Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1104 E. 2022/390 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1104 Esas
KARAR NO: 2022/390
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 25/12/2019
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– sayılı icra dosyası ile davalılar aleyhine başlatılan icra takibinde (takip talebi ve ödeme emrinde de ayrıntısı belirtildiği üzere) —–plakalı araç hasar tazminatı talep edildiğini, aracın hasarlı hali ile satıldığını, —-teminatı ve kapsamınca sorumlu olduğunu, diğer borçlunun tamamından sorumlu olduğunu, her iki borçlunun müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduğunu,——-plakalı aracın %100 kusurlu olduğunu, — tarihli trafik kazasında —–plakalı araç sürücüsünün kazada %100 kusurlu olduğunu, davalı araç sürücüsü ve ruhsat sahibinin oluşan zarardan kusuru oranınca müteselsilen sorumlu olduğunu, kaza tarihinde aracın —-bulunduğunu, poliçesinin davalı — ait olduğunu, araç kullanılamaz halde ağır
hasarlı olarak hasarlandığından, bu haliyle satıldığını, aracın—–hasarlı hali ile satıldığını, aracın—–olduğunu, hasar tazminatının—olduğunu, borcun tümüne ve takibe yapılan itirazı kabul etmediklerini, faiz talebinin de yerinde olmadığını beyan ile, itiraz süresinde yapılmamış ise itirazın süre yönünden iptalini, icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin dava değeri üzerinden devamını, davanın kabulünü, davalıların haksız itirazı ile icra dosyası durmuş müvekkili şirketin mağduriyetinin arttığını, davalıların %20 den aşağı olmamak üzere icra inkâr kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline
karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı —-vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kazaya karışan —plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde —- başlangıç ve bitiş tarihli —– sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin bu poliçedeki maddi zararlara ilişkin teminat limitinin ise kaza tarihi itibariyle araç başına kusuru oranında —– olduğunu, araç hasarı talebine ilişkin karşı yanın yokluklarında aldırmış olduğu tespit raporu varsa bunun kabulünün mümkün olmadığını, dosyaya onarıma ilişkin herhangi bir
fatura sunulmadığını, —— kuruluşuna yükletilmesi halinde karşı yanın sebepsiz zenginleşmesi
söz konusu olacağını, karşı yanın icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini beyan ile, zamanaşımına uğramış davanın reddini, KTK MD. 97 kapsamında dava şartı (eksik evrak) yerine getirilmeden ikame edilen davanın usulden reddini, çekme belgesi dosyaya ibraz edilmeden dava açılma cihetine gidildiğinden Sigortacılık mevzuatı gereği davanın reddine karar verilmesin i, talebin reddi halinde; kabul anlamına gelmemek kaydı ile değer kaybı miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasını, tarafların kusur durumu ile bakiye teminat limiti gözetilerek hüküm kurulmasını, davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin her halükarda reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Mahkememizce aldırılan—- tarihli bilirkişi raporunda özetle;—- tarihinde meydana gelen olayda;
dava konusu —- plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı —-kusursuz olduğu, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü —- davalı — %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, söz konusu kazaya ait —– kaydındaki kazaya karışan araç sürücülerinin MUTABAKATLA sonuçlanan kusur durumu değerlendirmesi dikkate alındığında; dava konusu —- plaka sayılı araç sürücüsünün kusursuz (%0) olduğu, diğer — plaka sayılı araç sürücüsünün %100 kusurlu tespit edildiği görülmüş olup, TRAMER kusur durumunun tarafımca tespit edilen kusur durumu ile uyumlu olduğu, —-tarihinde meydana gelen kazaya ait trafik kazası tespit tutanağındaki tespitlerin, dava konusu —–plakalı araçta meydana gelen hasar ile uyumlu olduğu ve hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, dava konusu —- plaka sayılı ——- aracın kaza tarihindeki dava konusu kazadan önceki piyasa rayiç değerinin —– olabileceği, araca ait hasar fotoğrafları dikkate alındığında—- tarihinde meydana gelen kaza sonrası araçta değişmesi gereken toplam hasarlı parça, malzeme tutarının —— olabileceği, onarılması durumunda bu tutara işçilik bedeli
— ekleneceği dikkate alındığında toplam hasar tutarının —— olabileceği anlaşılmakla, aracın tamirinin ekonomik olmayacağı, aracın pert-total kabul edilebileceği, ayrıca hasar kalemlerinin şekli ve niteliğide dikkate alındığında, bu hasarın belirlenen teknik niteliklerine göre onarılması durumunda, seyir güvenliği açısından da sakıncalı durumlar ortaya çıkabileceği, bu yönden de aracın pert-total olarak değerlendirilmesinin yerinde ve uygun olacağı, pert haldeki aracın kazalı fiyatının serbest piyasa koşullarında —olabileceği (Dava konusu hasarlı araç ile ilgili—— numaralı araç ihale sonucu, çekmeli dava konusu aracın ihale sonrası hasarlı değerine—— teklif verildiği, ancak aracın —— olup, kaza tarihindeki değeri enflasyon hesabı ile hesaplanmıştır),
dava konusu ———-model araçta meydana gelen hasar-zarar tutarının — olabileceği, sürücünün kusur oranı dikkate alındığında; —- hasar-zarar tutarı) —-sürücünün kusur oranı] = —olabileceği,
davacı —— tarafından ——- Esas sayılı icra dosyası kapsamında,—–toplam alacak olan, —- tarihli ilamsız takip başaltılmış olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan—- tarihli ek bilirkişi raporunda; kök Raporda; dava konusu —— araçta meydana gelen hasar-zarar tutarının —– olabileceği, sürücünün kusur oranı dikkate alındığında;
—- %100 sürücünün kusur oranı] = — olabileceği, davacı tarafından— alacak olan,—tarihli ilamsız takip başaltılmış olduğu, belirtildiği, tarafımca değer tespitinin ——-ile hesaplandığı, davacı vekilince dava dilekçesinde de talebin—olduğu, davacı vekilince kök rapora itirazlardan; gerek herkese açık ve araç alış/satışında en yaygın kullanılan——–adresi örnek olarak belirtilen araçların ———- kısmına ilan no ile girilerek araçların tüm detaylarınıngörülebileceği, gerekse dava konusu ——- kabul edilmesinin reel piyasa değerleri ile uyumsuz olacağı, davacı vekilinin rayiç değere itirazının dayanağı somut-denetlenebilir herhangi bir belge vb. sunmadan itiraz ettiği,
davalı vekilince kök rapora itirazlarda en yüksek fiyatın —- olduğunun belirtildiği, ancak belirtilen araçların hasar durumu ile ilgili herkese açık bir veri olmadığı gibi, denetime elverişli olmadığı, ayrıca davalı sigortaya hitaben hazırlanmış ekspertiz raporlarında aracın piyasa rayicinin —– arası olduğunun da belirtildiği, davalı vekilinin itiraz dilekçesine göre hesapladığı hasar tutarı ——- olup, tarafımca nispi metod kullanılarak serbest piyasa koşullarına göre hesaplanan hasar tutarının —-olduğu, davalı vekilinin itirazlarının dayanaktan yoksun olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle—- takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —— takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş,———sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden—— motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ———-
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Yargı yetkisini,—- adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında; kök Raporda; dava konusu——-raçta meydana gelen hasar-zarar tutarının ———–olabileceği, sürücünün kusur oranı dikkate alındığında; —– x %100 sürücünün —— olabileceği, davacı tarafından ———– tarihli ilamsız takip başaltılmış olduğu, belirtildiği, tarafımca değer tespitinin —–belirtilen ve kabul gören —-hesaplandığı, davacı vekilince dava dilekçesinde de talebin —–olduğu, davacı vekilince kök rapora itirazlardan; gerek herkese açık ve araç alış/satışında en ——-adresi örnek olarak belirtilen araçların —— ara kısmına ilan no ile girilerek araçların tüm detaylarının görülebileceği, gerekse dava konusu ——– kabul edilmesinin reel piyasa değerleri ile uyumsuz olacağı, davacı vekilinin rayiç değere itirazının dayanağı somut-denetlenebilir herhangi bir belge vb. sunmadan itiraz ettiği, davalı vekilince kök rapora itirazlarda en yüksek fiyatın —— olduğunun belirtildiği, ancak belirtilen araçların hasar durumu ile ilgili herkese açık bir veri olmadığı gibi, denetime elverişli olmadığı, ayrıca davalı sigortaya hitaben hazırlanmış ekspertiz raporlarında aracın piyasa rayicinin —- arası olduğunun da belirtildiği, davalı vekilinin itiraz dilekçesine göre hesapladığı hasar tutarı——olup, tarafımca nispi metod kullanılarak serbest piyasa koşullarına göre hesaplanan hasar tutarının ——olduğu, davalı vekilinin itirazlarının dayanaktan yoksun olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporları hükme esas alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalının ——– Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin aynen devamına,
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.928,46 TL’den dava açılırken yatırılan 340,96 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.587,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 340,96 TL peşin harç, 44,40 başvurma harcı, 6,40 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 391,76 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 700,00 TL bilirkişi ücreti, 256,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 956,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/05/2022