Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/174 E. 2021/944 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/174
KARAR NO : 2021/944

DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 18/09/2019
KARAR TARİHİ : 01/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalı ….——– ———– konularında —- %50’şer hisse ile şirket ana sözleşmesi imzaladıklarını, kuruluş/ana sözleşme —- tarihinde …——- miktarda mal ….—- fatura karşılığı verildiğini, şirketin kurulmasından bir süre sonra — başanmış ve ana sözleşmedeki adresinden başka bir adrese taşınmak zorunda kaldığını, işyeri nakli yapılmasından — süre sonrasında davalı ….—- şüphe uyandıran hareketlerine şahit olunması üzerine, müvekkilinin şirketin — incelemek istemiş ise de davalı müvekkiliinin bu isteğine olumlu cevap vermediğini, bir süre sonra ….—-müvekkilini şirkete almamaya başladığını, bu amaçla şirkete —değiştirdiğini, araç takip ——- ait araçların anahtarlarını müvekkilininden aldığını, davalı ortak müvekkilinin ———– engellediğini, böylelikle—– engel olduğunu, davalının ortak ——– ilgili tüm ———- kaldırdığını, ayrıca cari hesapların tutulduğu ve müvekkilinin eşine ait olan—— bu hesapların—- olmamasına rağmen kendi eşinin kontrolüne bıraktığını, şirketin cari alacakları için neden tahsil amaçlı işlem yapılmadığı sorulduğunda, kendisine sorulan sorulara makul bir açıklama yapmayarak geçiştirdiğini, müvekkilinin her kadar cari borcun olduğu şirketlerle —- her seferinde müvekkiline engel olduğunu, müvekkilinin ilerleyen zamanlarda davalı —- öğrendiğini ancak bu hususu müvekkilinin kendi imkanları ile öğrendiğini, davalı tarafın bu konuda da müvekkiline hiçbir bilgi vermediğini, bunlarla birlikte davalı —- kurulmasından bu yana iki senelik zaman zarfında nerdeyse hiçbir vergi borcunu, ——- borçlarını, şirketten alacaklı olan kişilerin borçlarını ödemediğini müvekkilinin bu ödemelerin yapılmadığını da tesadüfen öğrendiğini, davalı tarafın şirketle ilgili hiçbir konuda üzerine düşeni yapmadığı gibi müvekkilini de şirkete dair tüm meselelerden uzak tutmak için elinden geleni yaptığını, müvekkilinin dava konusu şirketin mali muşaviri ile yaptığı konuşma girişiminin mali muşavirin kendisine de yapılan işlemlerle ilgili bilgi verilmediğini söylemesi üzerine sonuçsuz kaldığını, bu sebeple müvekkilinin şirkete dair tüm bilgilerden —- davalı tarafın müvekkilinin şirketle ilgilenmesine engel olduğu gibi kendisi de şirketle—– ilgilenmediğini, —- sorumluluklarının hiç birini yerine getirmediğini, dava konusu şirketin yüklü bir kamu borcu olmasına rağmen,——– bulunduğu bir konuşmaya tesadüfen şahit olduğunu ayrıca davalı tarafça müvekkilinin şirkete girişinden itibaren hiçbir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin davalıya şirketteki mevcut sorunları dile getirdiğinde davalı tarafın müvekkiline hiçbir ödeme yapmayacağını,—– —- koyacağını,——– kalacağını söylediğini ve müvekkilini, tehdit ettiğini, anlatılan sebeplerle iş bu davanın ikame edilmesinin —– doğduğunu tüm bu nedenlerle davalının—-kesinleşmesinden sonra göreve başlamak üzere ayrıca şirkete mümkün olması halinde müvekkilinin, olmadığı takdirde 3. bir kişinin —yargılama masrafları ile ücreti vekaletlerin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki birçok iddianın —– zor duruma sokması sebebiyle davalı müvekkilinin bu husustaki —-sebebiyle kendisi önce davranıp —– belirtildiği üzere davacının————olduğunu, iki şirket arasındaki —– gibi —– yönetilmesi olduğunu,——– —– zor durumda bırakılıp imzaya yetkili olması sebebiyle de müvekkilini———- durumda bırakma amaç ve hedefine göre hareket edildiğini, söz konusu davayı açmaktaki—- değiştirildiğini, —- davacı ve davalının ortak imzası ile yapılan bir işlem olduğunu,—- haberinin olduğunu, onayı ve bilgisi dahilinde işlemler gerçekleştirildiğini, ancak söz konusu dava açılma sebebinin müvekkiline mesnetsiz iddialarda bulunularak —-müvekkilin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş ve getirmeye de devam etmekte olduğunu, bu davanın bir ticari dava olmaktan —- davacının —- taşımakta olduğunu, davacı tarafın dava —-iddiasının da gerçeği—— davacının kendisinin yaptığını———– geçirmekte olduğunu,——–diğer tedbirler de sonuç vermeyince eşini şirketin kontrolünü sağlaması amacıyla şirkette durmasını istediğini, müvekkilinin —– davacı—— olduğunu, hal böyleyken — davacının kendisinin sorumlu olduğunu, dava konusu şirketin vergi—- devam edildiğini, ekonominin piyasa —— bunların hiçbirisi davacının iddia ettiği gibi kötü niyetli olmadığını— vergilerin ödenmesi için—- olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesindeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını tüm bu nedenlerle davacı tarafça açılan davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce; tarafların bildirdikleri —— dosya bilirkişiye tevdi edilerek, bilirkişiden hüküm kurmaya ve denetime elverişli olarak kök ve ek rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 630/2.maddesi uyarınca, —- davalının—— istemine ilişkindir.
—– TTK’nın 630/2-3 madde hükmü şu şekilde kaleme alınmıştır. “(2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim —- sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. (3) Yöneticinin, —- şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.”
Anılan hüküm,——— tanımaktadır. Söz konusu dava hakkı ortaklık sıfatı ile bağlıdır. Diğer bir ifadeyle, dava ortak tarafından açılmalı ve dava sonuna kadar ortaklık sıfatı devam etmelidir. Davanın şirkete karşı açılması gerektiği kabul edilmekle birlikte, doğrudan yönetici ortağa karşı da açılabileceği yönünde kararlar da mevcuttur.—— bu yönden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Haklı sebebin —- sınırlı olarak sayılmamış, ancak yukarıda arz edildiği üzere maddenin 3. fıkrasında nelerin haklı sebep teşkil edeceği belirtilmiştir. Buna göre yöneticilerin özen ve bağlılık yükümlülükleri ile kanun ve esas sözleşmeden doğan diğer yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya yönetim için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep sayılır.
Haklı sebepler sürekli borç doğuran sözleşmelerin feshi için geçerli sebep sayılmaktadır. —-haklı sebep teşkil edeceği belirlemesi yapılırken ortaya çıkan vakıaların artık —— taraflardan ortaklığı devam ettirmelerinin beklenemez — olacaktır.
Öncelikle her şirket açısından olduğu ——- kaybedebilir,—- edebilir. Yöneticiler—- olmasa da yaptıkları iş ve işlemlerden dolayı ortaya çıkan zararlardan kusurları olduğu —– TTK m. 626 hükmüne göre;—-yerine getirmesi ve dürüstlük kuralı çerçevesinde —gözetmesi gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan ve değerlendirilen deliller, tanık beyanları ve alınan bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ve davalının % 50’şer hisse—— numarasında kayıtlı dava dışı ..— oldukları, davalı .— münferiden temsile yetkili şirket yöneticisi olduğu, davacının, davalı şirket müdürünün görevini ağır bir şekilde ihmal ederek — sebep olduğu iddiasıyla — davayı açtığı, ancak mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarına göre; —– bulunmadığı, şirketin dönem —- olmasına rağmen her sene artan bir seyir takip ettiği,—- bulunduğu, buna rağmen—– bulunmadığı ve davalının——- anlaşılmakla, dinlenen davacı tanıkları da davacının iddiasını ispata yeterli beyanda bulunmamışlardır.
Davacının, daval—- (davacının şirkete alınmaması,— değiştirilmesi,— alınması, şirket maillerinin ve cari hesapların tutulduğu ——– görülmemiş; her ne kadar bilirkişi raporunda davalı —-müdürünün—- ortağa bildirimde bulunmadan — satması hususunda ihmali bulunduğu değerlendirilmiş ise de söz konusu satışların işbu davanın açılış tarihinden sonra yapılmış olması ve her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiği karşısında bu tespit dikkate alınmamış, sonuç itibariyle davalı —- kanuna,—- bağlılık yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği ve—- haklı sebeplerin bulunduğu ispatlanamadığından davanın reddi yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin yatırılan toplam 44,40 TL hacın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden—-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı