Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/237 E. 2021/119 K. 05.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/237 Esas
KARAR NO: 2021/119
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2019
KARAR TARİHİ : 05/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca müvekkil firmanın, davalı tarafa yapı market ürünleri sattığını, davalı tarafın satın almış olduğu ürünlere ait fatura bedellerini ödemediğini, bunun üzerine davalı firmaya ———— ihtarname göndererek cari hesap alacağının ödenmesini talep ettiğini, davalı firmanın söz konusu ihtarnameye cevap vermediğini, bunun üzerine ticari anlaşmazlıklarla ilgili olarak arabuluculuğa başvurduklarını ancak görüşmelerden sonuç alamadıklarını, davalının, müvekkil firmanın alacağını ödememesi üzerine —— dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını ancak davalı borçlunun —— tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durduğunu, davalı firmanın takip tarihine kadar —- asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş ticari temerrüt faizi olarak —- olmak üzere toplam —– müvekkil firmaya borcu olduğunu tüm bu nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davacı tarafla arasındaki ticari ilişkiye ilişkin düzenlenerek tebliğ edilen fatura bedellerinin tamamının davacı şirkete ödediğini, hiçbir şekilde müvekkil şirketin davacıya borcu olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte ödeme emrinde belirtilen faizin de hukuka aykırı olup kabulünün mümkün olmadığını, alacağın likit ve muayyen olmadığını, bu bakımdan davacının icra inkar tazminatı talebinin reddinin gerektiğini, tüm bu nedenlere haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretini karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, ——— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —– tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya—-tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından — tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, huzurdaki davanın —– tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan ek ve kök raporda özetle; davacı tarafın — yıllarına ait ——— açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun şekilde ve zamanında yaptırıldığı ve sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı, davalı tarafın ——- açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun şekilde ve zamanında yaptırıldığı ve defterlerin sahibi lehine kanıt olma niteliği taşıdığı, davacının dava konusu borcun ödenmesi hususunda —- tarihinde davalıya ihtar çektiği tespit edilmiş olmakla birlikte aynı ihtarnamede davalıya borcun ödenmesi hususunda —- süre verdiği anlaşıldığı ve bu nedenle davalının temerrüde düştüğü — tarihi olarak tespit edildiği ve böylece dava tarihi itibariyle davacı alacağı olan — işleyen temmerüt faiz tutarının —- olarak hesaplandığı , dava konusu edilen — tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği ve böylelikle davacının davalıdan —- temerrüt faizi olamak üzere toplam —– alacaklı olduğu yönünde” rapor sunulmuştur.
Somut olayda her iki tarafın ticari defterleri incelenmiş olup, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi ——)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. ———Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlendiği hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerinde de davacıya borçlu olduğunun tespit edildiği ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu———–hükme esas alınarak davanın kısmen kabulü kısmen reddi yolunda hüküm kurulmuştur.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
1-Davalının ——– dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak yönünden iptaline, işlemiş faiz yönünden ise —- yönünden iptaline, bu alacak kalemleri yönünden takibin devamına, fazlaya yönelik talebin reddine,
2- Alacak likit olmakla birlikte asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 24.072,55 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.733,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 19.338,73 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 4.733,82 TL peşin harç olmak üzere toplam 4.778,22 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat ve müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.095, 50 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 984,95 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 33.118,11 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.932,80 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9- Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hmk 331. maddesi uyarınca davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10- Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde——— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/02/2021