş olmak gibi şartların gerekip gerekmediğine ilişkindir.
KTK’nun 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmüş olduğundan, sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi) olan sigorta ettiren davalı, sigorta poliçesinin ve sigorta genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür.
Sigorta sözleşmesine dayalı rücu davalarında, tarafların yükümlülüklerinin belirlenmesinde, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşme ilişkisi olması nedeniyle, poliçe ve poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan sigorta genel şartları nazara alınır.
Somut olayda, davacı ile davalı arasında tanzim edilen —- tanzim tarihlidir. Bu nedenle rücu şartlarının belirlenmesinde —tarihinde yürürlüğe giren —– nazara alınması gereklidir.
———— başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyet ameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Bu çerçevede,—— tarihinden önceki sigorta genel şartlarında olay yerini terk, kaza tutanağı ve alkol vb. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması rücu şartı olarak öngörülmemişken, ilgili maddenin (f) bendinde, belirli durumların haricinde olay yerinin terk edilmiş olması, kaza tutanağı ve alkol v.b. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması da, rücu şartı olarak düzenlemiştir.———- sigortalısına rücu edebilmesi için ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesi yeterli olup, sigortacının, sigortalısına rücu için sürücünün alkollü olduğunu yahut kasti eyleminin varlığını kanıtlaması istenemez.
Sigorta genel şartları——- kapsamında sigortalı, sürücünün olay yerine terk etmiş olması durumdan ancak;
-Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitmesi,
-Bedeni hasara neden olsun veya olmasın can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu hallerde ilgili maddeden kaynaklanan sorumluluklardan kurtulur.
Davacının talebi sürücünün genel şartlar——- maddesi gereğince sürücünün olay yerinin terkine dayalı olduğundan, mahkemece araç sürücüsünün olay yerini ne sebeple terk ettiğinin belirlenemediği, davacı tarafça olay yerini terk etme sebebinin alkollü olması, ehliyetsiz olması vb sebeplerden meydana gelmiş olabileceği, fakat olay yerini terk edecek zorunlu şartların oluşmadığı iddia edilmişse de bu iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olması isabetli değildir.
Davacı tarafından, kazada hasarlanan —– plakalı araç malikinin zararları kapsamında açılan hasar dosyası, hasar kapsamında yapılan ödemeye ilişkin dekontlar dosyaya sunulmuş, kusur- hesap ve sigorgorta bilirkişisinden rapor alınmış, hüküm vermeye elverişli tüm deliller toplanmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi kök raporunda, “Kusur yönünden yapılan değerlendirmede—-plaka sayılı araçların park halinde olduğu, olayın oluşumunda etkenlerinin bulunmadığı, —- plaka sayılı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, Hasar yönünden yapılan değerlendirmede — plaka sayılı araçta yedek parça olarak toplamda —- masraf yapıldığı, tamiratın çarpma sonucu meydana gelen maddi hasar ile uyumlu olduğu, —- plaka sayılı aracın hasarı yönünden toplam hasar tutarının—-olduğu, araçların toplam hasar ve işçilik tutarının —–olduğu,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Mahkemece bilirkişi heyetinden alınan ek raporda; “dava konusu kazalı — plakalı aracın hasar geçmişinin incelenmesinde — adet hasar kaydının bulunduğu, dava konusu kazadan önceki 2. El fiyatının piyasa koşullarının— olabileceği, aracın kaza tarihi itibari ile değer kaybı tutarının ——olduğu, davacının davasını rücu ederken kusura ve özellikle de kaza sonrası olay yerini terk durumuna dayandırdığı, kolluk tutanağında sürücünün kaza sonrasında yaya olarak kaçtığının belirtildiği, uzun süreli bir yıl yada bir yılı aşan kiralama bilgi ve belgesine rastlanmadığından davalı şirketin bu yöndeki işleten olmadığı yönündeki beyanlarının mahkeme takdirinde olduğu, önceki kök raporda yer alan hasar tutarına ek olarak Birleşen dosyada değer kaybı yönünden — plaka sayılı aracın değer kaybı tutarının — olduğu, asıl dosya için —- belirlendiği kadar olabileceği, ——- dosyası kadar olabileceği ve icra gününden itibaren faiz işletilebileceği, davacı sigorta şirketinin olay yeri terk sebebiyle zararın arttığına dair bilgi ve belge sunmadığı ispat koşulunun yerine getirilmediği hukuki sonucuna mahkemece de ulaşılması halinde rücu koşulunun oluşmayacağı ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Somut olayda; davalıya ait aracın sürücüsünün dosya kapsamında ifadesine yönelik bir belge bulunmamaktadır. Kaza sonrası sürücüye yönelik kaza mahallinden ayrılmasını gerektirir haklı bir nedenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle hasarın teminat içinde olduğunu ispat yükümlülüğü sigortalıdadır. Sigortalı da hasarın teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir delil sunmamıştır. Her ne kadar davalı taraf kazaya karışan anacı dava dışı —– uzun süreli kiraladıklarını dolayısıyla sorumluluklarının olmadığını iddia etmiş ise de dosyaya kazandırılan kira sözleşmesi incelendiğinden sözleşmenin ——–tarihinde meydana geldiği, kira sözleşmesi içeriğinden kira süresinin anlaşılamadığı, uzun süreli kira ilişkisinin tespit edilemediği, —– da araca ilişkin kira bilgilerinin olmadığının ilgili emniyet müdürlüğünce bildirildiği nazara alındığında meydana gelen zarardan davalının sorumlu olduğu kanaati ile davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A- Asıl davanın —- KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının — dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin —- asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, işlemiş faiz talebinin reddine,
2-Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı—davacı tarafça peşin olarak yatırılan —- harcın mahsubu ile bakiye —-harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 244,69 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 289,09 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 146,70 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.546,70 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.510,00 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 497,47 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.288,67-TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 31,33 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
B- Birleşen davanın —- KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının —- dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin — asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, işlemiş faiz talebinin reddine,
2-Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 561,37 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 98,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 462,94 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 98,43 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 142,83 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 166,84. TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.293,73-TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 26,27 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde———Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2021