Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1110 E. 2021/41 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1110 Esas
KARAR NO: 2021/41
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 20/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; davaya konu şirketin diğer davalılar ve müvekkili tarafından —– tarihinde —- yevmiye numarasında kayıtlı ana sözleşme ve yine——— yevmiye nolu düzeltme beyannamesinde yer alan hususlar kapsamında kurulduğunu ve şirketin esas sözleşmesi ile kuruluş esaslarının—- tarihinde —– ilan olunduğunu, —- tarihinde ——–ilan olunan şirketin esas sözleşmesi ile kuruluş esasları incelendiğinde görüleceği üzere şirketin işleri ve idaresinin yönetim kurulunca yönetileceğinin, ilk yönetim kurulu üyesi olarak 3 yıl için her 3 ortağında yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğinin görüldüğünü, şirket ortakların kusurlu hareketleri ve şirketin mali ve hukuki sorumlulukları ile hiç ilgilenmemeleri sebebiyle bu ortaklığın kağıt üzerine yer alan bir ortaklık olmaktan öteye gidemediğini, ortaklığın asıl gayesinin kâr elde etmek olduğundan hareketle ortaklık kurulduğu günden bu yana aktif bir varlık sürdüremediğini ve kazanç da elde eder duruma gelemediğini, pay sahipleri bakımından ortaklıktan umulan faydanın ortadan kalktığını, şirketin defterleri üzerinde yapılacak inceleme ile şirketin aktif ticarette yer almadığı, hiçbir fatura kesilmediği, gelirinin olmadığının anlaşılacağını, ortaklığın işletme konusunun ve ve kuruluş amacının gerçekleştirilmesi pay sahibi diğer ortaların kusurları, ilgisiz tutumları sebebiyle fiilen mümkün olmadığını, ———- ilan olunan şirket esas sözleşmesi ile kuruluş esasları içeriğinde yer aldığı üzere şirketin hesap devresi sonundan itibaren 3 ay içinde ve senede en az bir defa toplanacağı belirtilmesine rağmen bu toplantılar gerçekleştirilemediğini, karar almak için bir araya gelinememekte olduğunu ve gelinse bile ortaklar arasındaki çekişme ve menfaat ihtilaflarından dolayı karar alınamadığını, şirketin kurulduğu——- bu yana alınmış, ilan edilmiş ve uygulanmış herhangi bir karar olmayışının da iddialarını destekler mahiyette olduğunu, diğer tarafların da ortaklıkta pay sahibi olmasına rağmen şirket giderlerine katılmadıklarını, maddi bütünün yükün müvekkilinin uhdesinde bırakıldığını, diğer pay sahiplerinin —— yılında müvekkili ile olan ve iş bu davanın konusu ortaklıktan hariç başkaca bir —– bilgisinin edinildiğini, diğer pay sahiplerinin harici işleri ve diğer şirket ortaklıkları dolayısı ile aleyhlerine çok sayıda icra takibi başlatıldığından ve borca batık durumda olduklarından iş bu şirkete maddi manevi katkı sağlayamadıklarını bu sebeple şirket organları nesnel olarak var olsa bile işlevini kaybettiğini aynca şirket sermayesi de tehlike altında olduğunu, müvekkilinin yaklaşık bir yıldır sorunu çözmek adına girişimlerde bulunmakta ancak netice alamamakta olduğunu—— yılında kuruluş sonrası gerçekleştirilen tek toplantıda diğer pay sahiplerine ait hisselerin müvekkiline devrine karar verilmiş ise de bunun mümkün olamadığını ve ilan edilmeksizin karar atıl vaziyette kaldığını, yine müvekkilinin —– tarihinde diğer pay sahiplerine ihtar göndererek “Şirket giderlerine katılmayışları ve maddi/hukuki bütün yükün—— ait hisselerinin bila bedel devralınarak müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması suretiyle şirketin devamını sağlayabileceği aksi halde şirket aleyhine haklı nedenle fesih davası açılarak ortaklığın sona erdirileceği ” hususunun ihtar olunduğunu ancak karşı tarafça çözüme yönelik herhangi bir aksiyon alınmadığını tüm bu nedenlerle davalı şirketin kaydi bir şirket olduğu, ortaklar arasındaki karşılıklı güven ilişkisinin zedelendiği ve müvekkilinin haksız bir şekilde mali hükümlülük altında olduğu ve haklı nedenle fesih koşullarının oluştuğu hususlar nazara alınarak davanın kabulü ile öncelikle feshin son çare olması ilkesi uyarınca müvekkilinin ortaklıktan çıkartılmasına, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise Ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat gönderilmiş olup davalı davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş ve duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkememizce;—– kuruluşundan bugüne kadar ki tüm sicil kayıtları,—–yevmiye nolu ihtarnamenin ve buna ilişkin tebliğ şerhi,—– tüm vergi kayıtları, —-sayılı dosyası, —– kuruluşundan —- tarihine kadar geçen süreye ilişkin kurumlar vergi beyanname suretleri, —- dava dışı—- dava dışı—– sayılı dosyası, —– sayılı dosyası ve ——-sayılı dosyası celp edilerek ayrı ayrı incelenmiştir.
Dava; davacının davalı şirket ortaklığından çıkartılması, aksi halde ise şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
TTK’da anonim şirket ortaklığından çıkma kurumu yoktur. TTK 531.maddesi uyarınca, anonim şirketin haklı nedenlerle feshi talep edilebilir. Haklı sebeplerin varlığı kanıtlandığında mahkeme, fesih ve tasfiye kararı vermek yerine davacının payının ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkarılmasına karar verebilir. Bunun için davacının, haklı sebeplerin varlığını kanıtlaması gerekir.
Mahkememizce dava tarafın iddialarının değerlendirilebilmesi için, dosyanın mahkememizce resen seçilecek bir mali müşavir ve bir nitelikli hesap uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdii ile, bilirkişilerden tarafların tüm iddia ve savunmaları dikkate alınarak ön incelemede belirlenen uyuşmazlık konusunda ek rapor alınmasına gerek bırakmayacak, ayrıntılı, gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte rapor hazırlanmasının istenilmesine, bilirkişi heyetine gerektiği taktirde davalı şirketin tüm defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilmesine dair ara karar kurulduğu, ancak davacı vekilinin mahkememizce verilen kesin sürede bilirkişi ücretini yatırmamasından dolayı ara karar gereğinin yerine getirilemediği görülmüştür.
Toplanan deliller, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; 6102 sayılı TTK’nun 531. Maddesine göre haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir, diğer bir çözüme karar verebilir ” hükmünü havidir. Anılan hüküm uyarınca sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay sahipleri ancak haklı sebeplerin varlığını kanıtlamaları halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceklerdir. Haklı nedenler kanunla tanımlanmadığı için her somut olayın özelliğine göre mahkemelerce taktir edilecektir.
Her ne kadar davacı davalı şirketin kağıt üzerinde kurulan bir ortaklıktan öteye gitmediğini ve kaydi bir şirket olduğunu, kar elde etmediğini iddia ederek davacının ortaklıktan çıkarılmasını veya şirketin feshine karar verilmesini talep etmiş ise de; —- gelen yazı cevabına göre şirketin adreste faal olduğunun bildirildiği, ——- gelen yazı cevabında ise aktif vergi kaydının bulunmadığının bildirildiği, şirketin aktif olarak faaliyette bulunup bulunmadığı ve kar elde edip etmediği hususunun tespit edilemediği, dava dışı ortakların başka bir şirkette ortak olmaları ve haklarında birden fazla icra takibi bulunmasının tek başına davacı iddialarını kanıtlamaya yeterli görülmediği, davacı tarafça TTK 531.maddesi uyarınca aranan haklı sebep olgusunun ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddi yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM (Yukarıda açıklanan nedenlerle):
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin yatırılan toplam 44,40 TL hacın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde——-Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2021