Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/223 E. 2022/184 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/223 Esas
KARAR NO: 2022/184
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 24/09/2019
KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde müvekkili sürücünün idaresindeki — plakalı —, davalı sürücü — idaresindeki ve diğer davalının — sigortası olduğu— plakalı —— çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, kazada davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu; olayla ilgili ceza davasının—- tarihinde kesinleştiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik, davacı için—– manevi tazminatın davalılardan tahsiline; yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, söz konusu olan vakıanın —- tarihinde gerçekleştiğini, haksız fiillerden doğan tazminat alacaklarının, fiil tarihinden itibaren — zamanaşımı süresi içerisinde ileri sürülmesi gerektiğini, davacı tarafın davayı işbu – yıllık süre içerisinde davasını ikame etmediğinden, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen — tarihli kazaya karıştığı belirtilen, —plakalı aracın müvekkil şirkete —- sigortalı olduğunu, Müvekkil sigortacı şirketin, üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, kusur durumunun tespiti gerektiğini, manevi tazminat talebinden —- sorumlu olmadığını, — uyarınca manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, faizin hatalı talep edildiğini, müvekkil sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini, faizin dava açılış tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini ve yasal faiz uygulanmasının gerektiğini beyanla; Davanın usulden reddini, Davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddini, —-sürekli maluliyeti oluşmaması sebebiyle haksız davanın reddini, Manevi tazminat talebi teminat dışı olduğundan manevi tazminat talebinin reddini, Müvekkil şirket temerrüde düşmediğinden, dava tarihinden itibaren taraflar açısından yasal faiz uygulanmasını, aleyhe hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Diğer davalı —– kendisine yapılan usule uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazası nedeni ile oluşan maluliyet ve iş göremezlik nedeni ile uğranılan zararın tazminine ilişkin olarak açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı vekili —– tarihli kaza sebebiyle müvekkilinin geçici ve daimi maluliyeti bulunması sebebiyle davalılardan maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş davalılar ise davanın reddine karar verilmesine talep etmişlerdir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırıl ve maluliyete ilişkin ——- rapor alınmıştır.
—- tarihli raporunda kaza tarihinde geçerli olan — nihai özrünün bulunmadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise — ay olduğu tespit edilmiştir.
Tazminat ve yüzdelik kusur hesabı için alınan raporda ; ” kusur için yapılan değerlendirmede sonuç olarak; Önceden teknik olarak belirlenmiş—— kurallara karşı dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen — plakalı otomobil sürücüsü davalı — %75 oranında asli kusurlu” olduğu; Yine önceden teknik olarak belirlenmiş —-plakalı — sürücüsü davacı — %30 oranında tali kusurlu” olduğu; Kaza tarihinde —- olan davalı — ise araç sürücüsü davalı— kusuru oranında ve sigorta kapsamına göre sorumlu olduğu, yapılan tazminat hesaplamasında; —tarihinde meydana getlen trafik kazasında davacı için maddi zararın mevcut bilgi ve belgeler ile doğmayacağından hesap edilemeyeceği, Talep:—manevi tazminatın takdirlerde olacağı, talep:—hükmedilmesi durumunda manevi tazminatın— sorumluluğu dışında olacağı, temerrüdün alacağa —— kaza günü olacağı, ” şeklinde rapor sunulmuştur,
2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ———– düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiş olup, bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, —- “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden,—– motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesinde; bir motorlu aracın karıştığı kazada, bir 3. kişinin uğradığı zarardan dolayı birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunların müteselsil sorumlu olarak tutulacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut uyuşmazlıkta yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren işleten, sürücü ve trafik sigortacısı ile kazaya karışan davacı-zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Ancak maluliyete ilişkin raporda davacının engelinin—-, iyileşme süresinin ise iki aya kadar uzayabileceğinin tespit edilmesi , yaşı itibariyle geçici iş göremezlik zararı oluşmaması sebebiyle davacının maddi tazminata yönelik talepleri reddedilmiştir. Her ne kadar tedavi sürecine ilişkin masraflara ilişkin davacı taraf talepte bulunmuş ise de, yapılan masraflara ilişkin somut bir delil sunulmadığı, salt tanık beyanı ile evde tedavi hizmeti aldığının, ticari araç ile hastaneye gittiğinin kabul edilemeyeceği değerlendirilmiştir.
Davalı sigorta şirketi yönünden sigorta poliçesinde bu yönde kloz bulunmadığından manevi tazminat talebinin sigorta şirketi yönünden reddine karar verilmiştir.
Manevi zararın şahsiyet haklarına vaki tecavüz dolayısı ile bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ızdırap ve elem, bir kimsemin hayattan tat almasında yaşama zevkinde bir azalma olarak tarif edildiği, bu tariften anlaşılacağı üzere, manevi tazminata temel olan düşüncenin bozulmuş olan ruhi ve bedeni kusurun kısmen ve imkan nispetinde yeniden elde edilmesini teminine yönelik olduğu, manevi tazminatın kabulundeki gayenin faili cezalandırılmak veya onu muzayaka haline düşürmek olmadığı, mağdurun mal varlığında bir çoğalma husule getirmek veya mağdurun istediği tazmin şekillerini birini kabul etmek sureti ile onun acısını gidermek ve ruhen onu tatmin etmek şeklinde tarif edildiği, hukuka aykırı bir fiilin manevvie tazminatı gerektirebilmesi için o fiilin bir şahsın şahsa bağlı haklarını başka bir deyim ile şahsi menfaatlerini ihlal etmesi gerektiği, şahsa bağlı hakkın ise herkese karşı ileri sürülebileyeceği resmi ismi, şeref ve namusu özel hayata mesleki sırra iktisadi şahsiyete yapılan tecavüzlerin de şahsiyet haklarını ihlal eden haraketler olarak kabul edildiği TBK’nun 56 maddesinde de bu gibi şahsi menfaatlerin ağır ihlali halinde kusurunda ağır olması kaydı ile manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Somut olayda davacının davaya konu kaza sebebiyle meydana gelen maluliyetinden duyduğu elem ve keder ile olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat talebinin davalı —– yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat talepleri yönünden davanın REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE; — manevi tazminatın davalı— alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; davalı —-yönünden manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3-Dosyada —bulunduğundan, davanın ilk açılışında yatırılmayan, Karar harcı 512,33 TL ile 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 556,73 TL harcın davalı —- tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Dosyada —- bulunduğundan ve Suç üstü ödeneğinden karşılanan 141,30 TL tebligat ve müzekkere gideri ile 1.500,00 TL Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.641,30 TLnin davalı —- tahsili ile hazineye irat kaydı yapılmasına, davacı yanın dosyada bulunan gider avansından karşılanan 69,20 TL tebligat ve müzekkere gideri yargılama giderinin Davalı —-tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı —kendisini manevi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL’nin davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
7-Davanın reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak —– verilmesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretnin davalı—- tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 15/03/2022