Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/2 E. 2020/104 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/2 Esas
KARAR NO: 2020/104
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 03/09/2019
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN
——ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
———– ESAS SAYILI DAVA DOSYASI
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 01/10/2019
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—————- sicilinde kayıtlı bir —— olduğunu, söz konusu şirketin sermayesinin çıkarılması gereken asgari miktara çıkarılmamış olduğu öngörülerek şirketin tasfiyeye engel durumu olmadığı anlaşıldığından ——- tarihinde tasfiyeye girdiğini ve tasfiye kararı ——- tarihinde tescil edildiğini, müvekkili tarafından ————karşı ————İş Mahkemesi’nde ——– esas sayılı dosyasından sigortalılık tespit davası açıldığını, sigortalılığın tespiti hususunda açılan ———İş Mahkemesi’nin ———– esas numaralı davanın ——— tarihli duruşmasında mahkemenin verdiği —- no’lu ara karar gereğince müvekkiline, davalı şirketin ihyası için dava açma hususunda gelecek celse tarihi olan ———- tarihine kadar süre verildiğini tm bu nedenlerle ————— sicilinde kayıtlı —————-unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş ve duruşmalara katılmamışlardır.
———— Asliye Ticaret Mahkemesinin ————– Eesas, ———- Karar sayılı ilamı ile mahkememiz dosyası ile aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunan dosyalarının birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleşen dosya davacı vekili birleşen davadaki dava dilekçesinde özetle; ————– sicilinde kayıtlı bir ——– olduğunu, söz konusu şirketin sermayesinin çıkarılması gereken asgari miktara çıkarılmamış olduğu öngörülerek şirketin tasfiyeye engel durumu olmadığı anlaşıldığından ————- tarihinde tasfiyeye girdiğini, tasfiye kararının ——- tarihinde tescil edildiğini, müvekkili tarafından —————– karşı ——– İş Mahkemesi’nde ——–Esas sayılı dosyasından sigortalılık tespit davası açıldığını, sigortalılığın tespiti hususunda açılan —————İş Mahkemesi’nin ——– esas numaralı davanın ——- tarihli duruşmasında mahkemenin verdiği — no’lu ara karar gereğince müvekkiline, davalı şirketin ihyası için dava açma hususunda gelecek celse tarihi olan —— tarihine kadar süre verildiğini, süresinde ———– ihyası talebi ile ———–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——– Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, —–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———- sayılı ara kararı ile ” davaya konu Tasfiye Halinde ———— son tasfiye memurları olan ———-ile ———-yönelik birleştirme talepli ihya davası açılması hususunda” kendilerine kesin süre verildiğini, bu nedenle işbu davayı açtıklarını, davalı şirkete tebligat yapılamadığından 6100 sayılı HMK 52. ve 54. maddeleri hükmünün yerine getirilmesine gerek kalmaksızın şirketin ihyası gerektiğini ileri sürerek ————– sicilinde kayıtlı ——————–unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, işbu dava ile ——– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———– Esas sayılı dosyasının birleştirilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosya davalısı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği çalışma döneminin evrak saklama yükümlülüğünü aşan sürede kaldığından ihyası istenen şirket kayıtlarında davacıya ait herhangi bir evrak bulunmadığını, dolayısıyla şirketin ihyasına karar verilse deahi şirket yalnızca uyuşmazlık konusu dava bakımından gerekli işlemlerin yapılması için ihya edilececeğini, bu durumda davacı ——————- bünyesinde çalıştığının kabul anlamına gelmemekle birlikle böyle bir çalışması var ise bu çalışmanın ne şekilde gerçekleştiğine ilişkin herhangi bir kayıt da sunulamayacağından uyuşmazlığın çözümüne herhangi bir etki etmesinin de bu açıdan imkansız olduğunu tüm bu nedenlerle davacı tarafından açılan davanın külliyen reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce; —————– sicillinde kayıtlı —————- ünvanlı şirketin sicil dosyasının ve 6102 sayılı yasanın Geçici 7.maddesi uyarınca şirket hakkında yapılan uygulamaya ilişkin tüm belgelerin ve şirkete ihtarın tebliğine ilişkin tebliğ evrakı istenilmiş, ————— İş Mahkemesi’nin ———- esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Dava ve birleşen dava ticaret sicilinden TTK’nin geçici 7. Maddesine göre terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan limited şirketin ihyası istemine ilişkindir.
TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde,
sona erer.” hükmünü haizdir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Buna göre, davanın gerektirdiği şekilde, ————- kayıtları, tasfiye memuru kayıtları ve ———- İş Mahkemesi’nin ——-esas sayılı dosyasının bir örneği celp edilerek incelenmiştir. Buna göre, davacı tarafından ——-tarihinde hizmet tespiti talepli olarak dava açıldığı, davanın tevzi olunduğu——— İş Mahkemesi’nin ———- tarihli duruşmadaki — numaralı ara karar ile davalı tasfiye halinde ——————ihyası için dava açmak üzere izin ve yetki verilmesine karar verildiği, davacılar vekilinin de bu ara karar uyarınca işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Yargıtay ————–HD.———E——– K.sayılı ——— tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Tüzel kişilik, ticaret sicilindeki kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Müsnet davada, davacı tarafından, tasfiye halinde —————— tasfiyesi kapatılmadan önceki dönemle ilgili olarak açılmış davası mevcuttur. Bu davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemi niteliğindedir. Bu nedenle tasfiye halinde ————– yeniden ——— tescili gereklidir.
Bu nedenle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından tasfiye halinde ————– kaydının, ————– İş Mahkemesi’nin ——– esas sayılı dava dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararının infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere —————- yeniden tesciline karar vermek gerekmiştir.
Ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
Davalı ——–, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır.
Birleşen dosya davalısı tasfiye memurunun sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede, ihyası istenen şirketin tasfiyesinin —— tarihinde alınan kararla ——- tarihinde ilan edildiği anlaşılmıştır. Yukarıda tespit edildiği üzere ihyası istenen şirkete karşı dava ——- tarihinde, yani şirketin tasfiyesinden sonra açılmış olup, bu durumda davalı tasfiye memurunun tasfiyeden önce davadan haberdar edilmediği, dolayısıyla birleşen dosya davalısı tasfiye memurunun ihya davası açmasına sebebiyet vermediği anlaşıldığından birleşen dosya davalısı da harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamış ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-)Davanın ve birleşen dosya davasının ayrı ayrı KABULÜ ile ——- tasfiye sonucu terkin edilen tasfiye halinde ———————– İş mahkemesinin ——— esas sayılı dava dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere ————- yeniden tesciline,
2-)Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan ————– tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-)Kararın ———– tescil ve ilanına ,
4-) ASIL DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
a-) Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan toplam 44,40 TL hacın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b-) Davalı——– yasal hasım olduğundan ve yukarıda belirtilen diğer nedenlerle davacı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
c-)Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-) BİRLEŞEN DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
a-) Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan toplam 44,40 TL hacın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b-)Davalı Tasfiye Memuru ——— işbu davanın açılmasında kusuru bulunmadığından davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
c-)Taraflarca yatırılan gider avanslarında kalan ücretlerin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının ve birleşen dosya davalısı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/02/2020