Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1115 E. 2020/443 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1115 Esas
KARAR NO : 2020/443

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile karşı şirket arasında —– —- sözleşmesi yapıldığını, sözleşme kapsamında ——- saha çalışmalarını yapılacağını, karşı tarafın ise, işlerin tamamlanması için gerekli olan makul tüm kalem malzemeleri ifa ve temin edileceğinin kararlaştırıldığını, yapılan işler kapsamında ödemeler noktasında sözleşmede üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirilmediğini, Bursa — İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyasından müvekkil aleyhine icra takibi yapıldığını beyanla davanın kabulü ile, Bursa —– İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı dosyasından müvekkil aleyhine yapılan icra takibinde borçlu olunmadığının tespitine, karşı taraf aleyhine %20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan———- uyuşmazlıkların çözümü başlıklı 15. Maddesi ile taraflar arasında doğabilecek her türlü uyuşmazlıklarda, İstanbul Mahkemelerinin yetkili mahkeme olarak tayin edildiğini, davacının müvekkilden herhangi maddi ve manevi talebinin bulunmadığını belirterek sözleşmeyi fesheden davacı için müvekkilin haklı sebeple icra takibi yapıldığını, davacı şirketin projenin altından kalkamayarak projeden çekilme kararı aldığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmeyi beklenmedik bir durumda tek taraflı olarak feshettiğini beyanla mahkemece öncelikle yetki itirazının kabulü ile davanın yetkisizliğine, davanın esastan tümden reddine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, Taraflar arasında kurulan sözleşme kapsamında davacı aleyhine başlatılan icra takibine ilişkin olarak borçlu olunmadığının tespitine yönelik olarak açılan menfi tespit davasıdır.
HMK’nun 17. maddesinde ”Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”düzenlemesi yer almaktadır.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Taraflar, sözleşmeyle yetkili kıldıkları mahkeme yanında kanunen yetkili olan genel ve özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa, bunu ayrıca sözleşmede belirtmelidirler. Aksi halde, davanın yalnız yetki sözleşmesiyle belirlenen mahkemede açılması gerekir. (HMK. madde 17). Bu yeni düzenleme, ——tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanır.
Dosya arasında bulunan belgelerden, davaya konu icra takibinin taraflar arasında akdedilen 02/05/2017 tarihli sözleşmenin 15. maddesi uyarınca İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olacağının düzenlendiği ve sözleşmedeki yetki sözleşmesinin geçerli olarak kurulduğu sabittir. 6100 sayılı HMK’nun 116 ve 117. maddeleri gereğince yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı hallerde yetki itirazı cevap dilekçesi ile birlikte ileri sürülmelidir.
HMK’nın 114. maddesinde dava şartları düzenlenmiş olup, maddenin 1. fıkrası ç) bendinde “yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili olması” dava şartı olarak öngörülmüştür. 116. maddede ilk itirazlara yer verilmiş olup 1. fıkra a) bendinde “kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı” ilk itiraz olarak belirtilmiştir. 117/1 maddesinde “İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez. ” hükmü düzenlenmiştir. Yine HMK’nın 19/2 maddesinde “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Taraflar arasında HMK’nun 18. maddesindeki koşulları taşıyan ve geçerli olarak kurulan yetki sözleşmesi uyarınca davalı tarafın yasal süresinde yaptığı itiraza göre, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemelerde açılacağına dair açık yasa hükmü karşısında, davalının yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine dosyanın yetkili İstanbul (Çağlayan) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Nedenleri gerekçeli kararda açıklanmak üzere;
1-)Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle, davacının davasının dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE ,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul (Çağlayan) Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin işbu karar süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurmamaları halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemede hüküm altına alınmasına ancak Mahkememiz yetkisizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi ve bu durum belirtilerek Mahkememizden talepte bulunulması durumunda harç ve yargılama giderleri konusunda Mahkememizce karar verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.