Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/16 E. 2021/364 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/16 Esas
KARAR NO : 2021/364
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/09/2019
KARAR TARİHİ: 12/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin,——– yıllarına ilişkin dış cephe, mantolama ve iskele işleri için müvekkili şirket ile anlaştığını, projenin devamı süresince, davalının üstlendiği inşaat İçin müvekkili şirketin yapmış olduğu harcamaların kalem kalem faturalandırılarak davalı şirkete gönderildiğini, müvekkili şirket ve davalı şirketin söz konusu faturalara ilişkin itirazda bulunmadığını ve de her iki tarafın söz konusu faturaları şirket defterlerine işlediğini, müvekkili şirketin üstüne düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, davalı şirketin söz konusu projeyi bitirdiğini, bir kısım daire satışların gerçekleşmiş olmasına rağmen, müvekkiline olan ———- cari hesap alacağını ödemediğini, geçen sürede de ödeme yapılmadığını, yapılan görüşmelerinde sonuç vermediğini, ———– numaralı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı şirketin yapmış olduğu itirazın üzerine işbu dava öncesi zorunlu arabuluculuk başvurusu yapıldığını, anlaşma sağlanamadığını, davalı borçlunun itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline,———- sayılı dosyası üzerinden takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile davacı tarafın ———– anlaştıklarını, malzeme alımları akabinde karşı tarafın teklifi üzerine dış cephe mantolama ve iskele işlerinin yapımında da tarafların anlaştığını, alınan malzemelerin işçiliğinin de davacı tarafından yapılmak üzere müvekkili firmanın kabulü ile eser sözleşmesi şeklinde ticari işin devam ettiğini, davacı tarafın işçilik kusurları ve işi norm ve standartlarına uygun yapmadığını, işin tamamlanan kısımlarında kusurların bulunması uyarılara uyulmaması sebebiyle müvekkili şirketin ödeme yapmaktan kaçındığını,——— günü yağan yağmur sebebiyle dış cephelerin kabardığı ve blok boyunca dış cephenin deforme olduğunun görüldüğünü, işin ayıplı yapılması ve yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunu yerine getirmemesi sebebiyle müvekkilinin maddi zarara uğradığını, davacı tarafın yapmayı taahhüt ettiği işin yapımı aşamasında şantiye şefleri tarafından karşı tarafın defalarca uyarıldığını, işçiliğe özen gösterilmediği ve işçiliğin zayıf olduğu konusunda ikaz edildiğini, yüklenici firmanın çalıştığı sahadan ortaya çıkan kirliliği gidermeden, ince işçiliği gidermeden ayrıldığını, —– ilimizde yoğun bir şekilde sağanak yağmur yağdığını, şantiye şefi ve satış ofisi çalışanı ——- geldiklerinde dış cephenin tamamen kabardığını ve derhal müvekkil firmaya bildirdiklerini, davacı tarafın göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranış göstermediğini ve iş sahibine karşı özen borcunu ifa etmediğini, yüklenici firmanın talimatlara aldırış etmemesi sebebiyle ortaya çıkan iş ve işçiliğin yetersiz kaldığını, yüklenicinin, ayıplı iş ve işçiliği ile iş sahibinin talimatlarına uymayarak sadakat ve özen borcunu ihlal ettiğini ve bu nedenle de kusurlu olduğunu, ayıplı işleri yüklenici nam ve hesabına yaptıracaklarını, tüm masraf ve giderlerin tespit edilerek karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
——- sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacının ——– alacağın tahsili amacı ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin —–tarihinde tebliğ edildiği, ———– tarihinde itiraz dilekçesi ile borç ve fer’ilerine itiraz edildiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf mahkememize sunduğu cevap dilekçesi ile karşı dava açmış olup ——– tarihli oturumda karşı davanın tefrikine karar verilmiş ve mahkememizin ——— numarasını almış olup arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden dolayı davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup inceleme gününde davalı tarafın defterlerini ibraz etmediği, bilirkişi tarafından davacı defterlerinin incelenerek rapor düzenlendiği anlaşılmıştır. Bilirkişinin ——— havale tarihli raporunun incelenmesinde; davacı tarafın defterlerinin incelenmesine göre davacının davalıdan ——— alacağının bulunduğu belirtilmiştir.
Davalının Ayıp İddiası Yönünden; davalı vekili cevap dilekçesinde ve diğer dilekçelerinde davacı tarafından yapılan işin eksik ve ayıplı olduğunu bu sebeple ödemesinin yapılmadığını beyan ederek, uğranılan zararın tespit edilerek ticari faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiş olup mahkememizce ———tarihinde yapılan keşfin akabinde düzenlenen raporda dış cephe montalama yüzeylerinde kısmen görülen dalgalanmaların dış cephe yüzeyine önceden yapılan kara sıvanın düzgün yapılmamasından kaynaklandığını, bu nedenle kara sıva imalatını yapmayan davacının dış cephe yüzeyinden sorumlu tutulamayacağı kanaatini bildirir raporun sunulduğu görüldü.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Herşeyden önce taraflar arasındaki anlaşmaya göre uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nın 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. TBK’nın 475. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. Açık ayıplarda TBK’nın 474/1. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz (geç sayılmayacak bir süre içinde) eseri gözden geçirip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. Sonradan ortaya çıkan ayıpta yani gizli ayıplarda ise TBK 477/3. maddeye göre ayıp ortaya çıktıktan sonra gecikmeksizin ayıp ihbarının yapılması gerekir. Davalı tarafından, dava açılmadan önce ayıp ihbarında bulunulduğu dosya kapsamından anlaşılamamakta olup davalı cevap dilekçesinde ayıp savunmasında bulunmuştur. Davalının cevap dilekçesinde ileri sürdüğü gizli ayıp iddiasına göre mahkememizce mahallinde keşif yapılmasına karar verilmiş ve keşfin akabinde inşaat bilirkişileri tarafından düzenlenen raporda davalının iddia ettiği gibi mantolama ve iskele işi yapımında ayıbın bulunmadığı, ayıbın kara sıva imalatından kaynaklandığı ve bundan da davacının sorumlu olmadığı belirtilmiştir. Eser sözleşmelerinde kural olarak, aksi ispat edilmedikçe, sözleşmede belirlenen işin yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmektedir. Bu kuralın aksi iddia eden tarafça ispatlanmalıdır. Davalı iş sahibinin eksik ve ayıba ilişkin iddiasını somut ve yasal delil ve tespitlerle ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının işi ayıpsız ve eksiksiz yapıp teslim ettiğinin kabulü gerekmektedir.
Uyuşmazlığın çözümü içim her iki tarafın defterleri —–tarafından incelenmesine karar verilmiş olup davacı defterlerine göre davalıdan ——– inşaat işine ilişkin olarak düzenlenen hakediş faturalarından kaynaklanan alacağı bulunduğu tespit edilmiştir. Davalı taraf defterlerini inceleme günü sunmamış olup defterlerinin incelenmesine engel olmuştur. Davalı tarafın sunduğu cevap dilekçesinde de açıkça işin ayıplı olduğu iddiasına dayandığı, faturalara ilişkin işin yerine getirildiği, yukarıda anlatılanlar ışığında davalı tarafın ayıp iddiasının dinlenmesinin mümkün olmadığı sabit olmakla, davacı tarafından yapılan iş kapsamında düzenlenen faturalara ilişkin alacağının mevcut olduğu anlaşılmakla davalının icra takibine yaptığı itirazın haksız olduğunun kabulü gerekmiş olup davanın asıl alacak miktarı olan ——- üzerinden davanın kabulüne, asıl alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan dosya kapsamında, davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtar bulunmamaktadır. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için davalının TBK. 117 (eski TBK. 101) maddesi uyarınca temerrüt ihtarnamesi ile temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) şarttır.
Takibe kadar işlemiş faize yönelik davalı itirazının haklı olduğu değerlendirilerek takibe kadar işlemiş faiz tutarı bakımından davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine ve ayrıca davacının takip talebinde kötü niyetli olduğu kanaatine varılmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; davalının ——-sayılı dosyasına vaki itirazının ——- üzerinden İPTALİNE, takibin aynı koşullarla DEVAMINA,
2-Davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,
3-Hükmedilen alacak miktarı olan —— %20’i olan 27.659,93-TL icra inkarın tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
5-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 9.447,25 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.029,94 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 7.417,31 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 2.029,94 TL peşin harç ve 6,40 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 2.080,74 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 3.200,00 TL bilirkişi ücreti, 392,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.592,60 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %82,28 oranında olmak üzere 2.955,99 TL’ sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 17.088,47 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 4.466,42 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
11-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
12-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———-Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/04/2021