Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1081 E. 2020/728 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1081 Esas
KARAR NO : 2020/728

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından davalı şirketten fatura karşılığı 3.500 TL motorin alımı gerçekleştirdiklerini, söz konusu motorinin ayıplı olduğunu, motorinin müvekkili tarafından akaryakıt tankına konulduğunu ve akaryakıt tankından araçlara doldurulduğunu, yapılan dolumdan sonra araçların arıza ışıklarının yandığını ve araçların faaliyetinin durduğunu beyanla, müvekkil şirketin yakıt tankından —- plakalı çekicinin — alınarak davalı tarafından teslim edilen motorinin ayıplı olduğunun tespitine, akaryakıtın yenisi ile değiştirilmesine, ve yakıt tankının temizlenmesine, ayıplı motorinin bulunduğu tespit edildiğinde, bundan kaynaklı olarak müvekkil şirkete ait — plakalı çekicide meydana gelen arıza ile ilgili olarak bakım ve tamir masrafının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, şimdilik, 1.000,00 TL.nin 21.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkil şirkete verilmesine, müvekkil şirketin aracının 21.09.2019 tarihinden itibaren kullanılamaması nedeni ile, mahrum kalınan kazanç olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL.nin 21.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından işbu dava belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğini, Dava dosyasının İstanbul Anadolu –.Tüketici Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı üzerine sayın mahkemeye intikal ettiğini, bu ara süreçte karşı tarafla arabuluculuk görüşmeleri yürütüldüğünü, Arabuluculuk görüşmeleri sırasında davacı tarafından söz konusu araca ait olduğu ileri sürülen tamir-bakım faturası tarafımıza sunulduğunu, ayıplı olduğu iddia edilen ve yenisi ile değiştirilmesi talep edilen akaryakıtın da hem miktarı ve hem bedeli, dosyaya sunulu faturadan belli olduğunu, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davanın bu yönden reddinin gerektiğini, davacı taraf bahse konu akaryakıtın ücretini ne davadan önce, ne dava tarihinde ve ne de bugün dahi ödenmediğini, davacının henüz bedelini ödemediği bir malın yenisi ile değiştirilmesi talebi usul ve yasalara aykırı olduğunu, davacının işin esası bakımından temelde iki farklı iddiası bulunduğunu, müvekkil firmadan alınan akaryakıtın ayıplı olması ve diğeri de bu akaryakıtın araçlarına zarar verdiği iddiaları olduğunu, her iki iddianın da gerçeklerden uzak olması bir yana aralarında illiyet bağı da bulunmadığını, olay günü davacı şirketin yakıt tankına doldurulan akaryakıt ayıplı olmayıp dolum öncesinde akaryakıt tankında zaten mazot yerine bol miktarda su bulunduğunu, ———– yetkili ve görevli personeli tarafından olay günü olan 21 Eylül 2019 tarihinde müvekkilin 2 farklı tabancası suretiyle yakıtı gönderen istasyonun deposu ile davacı şirketin yakıt tankından ve aracından alınan, sonrasında —— kendi laboratuvarlarında analiz edilen numunelerde teknik düzenlemelerde yer alan özelliklere uygun çıktığını beyanla, öncelikle usul yönünden itirazının kabulüne, işbu talep kabul görmediği takdirde ise davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücreti vekaletinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, satın alınan malı ayıplı olduğunun tespitinin ve misli ile değiştirilmesi ile oluşan zararın tazminine ilişkin olarak açılan davalardandır.
Tüm dosya kapsamının degerlendirilmesinde özetle; satın alınan malı ayıplı olduğunun tespitinin ve misli ile değiştirilmesi ile oluşan zararın tazminin talep edildiği anlaşılmış olup, 7155 Sayılı Kanunun 20. Maddesi ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ile “Bu Kanunun 4. Maddesince ve diger kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya basvurulmus olması dava sartıdır.” düzenlemesi getirilmistir. 6325 Sayılı Hukuk Uyusmazlıkların Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Fıkrasında “Davacı arabuluculuk faaliyeti sonunda anlasmaya varılamadıgına iliskin tutanagın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmıs bir örnegini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluga uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanagın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektigi, aksi takdirde davanın usulden reddedilecegi ihtarını içeren davetiye gönderilir. Ihtarın geregi yerine getirilmez ise dava dilekçesi karsı tarafa teblige çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya basvurusmadan dava açıldıgının anlasılması halinde herhangi bir islem yapılmaksızın davanın, dava sartı yoklugu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda davacı, satın alınan malı ayıplı olduğunun tespitinin ve misli ile değiştirilmesi ile oluşan zararın tazmininine yönelik iş bu davaya ilişkin arabulucu son tutanak aslını sunmak için süre verilmiş, davacı vekilince, 19.11.2020 tarihli Arabuluculuk son oturum tutanağını dosyaya sunulmuştur, Dava Dosyası mahkememize İstanbul Anadolu —. Tüketici Mahkemesinin——– Karar sayılı Görevsizlik kararı ile 30.12.2019 tarihinde tevzi edilmiş olup, Davacı vekili tarafından dosyaya 03.01.2020 tarihli arabuluculuk görüşme tutanağı sunulmuştur. Davanın 10.10.2019 tarihinde açıldığı görülmekle, Arabuluculuk dava şartı gerçekleştirilmeden dava açıldığı anlaşılmıştır.
Anılan düzenlemelere göre dava açılmadan arabuluculuga basvurulması gerektigi, is bu dava sartının sonradan tamamlanabilir nitelikte olmadıgı, aksinin kabulü düzenlemenin amacına aykırı olacagı, bu hali ile arabulucuya basvuru sartının dava açılmadan önce yerine getirilmedigi, açıklanan nedenlerle dava sartı yoklugu nedeniyle davanın usulden reddi gerektigi yönünde olusan tam ve bagımsız vicdani kanaat ile asagıdaki gibi hüküm kurulmustur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 75,14 TL harcın mahsubu ile artan 20.74-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen 1.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı