Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/183 E. 2023/169 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/183 Esas
KARAR NO: 2023/169
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 19/09/2018
KARAR TARİHİ: 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ——- sevk ve idaresindeki —- plakalı sayılı aracın —— mevkiinde yaya konumunda olan müvekkili —- çarptığını, kaza neticesinde müvekkilinin sakatlandığını, ——- müvekkilinin tüm vücut fonksiyonlarının kaybının %6 olarak belirlendiğini, davalı araç sürücüsü karşı yönden gelen başka bir araçla kaza yapmamak için aracını karşıdan karşıya geçmek için kaldırımdan indiği sırada müvekkilinin üzerine doğru sürdüğünü, kazanın meydana gelmesinde davalının kusurlu olduğunu, kazada kusurlu ——– kullandığı aracın davalı ——- tarafından sigortalı olduğunu, sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, maddi tazminat miktarı tam ve kesin olarak bilinmediğinden, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, müvekkilinin ayağında meydana gelen sakatlığın kalıcı olduğu, yaşamının geri kalanını etkileyeceğini, bu sebeple işinden çıkarıldığı ve diğerr tüm hususlar dikkate alındığında, müvekkilinin duyduğu acı ve üzüntüyü kısmen de olsa hafifletmek amacıyla 20.000 TL manevi tazminatın davalı —— tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı ——- vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazları olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla öncelikle davacının dava açma ve bu meblağı tarafılarından talep etme hakkı bulunmadığını, davacı tarafından yapılan başvurunun reddedilmediğini ya da eksik ödenmediğini, davacının talebi üzerine dosya açıldığını ve maluliyet ile trafik kazası arasındaki illiyet bağına ve oranına itiraz olduğundan itiraz protestosu başlatıldığını, ancak davacı itiraz sonucunu beklemeden dava açtığını, torba kanun gereği öncelikle davanın usulden reddi gerektiğini, kusur tespiti yapılmadığını, sigortalılarının kusurunun olup olmadığı hususunda ceza dosyası talep edilmiş ve bu belgeler sunulmadan dava açıldığını, genel şartlar gereği geçici iş göremezlik dönemi ve tedavi gideri zararından müvekkili şirketin sorumlu olmadığını beyanla, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafına tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazası nedeni ile oluşan geçici ve kalıcı maluliyet nedeni ile zararın tazminine yönelik olarak açılan tazminat davasıdır.
—– sayılı ilamı ile davalı ——yönünden dosya tefrik edilerek ayrılmış, davalı —-yönünden ise yetkisizlik kararı verilerek dava dosyası mahkememize tevzi edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve maluliyete ilişkin —— rapor alınmıştır.
Mahkememizce —–Tarafından alınan maluliyet raporunda davacının maluliyetinin % 2, geçici iş göremezlik süresinin 4 ay, geçici bakıcı ihtiyacının ise 1 ay olarak belirlendiği, ——-düzenlenen maluliyet raporunda ise davacının maluliyetinin % 6 olarak belirlendiği, iki maluliyet raporu arasında çelişki bulunduğu anlaşıldığından çelişkinin giderilmesi İçin ——– rapor alınmasına karar verilmiştir.
——- tarafından tanzim edilen raporda özetle; Davacının —– tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında; Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremiteye ait sorunlar, Ayak bileği ve topuk kırıkları, Tablo 3.33.c’ye göre; 1. Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %6 (yüzdealtı) olduğu, 2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği” şeklinde rapor sunulmuştur.
Tazminat ve yüzdelik kusur hesabı için bilirkişi heyetinden alınan raporda; ” Davalı tarafa sigortalı —– plaka sayılı araç ü davalı —- 25 (Yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu, Davacı yaya .——- %75 (Yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, savcılığa hitaben hazırlanan 19/02/2019 tarihli Bilirkişi Raporundaki kusur durumuna tarafımca uyulduğu (Bu raporda —– plaka sayılı araç sürücüsü —– Tali kusurlu olduğu, yaya —— asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.) Davacının talep edebileceği gecici iş göremezlik maddi zararının 1.227,67 TL olduğu, Davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 3.494,42 TL olduğu, Davacının nihai ve gerçek bakıcı gideri maddi zararının 507,37 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının davalı —- yönünden 19.09.2018 tarihi; davalı sürücü yönünden ise 22.03.2018 kaza tarihi olduğu, davacının geçici olarak bakıcıya ihtiyaç duyduğu sürenin tespitine ilişkin dosyada bilgi mevcut olmadığından talep edilen geçici bakıcı gideri hesabının yapılamadığı, ———— kararında özetle; “….Kaza tarihinde (09.03.2018) yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümlerine uygun şekilde alınan ve dosyada mevcut —— tarihli maluliyet raporunun esas alınarak yeniden aktüer raporu alınıp sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir…” denilerek hüküm kurulduğu; bu nedenle Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümlerine uygun şekilde tespit edilen %2 oranındaki tüm vücut engellilik oranına göre hesaplama yapıldığı, Davacının bakıcı gideri dışındaki diğer tedavi giderleri zararının alanında uzman tıp doktoru bilirkişi tarafından tespiti gerektiğinden bu hususta değerlendirme yapılmadığı ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından —— raporunda tespit edilen maluliyet oranları dikkate alınarak verilen ek raporda özetle; ” Davalı tarafa sigortalı —- plaka sayılı araç sürücüsü davalı——– %25 (Yüzde yirmi beş) oranında (Tali) kusurlu olduğu, Davacı yaya —- %75 (Yüzde yetmiş beş) oranında (Asli) kusurlu olduğu, Savcılığa hitaben hazırlanan —- tarihli Bilirkişi Raporundaki kusur durumuna tarafımızca uyulduğu (Bu raporda — plaka sayılı araç sürücüsü —- Tali kusurlu olduğu, yaya —- asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.) Davacının talep edebileceği gecici iş göremezlik maddi zararının 1.227,67 TL olduğu, Davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 20.371,20 TL olduğu, Davacının nihai ve gerçek bakıcı gideri maddi zararının 507,37 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının davalı —– yönünden 19.09.2018 tarihi; davalı sürücü yönünden ise —- kaza tarihi olduğu, Davacının bakıcı gideri dışındaki diğer tedavi giderleri zararının alanında uzman tıp doktoru – bilirkişi tarafından tespiti gerektiğinden bu hususta değerlendirme yapılmadığı” şeklinde rapor sunulmuştur.
Kusura ilişkin bilirkişi değerlendirmelerinin kaza tutanağı ile uyumlu olduğu, kusur ve aktüer bilirkişi tespitlerinin denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu görülmüştür. —— düzenlenen maluliyet raporu aynı doğrultuda olduğundan —— tespitlerine üstünlük tanınarak değerlendirme yapılmıştır.2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, ——— edilmektedir ———- 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiş olup, bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden,——–motorlu bir aracın ——- işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesinde; bir motorlu aracın karıştığı kazada, bir 3. kişinin uğradığı zarardan dolayı birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunların müteselsil sorumlu olarak tutulacağı hüküm altına alınmıştır.Somut uyuşmazlıkta yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren davalı ——– kazaya karışan davacı-zarar görene karşı sigortalısı olan aracın sürücüsünün kusuru oranında sorumludur.
Maluliyet raporuna göre davacının davaya konu kaza sebebiyle maluliyetinin %6 olduğu, kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davacının %75 oranında asli kusurlu olduğu, dava dışı sürücü ——% 25 kusurlu olduğu, davalı tarafın kusur oranı üzerinden hesaplamaya göre 20.371,20 TL daimi iş göremezlik tazminatına, 1.227,67 TL geçici iş göremezlik tazminatına ve 507,37 TL bakıcı giderine hükmedilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; 20.371,20 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 1.227,67 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 507,37 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 22.106,24 TL’nin temerrüt tarihi olan 21/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ili birlikte davalı ——– alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 1.510,07-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 71,73 -TL harç ile 179,90 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1.258,44 -TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 71,73 TL peşin nispi harç ve 179,90 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 287,53 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 1.046,08 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.400,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.446,08 -TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/03/2023