Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1117 E. 2020/484 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/1117 Esas
KARAR NO : 2020/484

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin——- aleyhine İstanbul Anadolu —. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —–. sayılı dosyası ile avukatlık ücret alacağına ilişkin ikame etmiş olduğu itirazın iptali davasının yargılamasına devamı için ve Yargıtay —–. Hukuk Dairesinin içtihatları uyarınca,—- — tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı—– usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup, duruşmalara katılmamış ve davaya karşı cevap dilekçesi de vermemiştir.
Davalı —— usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup, davalı davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş ancak katıldığı 08/07/2020 tarihli duruşmada tasfiye memurluğu yaptığı şirketi tasfiyesini sonlandırırken İstanbul Anadolu —-. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davadan haber olmadığını beyan etmiştir.
Mahkememizce;—– ihyası talep edilen —– hangi nedenle, hangi usulle, hangi yasal düzenleme gereği, hangi tarihte terkin edildiği hususu sorulmuş, İstanbul Anadolu —-. ASliye Hukuk Mahkemesi’nin —- Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Dava, ticaret sicilinden tasfiye sonucu terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan —- —– ihyası istemine ilişkindir.
TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde, sona erer.” hükmünü haizdir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Şirket tüzel kişiliğinin ihyası davasının, ihyası istenilen şirketin tasfiyesini yürütmüş olan tasfiye kurulu üyeleri veya tasfiye memuru ile yasal hasım durumundaki terkin işlemini yapan ticaret sicil memurluğuna husumet yöneltilerek açılması gerekmekte ve bu hususun mahkemece re’sen nazara alınması icap etmektedir. Bu tür davalarda husumet tüzel kişiliği kalmayan şirkete veya şirket ortaklarına yöneltilemez.
Yüksek Yargıtay —— tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Tüzel kişilik, ticaret sicilindeki kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Buna göre, davanın gerektirdiği şekilde,—–kayıtları celp edilerek incelenmiştir. Toplanan delillere göre, davacı tarafın —–aleyhine İstanbul Anadolu —–. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —esas sayılı dosyası ile — tarihinde itirazın iptali talepli dava açtığı, derdest dava devam ederken ihya talebine konu şirketin tasfiyeyi kapatması üzerine davacı vekilinin işbu şirketin ihyası davasını açtığı anlaşılmıştır.
Buna göre, davacı tarafından ihyası istenilen şirket aleyhine—— tarihinde İtirazın İptali istemli dava açıldığı, anılan şirketin dava devam ederken ticaret sicilinden —-tarihinde tasfiye sonucu terkin edilmiş olduğu, söz konusu davanın görülebilmesi için anılan bu şirketin, İstanbul Anadolu —–. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin—– esas sayılı dosyasına münhasır olmak üzere yeniden ihyasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Bu nedenle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından——— ticaret sicil kaydının, İstanbul Anadolu —. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —- esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyası ile şirketin bu dava dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleri ile sınırlı olmak üzere —– yeniden tesciline karar vermek gerekmiştir.
Ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
Davalı —— yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır.
Diğer davalı tasfiye memurunun sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede, ihyası istenen şirketin tasfiyesinin 15/12/2017 tarihinde tamamlandığı anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu —-. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin — esas sayılı dosyasının dava açılış tarihi ise —- tarihi olup, söz konusu dava tasfiyenin tamamlanmasından önce açıldığından ve davalı tasfiye memurunun davadan haberdar olmaması mümkün olmadığından, davalı tasfiye memurunun ihya davası açılmasına sebebiyet verdiği kanaatiyle, davalı tasfiye memuru harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutularak, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-DAvanın KABULÜ ile TTK’nın 547. Maddesi uyarınca —-sicil numarasında kayıtlıyken tasfiye sonucu sicilden terkin edilen—–ticaret sicil kaydının İstanbul Anadolu —. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin — esas sayılı dava dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasına,şirketin bu konu ile sınırlı olarak —-yeniden tesciline,
2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan davalı —-tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-Kararın ——- tescil ve ilanına,
5-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan toplam 44,40 TL hacın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davalı —– alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 95,20 TL dava açılış masrafı ve 166,65 TL yargılama masrafından ibaret toplam 261,85 TL yargılama giderinin davalı —— alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan —– uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
Dair; davacı vekili ile davalı asilin yüzüne karşı, davalı ——- yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı