Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1088 E. 2021/440 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1088 Esas
KARAR NO: 2021/440
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının yetkilisi — davalının yetkilisi — tarihinde taşımaz satış vaadi sözleşmesinin kurulduğunu, sözleşmede—- satışının kararlaştırıldığını, satış bedelinin — peşin ödendiğini, sözleşmenin 6. maddesinde davacıya sözleşmeden dönme hakkı tanındığını buna göre de davacının davalıya — tarihinde gönderdiği noter ihtarnamesi ile sözleşmeden dönüldüğünü, satış bedelinin iadesinin gerektiğini, dönme anına kadar — ödendiğini sözleşmenin kurulmasından önce taraflar arasında —— kurulduğunu, protokolde alıcının dönme hakkının olduğu ve dönme tazminatının satış bedelinin —- olarak kararlaştırıldığını, formun bağlayıcı olduğunu, sözleşmenin 6 maddesinde sözleşmeye göre dönme hakkının kullanılması halinde dönme tazminatı için satış bedelinin —— kadar gibi muğlak bir ifadeyle davalını keyfi hareket edebileceği alanın oluşturulduğunu, dürüstlük kuralına aykırı hareket edilebilmesine imkan tanındığını davalının güçlü taraf olarak sözleşme hükümlerinin tek taraflı olarak hazırladığını, genel işlem koşullarının değerlendirilmesi gerektiğini, sözleşmenin 6. Maddesinin TBK M. 21/1 hükmünce geçersiz olduğunu, TBK M. 23 hükmünce birbirini tamamlayan iki sözleşmede kararlaştırılan dönme tazminatı birbiriyle çeliştiğinden davalı aleyhine, davacı lehine yorum ile dönme tazminatının —– kabul edilmesi gerektiğini, davacının durumunu ağırlaştıran hükümlerin geçersiz olduğunu,— kesintinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, sözleşme hükümlerinin müzakereye edilmediğini ayrıca— da yüksek olduğunu, — göre makul seviyeye indirilmesi gerektiğini satış bedeli için ödenen —dönme tazminatı düşüldükten sonra kalan — ticari faiz oranı ile dönme hakkının kullanıldığı —- tarihinden itibaren işleyecek faiziyle iade edilmesi gerektiğini sözleşmenin 6. Maddesine göre dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç—- içinde alıcıya geri ödeneceğinin kararlaştırıldığını belirtmiş ve — olduğunun tespiti ile —-dönme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle iade edilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava şartı olan arabuluculuk yokluğundan davanın reddedilmesini sözleşmeye göre davacının talep hakkının bulunmadığını, davacının sözleşmeden dönmesi üzerine sözleşmenin 6. Maddesi gereğince satış bedelinin—-olan —- kesildiğini, sözleşmenin resmi şekilde yapılması gerektiğini davacının iddialarının kabul edilemez olduğunu davacının basiretli tacir olduğunu —– tarihli sözleşmeni noter huzurunda yapılmakla geçerli olduğunu resmi sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğini —— kesintinin hukuka uygun olduğunu tüm bu nedenlerle davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Uyuşmazlık :Davaya konu ——tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi içeriğinde tarafların sözleşmeden dönme hakkının bulunup bulunmadığı ayrıca yapılan kesinti hukuka uygun olup olmadığı hukuka aykırı olduğunun tespit edilmesi halinde davacının davalıdan ne kadar miktarda alacağının olduğu hususlarında toplanmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler tarafından alınan raporda,” —- tarihli sözleşmenin hem şekil yönüdne hem de davacının basiretli tacir olarak hükümlerin sözleşme özgürlüğünce kararlaştırıldğından bahisle geçerli olduğu, sözleşme hükümlerinin TBK M. 20 vd. Hükümlerince genel işlem koşulu sayılmadığı, kabul edilecek olursa bu takdirde satım bedeli olan —- dönme tazminatı olacağı bu kapsamda davacı tarafından ödenen bedelin —– sözleşmenin geçerli olmadığı, genel işlem koşulu hükümlerinin uygulama alanı bulacağı —- tarihli forma göre — kesintinin yapılabileceği kabul edilecek olursa bu takdirde satım bedeli olan —olan bedelin —- dönme tazminatı olacağı bu kapsamda davacı tarafından ödenen bedelin —olduğu anlaşılmakla —– olduğu, davacının “sözleşmeden dönme” yönündeki bozucu yenilik doğuran hakkını (TTK m. 18(3) hükmünce) kullandığı ———-noter ihtarnamesinin muhatabı olan davalıya hangi tarihte tebliğ edildiği —dosya kapsamında anlaşılamamakla birlikte davacı, dava dilekçesinde —-tarihinden itibaren bu tarih mahkememizce kabul edilecek olursa bu durum da — ödenmesine hükmedilmesi halinde —— tarihleri arasındaki avans faizinin— olduğu, — ödenmesine hükmedilmesi halinde — arasındaki avans faizinin ————olduğu yönünde rapor sunulmuştur.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde ———- protokolün, kurulduğunu, protokolde alıcının dönme hakkının olduğu ve dönme tazminatının satış bedelinin — olarak kararlaştırıldığını, ——— yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı ve sözleşmenin 6. maddesinde sözleşmeden dönülmesi durumunda sözleşme bedelinin—– kadar satıcıya tazminat ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın—- tarihinde sözleşmeden döndüğünü ödenen bedelin iadesini talep ettiği görülmüştür ——— başlıklı protokol de gerekse düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde davacı tarafın sözleşmeden dönme hakkının bulunduğu anlaşılmaktadır. Ticari ünite bilgilendirme formu başlıklı protokol, incelendiğinde satıcının davalı, alıcının ise davacı taraf olduğu ancak satıcı kısmındaki imzanın —–isimli şahısa ait olduğu protokol ekinde başkaca belge sunulmadığı, satıcının davalı şirket adına imza yetkisi olan ticari temsilcisi olup olmadığının anlaşılmadığı kaldı ki —– numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin , ticari ünite bilgilendirme formu başlıklı protokol, imzalandıktan sonra düzenlendiği ,tarafların tacir oluşu nedeniyle basiretli davranma yükümlülüğün bulunması ve sözleşme serbestisi ilkesi gereğince tarafların protokol hükümlerine bağlı olmayacağı ayrıca , taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin , noter tarafından düzenleme şeklinde yapıldığı dikkate alındığında söz konusu uyuşmazlıkta TBK madde 20 vd. Uyarınca genel işlem koşulunun uygulama bulamayacağı ——- yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesininde belirlenen — dönme tazminatının geçerli olacağı kanaatine varılarak usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme alınarak bilirkişi tarafından hesaplanan — temerrüt tarihi olan —–tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya yönelik talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, —- temerrüt tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya yönelik talebin REDDİNE,
2-Karar harcı 1.308,31 TL den davacı tarafça yatırılan 1.263,74 TL peşin harç ile 413,63 TL ıslah harcın mahsubu ile artan 369,06 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 1.263,74 TL peşin harç ve 413,63 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.721,77 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.128,10 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 219,97 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 11.078,81 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 257,39 TL’nin davalıdan, 1.062,61 TL’nin ise davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/05/2021