Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/227 E. 2023/104 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/227 Esas
KARAR NO: 2023/104
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/09/2019
KARAR TARİHİ: 24/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin plastik ve temizlik ürünleri imalatı yapmakta olan bir şirket olduğunu, davalının ise geri dönüşüm ve atık değerlendirme işiyle uğraştığını, taraflar arasında devam eden cari ilişki sırasında, belirli tarihlerde fatura edilen ticari satımlar sonucunda toplam —- tutarında satış yapılmış ve davalı bu tutarın—- ödemiş, ancak bakiye kalan — tutarındaki alacağı ödemek konusunda müvekkilini oyaladığını, davalı hakkında—— sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlattıklarının davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile daha önce yapmış oldukları ticaret dolayısı davacı ile toplamda 47.155,00-TL’lik işlem yapıldığını, yapılan bu ticaretten kaynaklanan ödemeler dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere davacıya ödendiğini, 47.155,00-TL’lik alışverişin dışında ticari bir iş yapılmadığını davacıya borcu bulunmadığını, davacı alacaklı olduğuna dair ne bir fatura,irsaliye nede bir sözleşmeyi dosyaya sunmadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —— icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi —– tarafından alınan kök ve ek raporda özetle; Davacı yan tarafından incelemeye sunulan—– yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı yan tarafından davalı yana gönderilen —– malların ve bu mallara ilişkin düzenlenen faturaların davalı yanın zımnen kabulünde olduğu davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan 25.06.2019 tarihi itibariyle 171.612,09 TL alacaklı olduğu, davacı yanın 171.612,09 TL alacağı için 3095 sayılı yasaya (Md.2) istinaden icra takip tarihi olan; 25.06.2019 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği, hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Talimat Mahkemesince alınan Mali Müşavir Bilirkişi —– tarafından alınan kök rapor da özetle; Davalı —— yılı ticari defterlerini süresi içinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı, dolaysıyla —–göre yapılan tasdikler neticesinde davalının ticari defterleri delil niteliğine sahip olduğu davalının ticari defterleri incelendiğinde, davacıdan —– içinde 131.070,21 TL lik mal aldığı ve kayıtlarına 131.070,21 TL’lik fatura karşılığı mal alım faturası işlediği tespit edildiği davalının ticari defterlerine göre —- yılında davacıya bir ödeme yapmadığı, diğer bir ifade ile yaptığı ödeme var ise ticari defterlerine işlemediği, Davalının— ticari defterleri incelendiğinde —- nolu yevmiye fişi ile kaydedilen mashup fişinde —– yılında yaptığı tüm işlemleri bir belgeye dayanmadan kapattığı, mashup fişini dengelemek için ORTAKLARA BORÇLAR hesabına giriş yaptığı davalı —- yılında alacaklı olduğu töm firmalardan tahsilatı —— tarihinde yapıulmış, ve borçlu olduğu tüm firmalara —– tarihinde borçlarını ödemeiş olarak göstermiş ancak bu kayıt herhangi bir belgeye dayanmadan tamamen hesapların yıl sonundaki bakiyelerine göre yapılmış işlem açıklamasınada da dönem içi işlemler yazıldığı, davalı şirketin bu VUK’nmın 2019. Maddesinde belitilen kayıt sürelerine uymadığı Davalı şirket —– ticari defterlerine —- hesabını kaydetmediği Dolayısıyla davalının ticari defterleri bir takvim yılı içinde yapılan tüm işlemleri kapsamadığı Davalı —— ticari defterlerini açılış ve kapanış tasdiklerini süresi içinde yaptığı ve ticari defterleri delil niteliğine sahip olduğu, Davacıdan 131.070,21 TL’lik mal aldığı ve ticari defterlerine kaydettiği, Davalı, —— yevmiye fişi ile herhangi bir belgeye dayanmadan davacıdan aldığı 131.070,21 TL lik davacı alacağını kapattığı, dolaysıyla davalının bu işleminden sonra davacıya borcu gözükmediği, tüm borcu bir muhasebe fişi ile kapattığı, bu işlemin ——göre Kabul edilemeyeceği, Davalının —- hesabında — kayıt bulunduğu, dava dosyasına sunulan ödeme dekontlarını ne—- yılında ne de — yılında ticari defterlerine kaydetmediği, Davalı tüm alacak ve borçlarını—— nolu yevmiye fişi ile kapattığı,bu kaydı herhangi bir belgeye dayandırmadığı, yevmiye maddesinin açıklamasını DÖNEM İÇİ İŞLEMLER olarak kaydettiği, Bu kaydın VUK 219. Maddesinde açıklanan Kayıt Zamanı maddesine uymadığı, bu işlemin de ——- göre Kabul edilemeyeceği, Davalının —– yılı ticari defterleri davalının *bir takvim yılı içinde” yaptığı ticari faaliyetleri tam olarak kaydetmediği, hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi —– tarafından mahkememize sunulan raporda özetle; Davacı tarafından davalı tarafa satışı yapılan mal ve hizmet satışları ait —- tutarındaki faturaların bağlı bulundukları—– bildirildiği, Davalı, davacıdan aldığı —— tutarındaki faturaları bağlı bulunduğu — —- beyan ettiği Başka bir anlatımla davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturaların davalı tarafından —- tutarının beyan edildiği —- tutarının ise beyan edilmediği, Ancak davalının defterlerinde davacı tarafından düzenlenen faturalardan—- tutarında faturaların kayıtlı olduğu, Davalının ibraz edilen —– yılına ait Ticari Defterlerinden Yevmiye Defteri, Defter-i Kebir ve Envanter Defterleri açılış onaması 6102 sayılı TTK. Madde 64, 66 ve V.U.K. madde 220-226 uyarınca yasal süreler de tasdiklerini yapıldığı, Davalının ——– yılına ait ticari defterlerinden Yevmiye Defterleri hesap dönemi sonunda 6102 sayılı T.T.K.’nun 64/3 md. uyarınca —– yasal süresi içerisinde “Görülmüştür” tasdikinin yapıldığı,—– Yapılan tespitlere göre davalının ——- yıllarına ticari defterlerinin HMK 222. Md. Göre kendi lehine kesin delil teşkil ettiği Davalının ticari defter ve kayıtlarında; davalı adına açılan ———- kayıt edildiği, Davalının ticari defterlerinde davalıdan —- adet toplam —– tutarında faturaları aldığı davacının hesabına Alacak kaydettiği, davacıya olan —– nolu Yevmiye kaydı ile kapattığı, Davacı tarafından davalı tarafa —- adet muhtelif tarihlerde banka yolu ile —- ödemeler gönderilmesine rağmen davalının —– ticari defterlerinde herhangi bir kaydın bulunmadığı defterlerinden tespit edildiği, Davacının davalıdan —- tarihi itibariyle 171.612,09 TL Alacağının olduğu, mahkememizin tespitlerine katılmadığı takdirde , davalının usulüne uygun olmayan belgesiz kayıtlarına göre davacıya 131.070,21 TL faturaya karşılık yapılan muhtelif tarihlerdeki toplam —- ödeme mahsubu sonucunda ——- borcunun bulunacağı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Yapılan bilirkişi incelemelerinde davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen faturaların, davalı yan tarafından —- tutarlı kısmının ——– bildiriminin yapıldığı tespit edilmekle Bilirkişiler tarafından yapılan incelemede; sürekli aynı arabalarla, aynı kişilerle yapılan sevkiyatlara konu faturaların davalı yanda kayıtlı olmamasına rağmen yapılan ödeme tutarları ve ödeme açıklamaları göz önünde bulundurulduğunda; davacı yan tarafından davalı yana gönderilen —— malların ve bu mallara ilişkin düzenlenen faturaların davalı yanın zımnen kabulünde olduğu ticari defterlerin incelenmesi neticesinde her iki mali müşavir bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Davacı ve davalı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu ve davacı tarafın defterlerine göre davalıdan alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi ——-Yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.—– Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini usulsüz olarak tutulduğu mali müşavir bilirkişi tarafından tespit olunmakla davalı ticari defterlerinin lehine delil olarak değerlendirilmemiştir. Davacı tarafından davalı tarafa — yılında 5 adet muhtelif tarihlerde banka yolu ile —- ödemeler gönderilmesine rağmen davalının —- yılı ticari defterlerinde herhangi bir kaydın bulunmadığı defterlerinden tespit edildiği, yapılan incelemelerde;
sürekli aynı arabalarla, aynı kişilerle yapılan sevkiyatların yapıldığı söz konusu sahıslar davalı şirket —— çalışanı olmasalar da aynı kişi ve araçlarla yapılan sevkiyatlar neticesinde davalının davacı yana kısmi ödeme de bulunduğu hususu bir bütün halde değerlendirilmekle davacı ticari defterindeki kayıtlar hükme esas alınmakla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 171.612,09 TL alacağının olduğu kanaatine varılmakla , davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının —– esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 11.722,82 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.072,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.650,17‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 2.072,65 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.117,05‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.234,40 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 26.741,81 TL maktu/ nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —-Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/02/2023

TASHİH:
Dosyanın incelenmesi neticesinde;
DAVANIN KABULÜNE,
“1-Davalının ——- esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,” karar verilmiş ise de; sehven icra dosyası numarasının yanlış yazıldığı ve rakam hatası yapıldığı anlaşılmakla ; söz konusu durumun HMK 304/1 madde kapsamında maddi hata olduğu kabul edilmekle, gerekçeli kararın 1- numaralı bendinin “1-Davalının ——— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,” şeklinde tashihine (düzeltilmesine);
HMK.nun 304 (2) maddesi uyarınca düzeltme şerhinin ilamın tüm nüshalarına işlenmesine ya da eklenmesine karar verildi. 01/03/2023