Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/119 E. 2020/262 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/119 Esas
KARAR NO: 2020/262
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2018
KARAR TARİHİ: 23/06/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——— tarihinde davalı —- şirketine sigortalı ——- maliki ve işleteni olduğu ve———- sevk ve idaresinde bulunan ——– plaka sayılı aracın davacı——– maliki ve işleteni olduğu ve —– sevk ve idaresinde bulunan ——- plaka sayılı araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davanın ——— adresi olan ———— adresinde açıldığını, genel yetki kuralları ve yerleşik ——— gereği — Mahkemelerinin yetkili olduğunu, taraflar arasında tüketici ilişkisinin olmaması ve davalı tarafın sigorta şirketi olması nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli mahkeme olduğunu, davalıya sigortalı araç sürücüsü, kazanın oluşumunda %100 kusurlu olmasına rağmen,————- yapılan kusur dağılımında davacıya %50 oranında kusur atfedildiğini, atfedilen kusur oranını kabul etmeyerek trafik kusur bilirkişisi tarafından inceleme yapılmasını talep ettiklerini, meydana gelen hasar neticesinde ————- plakalı araçta değer kaybı oluştuğunu, 2918 sayılı KTK’nin 99/1 maddesi ile ————— ŞArtlarının B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren — iş günü olarak belirlendiğini, davalı — hasar bedelinin ve değer kaybı alacağının taraflarına ödenmesi için —— tarihinde başvuru yapıldığını, davalıya sigortalı aracın %100 kusurlu olmasına karşılık, davalı tarafça %50 kusurlu olduklarından bahisle——- değer kaybı ödemesi yapıldığını, davalının ——— tarihinde temerrüde düştüğünü, taraflar arasındaki değer kaybı hasarına ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebilecekleri miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar artıracaklarını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ——- değer kaybı bedelinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan ——–tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ——— tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle, sigortalı araçta değer kaybı meydana geldiği iddiasıyla dava açıldığını, huzurdaki davaya cevap verilebilmesi için öncelikle H.M.K. 121 md. gereği delillerin tarafımıza tebliğinin gerektiğini, davalı şirkete gönderilen dava dilekçesi ekinde kaza ve zarara ilişkin olması gereken belgeler yer almadığını bu nedenle davacının delillerini görüp değerlendirmeden, davaya yanıt verebilmenin mümkün olamayacağını, davanın esasına ve usule ilişkin itiraz sunulabilmesi için tüm delillerin tarafımıza tebliğinin gerektiğini, dava yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, davalı şirketin müseccel adresi ————- olduğunu, HMK genel yetki kuralları gereğince davaya bakmaya yetkili ve görevli Mahkeme ——— ——Mahkemelerinin olduğunu, dosyanın yetkili ve görevli ——— —-Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini, masrafların davacı şirkete değil farklı şirkete ödenmesi nedeniyle bu talep yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, davalı şirketin dava dilekçesinde bahsi geçen, malikinin———-olduğu —— plakalı aracı ——— numaralı ———— tarihleri arasında teminat altına aldığını, davaya konu hiçbir meblağı kabul teşkil etmemek kaydıyla, poliçeden dolayı davalı şirketin sorumluluğu, sigortalımızın kusuru oranında olmak üzere, maddi zararlarda araç başına ——- olduğunu ancak, ————————tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aşağıdaki şekilde değiştirildiğini, hiçbir surette kabul anlamına gelmemek kaydıyla, uyuşmazlığa konu poliçe ——– tarihli tarife değişikliği sonrası,——- tarihinde tanzim edildiğinden, madde metnindeki ——– tarafından ödenecek değer kaybı tutarı, maddi teminat limitinin %15’ini aşamaz hükmü gereği, Müvekkil Şirketin değer kaybı zararlarına ilişkin azami teminat limiti ——- %15’ine isabet eden ——— ile sınırlı olduğunu, —- tarihinde, başvuran yana ait ———–plakalı araçta ——— tarihli kaza sebebiyle meydana gelen değer kaybına ilişkin davacı yana ———– numaralı poliçe nezdinde oluşturulan —– numaralı hasar dosyası kapsamında —kusur oranı nispetinde————değer kaybı tazminatı ödemesi gerçekleştirildiğini, değer kaybı talebine ilişkin bakiye teminat limitlerinin —— olduğunu, ——- tarihinde,—–numaralı hasar dosyası kapsamında davacı yanın kasko sigortacısı olan ———— kusur oranı nispetinde ——- rücuen tazminat ödemesi gerçekleştirildiğini, davalı Şirket tarafından gerçekleştirilen ——— değer kaybı tazminatı ödemesi ile tazminat yükümlülüğü yerine getirildiğini, davacının gerçek zararı giderilmiş olduğundan davanın reddi gerektiğini, somut olayda sigortalı araç sürücüsü ekte sunmuş olduğumuz bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere %50 kusurlu olup davalı şirket tarafından gerçekleştirilen ödemeye rağmen, başvuru konusu araçta bakiye bir değer kaybı tutarı bulunup bulunmadığına ilişkin bir inceleme yapılmasına yönelik kanaat oluşması ihtimalinde; davalının kusur durumu da dikkate alınarak aracın markası, modeli, trafiğe çıkış tarihi, daha önce hasara uğrayıp uğramadığı, parçalarının orijinal olup olmadığı, dava konusu kaza sonucu hangi parçalarının değiştiği, değişen ya da tamiratı yapılan parçaların aracın değerini olumsuz yönde etkiler nitelikte olup olmadığı hususları hep birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre somut ve denetlenebilir bir şekilde değer kaybının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmesi gerektiğini tüm bu hususlar hassas bir şekilde araştırılmalı ve bakiye bir değer kaybı tutarı mevcut ise gerçek değer kaybı tespit edilebileceğini, başvurucunun ise talebini ispata yarayan deliller ibraz edememiş olduğu açık olduğunu, asıl amaç zarar görenin uğradığı gerçek zararın giderilmesidir. yapılan tespit ve gerçekleştirilen ödeme neticesinde davacının gerçek zararı giderilmiş olup soyut ve dayanaksız iddiaların kabul edilemeyeceğini anılan hüküm uyarınca değer kaybının tespiti ————————— ekinde bulunan kriterlere göre yapılması gerektiğini, yapılacak yargılamada sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesi gözetilmesi gerektiğini, davalı şirket değer kaybı talebine ilişkin tazminat ödemesini gerçekleştirerek yargılamaya sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri, faiz, vekalet ücreti ve sair ücretlerden yana sorumluluğu bulunmadığını, değer kaybı zararı olup olmadığı yönünde bir tespit yapılmasına karar verilmesi halinde; yapılacak yargılamada sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesi gözetilmesi gerektiğini, poliçe teminatı kapsamında değerlendirilecek gerçek zararın ve kusur durumunun doğru bir şekilde tespit edilebilmesi için dosyanın kusur tespiti için ——, değer kaybının tespiti için ise —————-gönderilmesini talep ettiklerini, neticeten, davaya konu talebe ilişkin tazminat ödemesi davalı şirket tarafından gerçekleştirildiğinden ve davacının gerçek zararı giderildiğinden haksız davanın reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin başvuran yana tahmilini talep etmiştir.
Dosyanın ———- tarihinde bilirkişiye tevdii edilerek dosya hakkında rapor düzenlenmesini istenildiği, bilirkişi —— tarihli raporunda; dava konusu olayın ———- maddi hasarlı Trafik Kazası olduğunu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığını, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğunu, söz konusu kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğunu, söz konusu kazalı aracın onarımının yetkili servis ve tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı ———- günü süreceğini, dava konusu aracın kaza tarihi itibariyle kazadan önceki 2. El piyasa rayiç değerinin —— civarında olduğunu, söz konusu aracın onarımının ekonomik olması nedeni ile —— olarak kabul edilemeyeceğini, söz konusu aracın sigorta bilgi ve gözetim merkezi kayıtlarına göre değer kaybı hesaplanmasını olumsuz etkileyecek geçmiş hasar kaydının bulunmadığını, mevcut kanun ve yönetmelik tebliğler kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmede söz konusu araçta——– değer kaybı oluştuğunu, davaya konu trafik kazası kapsamında —– plaka sayılı araç sürücüsü —- %100 kusur oranı ile asli kusurlu,———-plaka sayılı araç sürücüsü —– kusursuz olduğunu, davalıya sigortalı araç için %50 kusura karşılık gelen —— değer kaybı ödemesi yapıldığın, davalı sigortalı aracın %100 kusurlu olması nedeni ile değer kaybı sorumluluğunun —- olduğunu, söz konusu değer kaybı tutarının ——– ödenmiş olduğundan davacının —————- bakiye değer kaybı alacağının bulunduğu yönünde rapor sunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar nedeniyle meydan gelen değer kaybı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden,————- motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ——————-
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir —————-
Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. maddesine göre de oluşan rizikolardan sigortacı sorumlu olduğundan kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin ————maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, ——————- ve 6102 sayılı TTK’nın 1446. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmediği veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu teminat içinde kalmış gibi ihbar ettiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre işletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Aynı Kanun’un 85/1. maddesinde ise bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
Kaza tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 162/1.maddesine göre müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur . Aynı Kanun’un 163.maddesine göre borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.
Yukarıda belirtilen KTK’nın 85 ve 91. maddelerindeki düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan maddi zararlardan işleten, sürücü ve trafik sigortacısı zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, BK’nın 162 ve 163 maddesi gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir.
Davalı ——davacıya ait— plakalı araca çarpan —— plakalı aracın ——- tarihleri arasını kapsamaktadır. Kaza —— tarihinde gerçekleşmiş olup davacı tarafından davalı ———- tarihinde ihtar gönderildiği, ihtarın —– tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği ve ihtarda davalı tarafa ödeme için 8 gün süre verildiği, davalı tarafın ise ——- ödeme yaptığı anlaşılmıştır.
Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda meydana gelen kazada davalının sigortalısının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/a-b, 53/a, 57/b maddelerini ihlal etmek suretiyle %100 kusurlu olduğu, davacıya ait aracın sürücüsünün kusursuz olduğu, davacıya ait araçta————değer kaybının oluştuğunun belirtildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı sigortanın yaptığı ödeme düşülerek davanın kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte, sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK’nın 99/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise zararın tamamı için dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır. Zarar gören, talebine ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren faiz isteme hakkına sahiptir. ————Bu sebeple davacı tarafın faiz talebinin temerrüt tarihinden itibaren işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; —- değer kaybı bedelinin ————- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 223,05 -TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan harcın 35,90 TL peşin harç, 55,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 132.15-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35.90-TL başvurma harcı, 35,90-TL peşin nispi harc, 55.00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 126,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 322.00 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 800-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.122,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.265,32-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzene karşı davalı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2020