Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1174 E. 2021/579 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/1174 Esas
KARAR NO : 2021/579

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 24/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket, —- yapmak için —- görüşüp malların taşınması veya dağıtılması —- ile anlaşma sağlamak için aracılık yaptığını, davalı şirketin de —davalıya ait malların — ulaşmasını sağladığını, müvekkil şirketin kendi edimlerini yerine getirdiğini, davalı şirketin de bir kısım ödemeler yaptığını, ancak — alacak kaldığını, bunun için İstanbul Anadolu —– Dairesinin —Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, davalının borca itiraz ettiğini, bunun üzerine takibin durdurulduğunu, itirazın iptalini ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128. madde hükmü uyarınca davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu–. İcra Müdürlüğü’nün— Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklı vekili tarafından — tutarlı fatura nedeniyle asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %8,15 faizi ile birlikte tahsili için davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, takibin borçluya 07/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 14/05/2019 tarihinde borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak — bilirkişi 14/03/2021 tarihli raporunda özetle; davacı şirketin davalıdan taleple bağlı kalınarak talebi gibi 1.210,00 USD asıl alacaklı olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalı tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmadığı görüldü.
HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE;
Tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde dava, 20/07/2015 tarihli faturanın dayanak oluşturduğu cari hesap ilişkisinden kaynaklanan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf esasında 20/07/2015 tarihli faturadan kaynaklanmakta olup faturaya konu hizmetin yerine getirilip getirilmediği, davacının bu faturadan kaynaklı alacağı bulunup bulunmadığı hususlarının tespiti için mahkememizce her iki tarafın defter incelemesine karar verildiği, davacı şirketin ticari defterlerinin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz ettiği, davalı tarafın ise mahkemizce yazılan talimata rağmen mahal mahkemesine defterlerini incelenmesi için ibraz etmediği, davacı tarafın defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, — bilirkişi tarafından hazırlanan raporda davacının defterlerine göre davacının, davalı taraftan — alacaklı olduğu, davalı taraf defter incelemesi için ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılması gerektiği, diğer yandan davaya esas olan fatura 20/07/2015 tarihli fatura olup davacının defterlerine göre davalıdan — ödeme gönderildiği, yine davacı defterlerine göre yapılan ödeme düşüldüğünde bakiye 1.210,00 USD alacağın kaldığı, davalı tarafça faturaya ilişkin kısmi ödeme yapıldığına göre dava konusu faturanın davalıya tebliğ edildiği, ispat yükünün davalıya geçtiği, faturayı alan ve kısmi ödeme yapan davalının faturayı ve içeriğini oluşturan hizmeti almadığını veya iade ettiğini kanıtlaması gerektiği, davalının faturaya itiraz etmediği gibi, faturayı ve içeriğini oluşturan emtiayı iade ettiğini TTK’nın 21/2.maddesine uygun şekilde kanıtlayamadığı, ayrıca — tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı kanunla HMK 222/3 Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı birlikte değerlendirildiğinde davacı lehine delil teşkil eden eden defterler doğrultusunda davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu kanaatine varıldığı, bu sebeple davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) ve takibin —- cinsinden açılması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren —vadeli mevduata uygulanan en yüksek faizin(3095 sy. m. 4/a) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2), takibin —- cinsinden açılmış olması nedeni ile icra inkar tazminatının takibe konu asıl alacağın takip tarihindeki Türk Lirası cinsinden değeri üzerinden belirlenmesi gerektiği, takip tarihi olan 24/04/2019 tarihi itibariyle — kayıtlarına göre 1 doların Türk Lirası cinsinden efektif satış değerinin 5,8446 TL olduğu, davaya konu ——————– takip tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığının 7.071,96 TL olduğu ancak davacı tarafın takip talebinde harca esas değer olarak 6.993,80 TL göstermesi karşısında icra inkar tazminatı yönünden taleple bağlı kalınmak suretiyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının talebi——cinsinden olup davanın kabulü karşısında davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin, karar tarihi itibariyle –satış kuru üzerinden davacının yabancı para alacağı– tespit edilen miktara göre— üzerinden hesaplanmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasına vaki itirazının — asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren — cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın takip tarihindeki Türk Lirası cinsinden karşılığı olan (taleple bağlı kalınarak) 6.993,80 TL ‘ nin %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 491,80 TL’den dava açılırken yatırılan 87,59 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 404,21 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına
5-Davacı tarafça yatırılan 87,59 TL peşin harç, 44,40 başvurma harcı, 6,40 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 138,39 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 500,00 TL bilirkişi ücreti, 163,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 663,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan —– göre belirlenecek 4,080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL —— davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.