Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/197 E. 2022/339 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/214 Esas
KARAR NO: 2022/457
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 23/09/2019
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- yılında meydana gelen trafik kazasında, ruhsat maliki ve sürücüsü davalı —- davacı — babası, davacı — eşi müteveffa —— sürüklendiğini, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtulamadığını, müteveffanın ailesinin geçimini sağladığını, vefatı ile birlikte eşi ve oğlunun onun desteğinden yoksun kaldığını bildirdiğinden bahisle destekten yoksun kalan her bir davacı için —- olmak üzere toplam — maddi, her bir davacı için —olmak üzere toplam—- manevi olmak üzere toplam —- tazminatın davalılardan tahsili ile davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı —-vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin daha evvel yapmış olduğu ödeme sebebiyle tazminat borcunun kalmadığını, kusur durumunun tespitinin gerektiğini, cenaze ve defin giderlerinin poliçe kapsamında olmadığını, müterafik kusur durumunun da göz önünde bulundurulması gerektiğini beyanla davanın müvekkili şirket yönünden reddini talep etmiştir.
Davalı — dilekçesinde özetle; — tarihinde meydana gelen kazada müvekkili — ağır yaralandığını, dava konusu kaza sebebiyle müvekkili hakkında —–sayılı dosyası ile dava açıldığını, ceza davasında davacı-karşı davalıların murisi müteveffa — asli kusurlu olarak tespit edildiğini bildirdiğinden bahisle iş gücü ve maddi kaybı olarak—- bakıcı gideri, tedavi gideri, yol, bakım masrafları olarak — maddi, —- manevi tazminatın davacı karşı davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Eldeki dava, kusur oranının belirlenmesi için —- hazırlanan — tarihli raporda davalı sürücü — %25, müteveffa yaya —– ise %75 oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan — tarihli aktüer bilirkişi raporunda özetle; davacı eş —- nihai ve gerçek destekten yoksun kalma maddi zararının — olduğu, davacı —– nihai ve gerçek cenaze-defin gideri maddi zararının —-olduğu, davacı çocuk—–nihai ve gerçek maddi zararının — olduğu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden—– dava tarihi, davalı sürücü yönünden — kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu sonuç ve kanaatibildirilmiştir.
ISLAH:Eldeki dava, davacı vekilince sunulan —- tarihli dilekçe ile davacı —, davacı—– destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, sigorta şirketi için — diğer davalılar için kaza tarihinden itibaren, — cenaze gideri ile her bir davacı için ayrı ayrı —, toplamda —– manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalıdan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve ıslah etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizin —- sayılı dosyasındaki dava; — tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların murisi —- vefat etmesi nedeniyle mirasçıları davacılar tarafından sürücü —-sigorta şirketine karşı açılan destekten yoksun kalma davası olup bu dosya davalısı gerçek kişi olan— tarihinde harcı yatırılmak suretiyle — açarak davacı mirasçılardan maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulmuştur. Mahkememizce — tarihli duruşmada – Numaralı ara karar ile Davacı —- tarafından davacılar —— karşı açılan davanın tefrik edilmesine karar verilmiş —- esas numarası almıştır.
2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen —–işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ———— düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiş olup, bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş,—–sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı —– göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden, ——- motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
——-araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının ——düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.
6098 sayılı Yasanın 49 ve devam maddeleri gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.
Ölüm halinde uğranılan zararlar özellikle cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemiş ise tedavi giderleri ile çalışma gücünün kaybı veya azalmasından doğan kayıplar ve ölenin desteğinden yoksun kalanların bu sebeple uğradıkları kayıplardır. Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen —- ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz. Öte yandan ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır, Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödettirilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Borçlar Yasasında sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, ——- uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir —– Diğer taraftan, ——- kararının gerekçesinde de: ——– eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu”hususu vurgulanmış; ——- ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir. Önemle vurgulanmalıdır kî, destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir ——- Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olsa idi doğrudan işleten üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğinden, bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülebilecekti. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararı, desteklerinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendileri üzerinde doğan zarardır. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez.
Eş, çocuk, anne–baba her halükarda destek tarafından destekleneceği kabul edildiğinden bu kişilerin desteklendiklerini ispat etmelerine gerek bulunmamaktadır. Ancak bu kişilerinde gelirden varsayımsal bir pay değil de daha yüksek bir pay aldığını iddia ediyorlarsa bunu ispat etmeleri gerekir. Destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında davacılar vekilince gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Yukarıda bahsedilen açıklamalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde bilirkişi raporundaki belirlemelerin ve hesap yönteminin oluşa, yerleşmiş uygulamalara uygun denetime elverir gerekçeler içerdiği, müteveffanın vefatı ile davacının destekten yoksun kalma tazminatına hak kazandığı anlaşıldığından davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davalı sigortanın —- tarihinde davacılara ödeme yaptığı anlaşıldığından davalı sigorta yönünden ödeme tarihi olan —— tarihinden itibaren, diğer davalı yönünden ise haksız fiil tarihi olan kaza tarihinden itibaren davalı sigortanın sigortalısının aracının hususi araç olduğu dikkate alınarak maddi tazminata yasal faiz işletilmiştir.
Manevi zararın şahsiyet haklarına vaki tecavüz dolayısı ile bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ızdırap ve elem, bir kimsemin hayattan tat almasında yaşama zevkinde bir azalma olarak tarif edildiği, bu tariften anlaşılacağı üzere, manevi tazminata temel olan düşüncenin bozulmuş olan ruhi ve bedeni kusurun kısmen ve imkan nispetinde yeniden elde edilmesini teminine yönelik olduğu, manevi tazminatın kabulundeki gayenin faili cezalandırılmak veya onu muzayaka haline düşürmek olmadığı, mağdurun mal varlığında bir çoğalma husule getirmek veya mağdurun istediği tazmin şekillerini birini kabul etmek sureti ile onun acısını gidermek ve ruhen onu tatmin etmek şeklinde tarif edildiği, hukuka aykırı bir fiilin manevvie tazminatı gerektirebilmesi için o fiilin bir şahsın şahsa bağlı haklarını başka bir deyim ile şahsi menfaatlerini ihlal etmesi gerektiği, şahsa bağlı hakkın ise herkese karşı ileri sürülebileyeceği resmi ismi, şeref ve namusu özel hayata mesleki sırra iktisadi şahsiyete yapılan tecavüzlerin de şahsiyet haklarını ihlal eden haraketler olarak kabul edildiği TBK’nun 56 maddesinde de bu gibi şahsi menfaatlerin ağır ihlali halinde kusurunda ağır olması kaydı ile manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Somut olayda müteveffanın vefatı sebebiyle davacıların duyduğu elem ve keder ile olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1)Davacı —- destekten yoksun kalma tazminatına davalı — şirketi yönünden ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren diğer davalı — yönünden kaza tarihli olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar —– müştereken ve müteselsilen tahsiline,
2) Davacıların davalı — aleyhine manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı —yararına — davacı —- manevi tazminat talebinin kabulü ile kaza tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı —– tahsiline adı geçen davacılara belirtilen miktarlarda ödenmesine; fazlaya ilişkin istemin reddine;
3)Davacı —- yararına cenaze giderine ilişkin talebinin kabulü ile — davalı —- tahsiline adı geçen davacıya belirtilen miktarda ödenmesine
4)Karar harcı 7.139,99 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 519,16 TL harç ile 189,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 6.431,83 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5)Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 519,16 TL peşin nispi harç ile 189,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 752,56 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
6)Davacı tarafından yapılan 205,20 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.005,20 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 513,72 TL sinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7)Davalı —- tarafından yapılan 25,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 12,22 TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı —- tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
8)Davacılar —- kendisini manevi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca hesaplanan 7.300,00 TL’nin davalı —– alınarak davacılara verilmesine,
9)Davalı —– manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen kısmı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca hesaplanan 7.300,00 TL’nin davalı Davacılar —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı — verilmesine,
10)Davacı—– kendisini maddi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca hesaplanan 7.888,08 TL’nin davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
11)Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
12)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 674,60-TL.sinin davalılar —— müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 645,40 TL.sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair davacı ve Davalı —- vekilinin yüzüne karşı davalı ——-vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde — Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı16/06/2022