Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/220 E. 2019/103 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/955 Esas
KARAR NO : 2019/140
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 27/12/2018
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
İstanbul Anadolu 2. Tüketici mahkemesinin —- E, —–K sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen dosyanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan davalıya ait——-aracın ihlalli geçiş yaptığını, bu itibarla alacakların tahsili amacı ile takip başlattıklarını, davalı icra dosyasına haksız ve hukuksuz yere itiraz ettiğini, bu itibarla davanın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı mahkememize verdiği beyan dilekçesinde özetle; Müvekkil — plakalı aracı ile — tarihinde giriş istasyonu —- yönü olarak otobana giriş yaptığını, Davacı yanca bahsedildiği gibi bu giriş ihlalli bir giriş olmadığını, Müvekkilin — mevcut olup gişeye aracı ile girmiş akabinde bariyer açılmış ve otobana giriş yaptığını, Dava dilekçesinde ” OGS veya HGS’den geçiş ücreti tahsilatı yapılamaması halinde geçiş esnasında gişede yer alan bariyer açılmamakta ve gişe memuru tarafından geçiş ücretinin gişede nakit, kredi kartı/ banka kartı ile ödenmesi talep edildiğini, Nakit,kredi kartı/ banka kartı ile de ödeme gerçekleşmez ise oluşan ihlalli geçiş kaydına ilişkin, geçiş ücretinin hangi surette nereye ödeneceğini, yasal ödeme süresinin ne kadar olduğunu, yasal sürenin bitiminde geçiş ücreti ile birlikte — katı cezanın ödenmek zorunda kalınacağını, ödemenin geciktirilmesi halinde tutara eklenecek diğer masrafların neler olduğunu belirtir ihlalli geçiş bildirimi her ne kadar müvekkil şirket için yasal bir yükümlülük olmasa da sadece bilgilendirme amaçlı olarak düzenlenerek ihlalli geçiş anında, araç sürücüsüne teslim edilmektedir.” şeklinde belirlendiğini, Davacı yancada açıkça ifade edildiği üzere herhangi bir ödeme alınamama durumunda bariyer açılmamakta geçişe izin verilmemektedir. Müvekkil ise hiç bir aksama yaşamadan bariyer açılarak yoluna devam ettiğini, dava dilekçesinde bahsedildiği gibi ihlalli geçiş anında araç sürücüsü olan müvekkile herhangi bir belgede teslim edilmediğini, İhlalli bir geçiş bir an için kabul edilse dahi müvekkil adına düzenlenmiş herhangi bir bildirim geçişten sonrada tebliğ edilmediğini, İhlal bildiriminin tebliğinin gerektiğini beyan etmiştir.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; 6100 Sayılı HMK’ nun 138/1 maddesi uyarınca dava şartları ve ilk itirazların dava dosyası üzerinde inceleme yapılarak duruşma açılmadan karara bağlanması mümkündür. Görev uyuşmazlığı da HMK’nun 114/1-c maddesi gereği dava şartları arasında sayıldığı için için evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilmesinin mümkün olduğu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun —-Esas, —– Karar sayılı ilamı ile de
kabul edilmiştir.
Mahkemelerin görevi ile ilgili asıl düzenlemeler 6100 sayılı HMK’da yer almakta olup, diğer bazı özel yasalar ile de görev düzenlemeleri getirilmiştir. Mahkemeler davanın tarafları ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında somut olay yönünden görevli olup olmadıklarını kendiliklerinden incelemek zorundadır.
Tüketiciler ile ilgili hükümler içeren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, bu yasanın 3/1-k maddesinde tüketicinin kim olduğu tanımlanmıştır. Bu maddeye göre Tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Aynı yasanın 3/1-l maddesinde ise Tüketici İşlemi:”Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık vb. sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Ayrıca”Bu madde tanımlar maddesi olup, bu maddede kanunda geçen ana kavramların tanımlarına yer verilmiştir. 4077 sayılı Kanun ile kıyaslandığında “Tanımlar” maddesinden bazı tanımlar çıkarılmış, yeni bazı tanımlar eklenmiş, bazı tanımlar ise değiştirilmiştir. Yapılan en esaslı değişiklikler tüzel kişilerin tüketici kavramının dışında tutulması ve tüketici işlemi kavramının kapsamının genişletilmesidir. Buna göre tüketici işlemi ; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık vb. sözleşmeler de dâhil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Böylece uygulamada ortaya çıkan ve tüketici sözleşmelerinin kapsamının daraltan yorumların da önüne geçilmiş olacaktır.”olarak belirtilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 83/2 maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun ( 6502 SY’nın ) görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer almaktadır.
Buna göre taraflar arasında tüketici işleminin varlığı halinde 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesine göre “yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra 30/05/2016 tarihinde açılan ve sözleşmenin taraflarından birinin tüketici olduğu davalar yönünden 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un özel kanun niteliğinde olması, bu yasanın 6102 Sayılı TTK.’ndan sonra yürürlüğe girmesi ve bu yasanın 83/2 maddesinin özel düzenlemesi karşısında, davaya konu işlemleri sigortacılık işlemi kabul etsek dahi bu kanunun aksine düzenleme içeren 6100 sayılı HMK.nun 2 ve 4. maddeleri ile, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev hususunu düzenleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun göreve ilişkin hükümlerinin yukarıda içeriği belirtilen düzenleme karşısında somut olaya uygulanmasının mümkün olmadığı kabul edilmiştir..
Somut olayda davalı ——–tacir olduğu tartışmasız olmakla birlikte davacı gerçek kişinin tacir olduğu iddia ve ispat edilmemiştir.Uyuşmazlığın ——– Plaka sayılı—- Marka aracın ihlalli geçiş yapıp yapmadığıdır, Aracın polnet kayıtlarında Hususi olarak kullanıldığı yazmaktadır.
Hukuk Genel Kurulu’ nun — esas- —-karar sayılı içtihatında ve Yargıtay —Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında, uyuşmazlığın çözümünde aracın ticari amaçla üretilmesi değil, hangi amaçla alındığına ilişkin tescilin tespitinin önem taşıdığı, araç ruhsatında yük nakli yazsa dahi, aracın hususi olarak tescil edilmesi durumunda, ticari araç olarak kabul edilemeyeceği kabul edilmektedir.Bu durumda, davalı sigorta şirketine, kasko poliçesiyle sigortalı aracın ruhsatında, kullanım amacının hususi yük nakli olarak belirtilmesi nedeniyle, sigortalı araç ticari araç olarak kabul edilemeyeceğinden, kasko sigorta sözleşmesi tarafları arasındaki eldeki uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir ———
6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olduğu, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağının belirtildiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c , 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KARŞI GÖREVSİZLİK NEDENİYLE DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin istanbul anadolu 2. Tüketici Mahkemesi olduğuna,
3-Mahkememiz ile İstanbul Anadolu 2. Tüketici Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından mahkememizce verilen karar kesin olarak verildiğinden HMK’nın 22/2 maddesi gereğince görevli mahkemenin belirlenmesi için DOSYANIN İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 37. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3.6100 sayılı HMK md. 331/2 uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,12/12/2019
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, kesin olarak karar verildi.