Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1156 E. 2021/986 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1156 Esas
KARAR NO: 2021/986
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/12/2019
KARAR TARİHİ:16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirket ile davalı şirket arasında yapılan anlaşma çerçevesinde davalı şirketin —- verilmesi karşılığında sözleşme imzalanmış ve karşılığında hizmet verilmesi için anlaşıldığını, davacı müvekkil şirket —— verdiği hizmet karşılığında kendisine herhangi bir ayıplı mal ve ihtara konu olacak hiçbir problem yaşanmadan edimlerin yerine gerildiğini, davalı şirket —-adet fatura toplamında —– fatura düzenlemiş olduğunu ve itiraz edilmediğini, bunun karşılığında toplamda —– ödendiğini, davalı şirket —— borcu bulunduğunu, davalı tarafından ödeme yapılmadığından—– dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattıklarını, borçlu davalının itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle takibe yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın — açık bir — olduğunu, —— olduğunu, adreste tebligat yapabilecek kimselerden birisinin bulunmaması mümkün olmadığını, muhatabın adreste bulunmaması geçici veya devamlı olup olmadığı yolunda belirleme yer almadığını, davayı kabul etmediklerini davacının taleplerine karşı zamanaşımı itirazında bulunduklarını, alacaklının vekiline tebliğinden itibaren —- yıl içinde açılması gerektiğini, bir yıllık süre hak düşürücü süre olduğunu, davacı, mahkemeye cari hesap ilişkinin dayanağı olan fatura ve eşlim belgelerini dava dilekçesinde sunmadığını, iddia ettiği cari hesap ilişkin dayanağı olan faturalarda gösterilen hizmetin ifasını ispat etmek zorunda olduğunu, müvekkil firma tarafından —- tutarlı fatura davacı firmaya ihtarname ile gönderildiğini ancak cevaben imzalanan sözleşmede davacıya düşen sorumlulukların yerine getirdiği ve ihtarnamede herhangi bir açıklama olmaması nedeniyle —– ihtarnamesi ile faturayı iade etmek zorunda kaldırdıklarını belirttiklerini, müvekkil bugüne kadar, sözleşme ile kararlaştırılan —- dekontları ve borcu yoktur yazılarını bildirmediklerini, müvekkil —- maddesi gereği hapis hakkını kullandığını, davacının iddiasını ispat etmesi için ticari defterlerini sunması gerektiğini, davacı tarafın müvekkil aleyhine tazminata hükmedilmesini talep ettiğini ama alacağın likit yani belirlenmiş olması gerektiğini alacak likit ise kural olarak borçlunun itirazı haksız sayıldığını, davacı somut belgelerle alacağını ispatlayamadığını müvekkilin kötü niyetle olmadığı açık olduğunu, beyan ederek davanın reddine, davacı taraf aleyhine icra takip tutarının —– az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini” talep ve beyan ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
— sayılı dosyası, dosyamız arasına alınmış, tetkik edilmiştir.
İcra dosyasının tetkikinde; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine — kalan fatura alacağı, —-sayılı faturadan kaynaklı alacak,—- üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçlu davalıya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davalı vekilince sunulan —-tarihli dilekçe ile takibe süresinde itiraz edildiği ve akabinde davacı alacaklı tarafından eldeki davanın açıldığı görüldü.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda özetle; davalı defterlerine göre — takip tarihi itibari ile davacı asıl alacağının — olduğu, davalının davacı hesabına kaydettiği iade faturası ile ilgili davacının kabulünü ispatlayıcı mahiyette vesaikin dosya kapsamında bulunmadığı, diğer taraftan davalı tarafça ibraz edilen vesiak ve beyanlar çerçevesinde —- davalı ödemesinin de davalı defterinde kayıtlı olmadığı ancak davalı lehine olması ve davacının kabulünde olması dolayısıyla yapılacak hesaplamalarda dikkate alınması gerektiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce talimat yolu ile aldırılan bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın ticari defterlerine göre, taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve bu ticari ilişki gereğince davalı adına borç kaydedilen dava konusu alacağın dayanağı olan faturalara istinaden takip tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye —– tutarında davalı taraftan alacağının olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Somut olayda tarafların ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu, tarafların kendi lehlerine delil niteliğine sahip olduğu, her iki şirketin ticari defterleriyle uyumlu olduğu davacı şirketin davalı şirketten alacağının—- alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi ——yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. —– Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” davalının ticari defterinde davacı alacağı olarak kaydedildiği, vergi dairesine dava konusu faturaların tamamı davacı şirketten alınan hizmet alım faturası bildirdiği , alınan bilirkişi raporlarıyla da alacağın varlığı belirlendiği, anlaşılmakla usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu da hükme esas alınarak itirazın —- asıl alacak üzerinden iptaline fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takibin faturaya dayalı alacak olması ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, —- sayılı dosyasına vaki itirazının —- asıl alacak üzerinden iptaline,asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, FAZLAYA YÖNELİK TALEBİN REDDİNE
3-Kabulüne karar verilen asıl alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 3.322,72 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 953,82 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 2.368,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 953,82 TL peşin harç ve 6,40 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 1.004,62 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 500,00 TL bilirkişi ücreti, 149,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 649,75 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %61,59 oranında olmak üzere 400,18 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti yargılama giderinin davada haklı çıktığı %38,41 oranında olmak üzere 230,46 TL sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 7.123,44 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davada haklı çıktığı %61,59 oranında olmak üzere 812,99 TL sinin davalıdan, 507,01 TL sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde——–istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/12/2021