Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1087 E. 2022/636 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/1087 Esas
KARAR NO:2022/636

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/12/2019

DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/11/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ESAS DAVA
Davacı vekili mahkememiz dosyasına vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin klima ve soğutma işi yaptığını, müvekkilinin dava dışı—-tarihinde yaptığı —sözleşmeye istinaden dava dışı şirketten her biri —bedelli — adet çek alındığını, karşılığında — tarihli tahsilat makbuzu kesildiğini, müvekkilinin — seri nolu çeki kırdırmak için birkaç — firmasıyla görüştüğünü ancak çek bedelinin yüksek olması nedeniyle çekin kırılamayacağı cevabını aldıklarını, müvekkilinin bir tanıdığı aracılığıyla — görüştüğünü, yetkilinin çekin davacı tarafından cirolanmış aslı ile birlikte keşideci ile aralarındaki fatura ilişkisini gösterir belgelerin de mevcut olması durumunda çek kırdırma işinin çok kolay bir şekilde hallolacağını beyan ettiğini, daha sonra bu şahıs ile—- görüşmelerinde bulunduklarını ancak çekin iadesini istediğinde — isimli şahsa ulaşamadığını, müvekkilinin —şirketine giderek durumu anlattığını, şirket yetkilisi —-isimli bir çalışanlarının olmadığını fakat belirtilen çek ile ilgili olarak—tarafından işlem yapıldığının bildirildiğini, çekin görüntüsünün istendiğini, çekte müvekkilinin cirosundan sonra sadece —cirosunun olduğunu, çeki kırdırdığı söylenen —firmasının gönderilen fotoğrafta cirosunun olmadığını, sadece müvekkilinin ve —- firmasının cirolarının olduğunu, çeki kırarken kendisiyle —arasında hiçbir ilişki olmamasına rağmen çeki nasıl kırdıklarını sorduğunu, — çalışanının çekin bankaya verildiğini ve son halinin kendilerinde olmadığını söyleyerek müvekkilini oyaladıklarını, olayla ilgili — müracaatta bulunduklarını,—firması çalışanı ve yetkilisI tarafından fotoğrafı gönderilen çekin arka yüzünde davacı müvekkilden sonra diğer davalı — başka bir ciro gözükmediğini, çekin, davalı —davalı — firmasınca söylendiği gibi — isimli firmadan değil bilakis diğer davalı —-, tabi olduğu mevzuatlara aykırı şekilde işlem yaparak kötü niyetle hareket ettiğini, müvekkilden sonra ciro silsilesinde ismi gelen davalı—- alındığını ispatla yükümlü olduğunu, davacı müvekkilin, davalılarla bugüne kadar hiçbir ilişkisi, borcu ve tanışıklığı bulunmadığını, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerle davacı müvekkilin hem alacaklısı olduğu hem de rızası hilafına elinden çıkan çeki sebebiyle bugüne kadar hiçbir ticari ilişkisi, borcu ve tanışıklığı bulunmayan davalılara ve/veya üçüncü kişilere(ciro silsilesinde ismi bulunma ihtimali olan fakat şu aşamada tarafımızca tespit edilemeyen kişiler) karşı borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline karar verilmesine, davacı müvekkilin hem alacaklısı olduğu hem de rızası hilafına elinden çıkan çeki sebebiyle davalılarca ve/veya üçüncü kişilerce icra tehdidi altında bulunan müvekkilin, ileride telafisi imkansız zararlara uğraması kuvvetle muhtemel olduğundan söz konusu çek’in icraya konulması riskine karşılık dava sonuna kadar teminatsız olarak veya mahkemenizin uygun göreceği bir teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın, dava konusu çekin keşidecisi —- ihbarına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı —Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin dava konusu çekin meşru hamili olup, tamamen hukuka uygun olarak çeki iktisap ettiğini, müvekkilinin — sözleşmesi imzalandığını, —-Tarafından müvekkilim şirkete ciro ve teslim edildiğini, —işlemine ilişkin ön ödeme tutarı —- Numaralı hesabına ödendiğini, davacı şirketin— işleminin tarafı olmadığından, müvekkil şirkete karşı def’i ileri süremeyeceğini,— sözleşmesi dava dışı —-. İse fatura borçlusu-temlik borçlusu olarak — ilişkisinde yer aldığını, davacı şirketin— ilişkisini tamamen dışında olduğunu, davacının dolandırıldığı iddialarının müvekkil şirket ile hiç bir ilgisi olmadığını, müvekkil şirketin bahsedilen isimde bir çalışanı olmadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, İhtiyati tedbirin kaldırılmasına, İİK’nun 72/3. Maddesi uyarınca, dava konusu alacağın— aşağı olmamak üzere müvekkil şirket zararının davacıdan tahsiline yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesine beyan ve talep etmiştir.Davalı —-kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
BİRLEŞEN DAVA :
Davacı birleşen dosyada davacı vekili —- sayılı dosyasına vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —-tarihinde yaptığı— Konulu sözleşmeye istinaden dava dışı şirketten her biri —- bedelli iki adet çek alındığını, karşılığında — tarihli tahsilat makbuzu kesildiğini, müvekkilinin —- seri nolu çeki kırdırmak için birkaç — firmasıyla görüştüğünü ancak çek bedelinin yüksek olması nedeniyle çekin kırılamayacağı cevabını aldıklarını, müvekkilinin bir tanıdığı aracılığıyla —firmasının yetkilisi — görüştüğünü, yetkilinin çekin davacı tarafından cirolanmış aslı ile birlikte keşideci ile aralarındaki fatura ilişkisini gösterir belgelerin de mevcut olması durumunda çek kırdırma işinin çok kolay bir şekilde hallolacağını beyan ettiğini, daha sonra bu şahıs ile telefon ve—görüşmelerinde bulunduklarını ancak çekin iadesini istediğinde —- isimli şahsa ulaşamadığını, müvekkilinin— şirketine giderek durumu anlattığını, şirket yetkilisi — isimli bir çalışanlarının olmadığını fakat belirtilen çek ile ilgili olarak—isimli firma tarafından işlem yapıldığının bildirildiğini, çekin görüntüsünün istendiğini, çekte müvekkilinin cirosundan sonra sadece —cirosunun olduğunu, çeki kırdırdığı söylenen —firmasının gönderilen fotoğrafta cirosunun olmadığını, sadece müvekkilinin ve—-firmasının cirolarının olduğunu, çeki kırarken kendisiyle—şirketi arasında hiçbir ilişki olmamasına rağmen çeki nasıl kırdıklarını sorduğunu,— çalışanının çekin bankaya verildiğini ve son halinin kendilerinde olmadığını söyleyerek müvekkilini oyaladıklarını, olayla ilgili —-Asliye Ticaret Mahkemesinde —esas sayılı dosya ile —-şirketlerine dava açıldığını, dava konusu çek ile ilgili olarak ihtiyati tedbir ve ödemeden men kararı verildiğini, çekin—-tarafından tahsil için takasa koyulduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ve anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin rızası hilafına elinden çıkan çek ile ilgili bugüne kadar hiçbir ticari ilişkisi ve borcu bulunmayan davalılara karşı borçlu olmadığının tesipiti ve çekin iptaline karar verilmesini, davanın —Asliye Ticaret Mahkemesi— esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini iddia ederek; müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitini ve çekin iptaline karar verilmesini, dosyanın mahkememiz dosyası ile birleştirilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı —–vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının tacir olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini, davacının hiç tanımadığı bir kimseye elindeki çeki cirolamak suretiyle karşılığında hiçbir teminat almadan teslim ettiğini, davacının çek bedelinin davalılardan—-firmaca tahsil edildiğini bildiğini, menfi tespit davayı veya çek iptali davası ile ulaşılabilecek herhangi bir sonuç olmadığını, davacının kendisinin meşru hamil olduğunu ve çekin kendi rızası dışında elinden çıktığını iddia ediyor ise istirdat talebinde bulunması gerekeceğini, çekin zilyedine istirdat davası ikame etmesi gerektiğini, çek iptali veya menfi tespit davası için dava şartı olan hukuki yarar bulunmadığını, müvekkilinin çeki —-şirketinden —- numaralı faturaların bakiye ödemesine mahsuben aldığını, çek bedelini tahsil etmek için— götürdüğünü, — firmasının çeki kendilerine iade etmesi üzerine ciro silsilesinde kendinden evvel gelen yani çeki iktisap ettiği — şirketine iade ettiğini, iadenin karşılığında da çek iade dekontu aldığını savunarak; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
Davalı —-kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, İİK’nın 72. maddesi uyarınca açılan çekten dolayı menfi tespit davasıdır. Davacı, —-” çekten ötürü borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir.
Mahkememizce— Sorusturma Dosyası —- sistemi üzerinden mahkememiz dosyamız arasına alınarak incelenmiştir—– ait” çek ile ilgili çek bedelinin ödenip ödenmediğinin tespiti ile ödeme yapılmış ise kime ödeme yapıldığına ilişkin yine— dava konusu çekin çek görüntüsünün, kim tarafından ibraz edildiğinin, ibraz edenin açık kimlik bilgilerinin mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmıştır.—-tatafından takas merkezimizden ibraz edildiği tespit edilerek mahkememize bildirilmiştir.Davalı — tarafından dava konusu çeke ilişkin yapılan—sözleşmesi mahkememize ibraz edilmekle incelenmiştir.
Asıl ve birleşen dava, İİK’nın 72. maddesi uyarınca açılan çekten dolayı menfi tespit davasıdır. Davacı, — tutarlı çekten ötürü borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir.
Dava konusu çek incelendiğinde keşidecisinin davalı—- lehtar-ciranta konumunda diğer davalılar ise ciranta ve son olarak hamil konumundadırlar. Buna göre, geçerli bir ciro silsilesinin bulunduğu görülmüştür.Davacı, cirodaki imzasına itiraz etmemiş, çeki ciro etmesine rağmen çek bedelini tahsil edemediği gerekçesiyle menfi tespit isteminde bulunmuştur. Davacı çekten dolayı borçlu olmadığını yazılı delille ispatla yükümlüdür. Çek kambiyo senetlerinden olup, sebepten mücerrettir. Davacı dava konusu çekin bedelsiz olduğunu, iddiaya konu olayların varlığını yazılı delille ispatla yükümlüdür. Yasa gereği kambiyo senetlerinin sebepten bağımsız olduğu, çek hamilinin çeki edinmesine sebep olan ticari ilişkiyi ispatlama yükümlülüğünün bulunmadığı, hamilin kötü niyetli olduğunun bu iddiayı ortaya atan tarafça ispatlanması gerektiği, davacı tarafın davalıların kötü niyetli hamil olduğunu ispata yarar herhangi bir delil sunamadığı anlaşılmıştır. Davalının —şirketi olması nedeniyle çekin ne şekilde eline geçmiş olduğuna dair kendinden önceki hamille yapılan —sözleşmesini ve fatura örneğini dosyaya sunduğu, çeki usulüne uygun düzenlenmiş — sözleşmesi ve faturaya dayalı olarak kabul ettiği görülmüştür. TTK.790. maddesine göre “cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro— ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki —- suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür” şeklinde düzenleme bulunduğu görülmektedir. Davalı—- şirketinin iktisapta ağır kusurlu olduğunu ve de kötüniyetli olduğu kanıtlanamamıştır Yukarıda izah edilen nedenlerle asıl ve birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
—–
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememiz asıl ve birleşen dosyanın ayrı ayrı REDDİNE,
A- ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1- Karar harcı — başlangıçta peşin olarak yatırılan —peşin harçtan mahsubu ile artan —harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı — Şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen — nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı — verilmesine,
5-Suçüstü ödeneğinden karşılanan —- arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
B- BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
1- Karar harcı — başlangıçta peşin olarak yatırılan —peşin harçtan mahsubu ile artan —– harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4- Suçüstü ödeneğinden karşılanan—- arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair asıl ve birleşen dosya davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren —haftalık süre içinde —Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.