Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1177 E. 2021/438 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1177 Esas
KARAR NO: 2021/438
DAVA: Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından —-yapılmış aracın kusuru ile müvekkile ait—— tarihinde kazaya karıştığını, aracın ağır hasar görüp değer kaybına uğradığını, kazaya karışan karşı taraf aracın ——— bulunan balık restoranından kontrolsüz şekilde çıktığını, müvekkile ait ——– sağa doğru—– olarak yatırılmasından ve sonucunda—– ön ve arka kapılarını sürterek düşmesi ile müvekkilin kusuru olmamakla birlikte davalı şirket nezdinde sigortalı olan araç olay yerini terk etmesi ve tutanağa imzadan kaçınması hem de çıkış yapığı restoranın mahiyeti gereği %100 kusurlu olduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak olan hasar bedelinin şimdilik — kısmının ve belirsiz alacağımız olan değer kaybının —- kısmının muaccel olduğu tarihten bu yana yasal faizleri ile birlikte davalı tarafından ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davaya konu — plaka sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde ——-tarihleri arasında geçerli olacak şekilde doğacak rizikolara karşı teminat altına alındığını, poliçeden dolayı müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalımızın kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına —- ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmelerin hiçbir şekilde kabul anlamına gelmediğini, müvekkil şirket nezdinde sigortalı aracın —— plakalı araçla trafik kazasına karıştığı ve zarar gören araçta meydana gelen hasar ve değer kaybı talebiyle— tarihinde yapılan ihbar üzerine ——– hasar dosyası açıldığını, davacının araçta oluştuğunu iddia ettiği hasar bedelinin son derece fahiş olduğunu, davacının soyut ve dayanaksız iddialarının kabulü mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazası nedeni ile oluşan hasarın ve değer kaybının tazminine yönelik açılan sigorta alacak davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından sunulan raporda, “Kusur yönünden Dava konusu ——— neticelenen olayda) %25 (Yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsünün ——–plaka sayılı araç sürücüsü) %75 (Yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, hasar yönünden —tarihinde meydana gelen kaza sonucu dava konusu —- plakalı araçta meydana gelen hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, dava konusu ——–aracın kaza tarihindeki dava konusu kazadan önceki piyasa rayiç değerinin —- olabileceği, araca ait olay yeri-hasar fotoğrafları ve araç üzerinde inceleme yapan sigorta eksperi tarafından düzenlenmiş kesin ekspertiz raporundaki tespitler dikkate alındığında parça-malzeme tutarının —olabileceği, onarılması durumunda bu tutara işçilik bedeli — ekleneceği dikkate alındığında toplam hasar tutarının —– olabileceği anlaşılmakla, aracın onarılmadan önceki hasarlı değerinin kaza tarihi itibariyle —civarında olduğu da dikkate alındığında, aracın tamirinin ekonomik olmayacağı, aracın pert-total kabul edilebileceği, dava konusu — model araçta meydana gelen hasar-zarar tutarının —-olabileceği, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına isabet eden tutarın, —- olabileceği, davacı tarafından her ne kadar onarım bedeli talep edilmiş ise de dosya kapsamında dava konusu aracın onarımına ait fatura ve onarım fotoğrafları bulunmadığı, hasar/Zarar araştırmalarında dünyada kabul gören ve ülkemizde de yetkili eksperler ve uzmanlar tarafından da hazırlanan bilirkişi/ekspertiz raporlarında gerçek zararın tespiti açısından aracın rayiç /sovtaj değeri ile hasar tutarı karşılaştırmasının yapılması gerektiği, tarafımca yapılan piyasa araştırmasına göre, hasar tutarı, sovtaj tutarı ve rayiç değeri dikkate alındığında, onarımının ekonomik olmayacağı tespit edilmiştir.) Yine değer kaybı yönünden dava konusu —- — onarımın ekonomik olmayacağı, aracın pert-total kabul edilebileceği değerlendirilmiş olup, değer kaybı için davaya konu edilen ve davalıların tazmin etmesi istenilen değer kaybı tutarının Yargıtay İçtihatları doğrultusunda (Aracın serbest piyasa koşullarında dava konusu kazadan önceki 2. el piyasa rayiç değeri ile dava konusu kazadan sonraki onarılmış haldeki 2. el piyasa rayiç değeri arasındaki fark) dikkate alındığında, aracın onarımının ekonomik olmaması/onarılmaması nedeniyle kazalı piyasa rayiç değerinin hesaplanamadığı, bu nedenle de pert-total kabul edilen dava konusu araçta değer kaybından bahsedilemeyeceği” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, ———— bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
—- araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir —-
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan ——sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan—-poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir ——-
Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. maddesine göre de oluşan rizikolardan sigortacı sorumlu olduğundan kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin —– sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, ——- uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmediği veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu teminat içinde kalmış gibi ihbar ettiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
Davalı — aracın — sigortacısıdır. — arasını kapsamaktadır. Kaza— tarihinde gerçekleşmiştir. Davacı tarafından davalı — şirketine ihtar gönderildiği, ihtarın —- tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği ve yasal –günü olan süre içerisinde ödeme yapılmadığı, temerrüdün—tarihinde gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle ;Dava konusu —- araçta meydana gelen hasar-zarar tutarının — olabileceği, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına isabet eden tutarın,—– olabileceği, davacı tarafından her ne kadar onarım bedeli talep edilmiş ise de dosya kapsamında dava konusu aracın onarımına ait fatura ve onarım fotoğrafları bulunmadığı, hasar/Zarar araştırmalarında dünyada kabul gören ve ülkemizde de yetkili eksperler ve uzmanlar tarafından da hazırlanan bilirkişi/ekspertiz raporlarında gerçek zararın tespiti açısından aracın rayiç /sovtaj değeri ile hasar tutarı karşılaştırmasının yapılması gerektiği, tarafımca yapılan piyasa araştırmasına göre, hasar tutarı, sovtaj tutarı ve rayiç değeri dikkate alındığında, onarımının ekonomik olmayacağı tespit edilmiştir.) Yine değer kaybı yönünden dava konusu —- onarımın ekonomik olmayacağı, aracın pert-total kabul edilebileceği değerlendirilmiş olup, değer kaybı için davaya konu edilen ve davalıların tazmin etmesi istenilen değer kaybı tutarının —doğrultusunda (Aracın serbest piyasa koşullarında dava konusu kazadan önceki 2. el piyasa rayiç değeri ile dava konusu kazadan sonraki onarılmış haldeki 2. el piyasa rayiç değeri arasındaki fark) dikkate alındığında, aracın onarımının ekonomik olmaması/onarılmaması nedeniyle kazalı piyasa rayiç değerinin hesaplanamadığı, bu nedenle de pert-total kabul edilen dava konusu araçta değer kaybından bahsedilemeyeceği” belirtilmiştir.
Davacı vekili —-tarihli dilekçesi ile davasını hasar bedeli yönündeki talebini—- olarak ıslah ettiği ıslah dilekçisinin davalı tarafa tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde — tarihinde meydana gelen kazada davalı sigortaya sigortalı olan —– plakalı aracın sürücüsünün % 75 oranında kusurlu olduğu davacı tarafa ait araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurunun bulunduğu bilirkişi raporunda aracın ağır şekilde hasarlanması nedeniyle tamirinin ekonomik olmayacağı belirlenerek pert total kabul edildiği, bilirkişi tarafından hesaplanan değerin piyasa şartlarına uygun olduğu anlaşılmakla —– ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak hasar tazminatı talepleri yönünden poliçe limiti dahilinde talebin kabulü, aracın pert olarak değerlendirilmesi nedeniyle ayrıca değer kaybı oluşmayacağı bu nedenle değer kaybına yönelik ve poliçe limitleri gözetilerek fazlaya yönelik tazminat taleplerinin reddi yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ——-
Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte, sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK’nın 99/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise zararın tamamı için dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır. Zarar gören, talebine ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren faiz isteme hakkına sahiptir———– Bu sebeple davacı tarafın faiz talebinin dava dilekçesinde belirlemiş olduğu miktar üzerinden temerrüt tarihinden itibaren ,bakiye kalan miktar yönünden ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Hasar bedeli tazminatı olan — tarihinden itibaren poliçe limiti dikkate alınarak bakiye kalan — yönünden ıslah tarihi olan — tarihihden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve——davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının değer kaybına yönelik tazminat isteminin REDDİNE,
4-Karar harcı 2.459,16 TL’den davacı tarafça yatırılan 102,47 TL peşin harç ile 581,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.775,69‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 102,47 TL peşin harç ve 581,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 727,87 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 927,50 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 834,75 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.188,00 TL’nin davalıdan, 132,00 TL’nin ise davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/05/2021