Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1070 E. 2020/186 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1070 Esas
KARAR NO: 2020/186
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 20/12/2019
KARAR TARİHİ : 11/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; müvekkilinin davalı firma nezdinde %20 hisse ile pay sahibi olduğunu, davalı ———- Usulüne uyulmadığını, davalı şirketçe TTK’nın 414.maddesindeki “toplantı günü ile gündem ve ilanının çıktığı veya çakacağı gazetelerin iadeli taahhütlü mektupla bildirilir hükmüne uygun hareket edilmediğini, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazetelerin iadeli taahhütlü mektupla taraflarına bildirilmediğinden müvekkilinin söz konusu genel kurula katılamadığını, davalı şirketin usul ve mevzuata aykırı işlemleri sonucu müvekkilinin genel kurula katılamadığını, genel kurul tarihi, gündemi ve genel kurula konu hususlar hakkında bilgi sahibi olamadığını ve pay sahipliğinden doğan haklarını kullanamadığını, davalı şirketin bir genel kurul yapacağından genel kurula sayılı günler kala şifai şekilde haberdar olunduğunu ve müvekkilinin TTK m.437’de belirtilen bilgi ve belgeleri edinme veya inceleme fırsatı olmadığını, müvekkilini temsilen taraflarına toplantıdan —— önce —— tarihinde —– bilanço—–karşılaştırmalı bilanço —– kurumlar vergisi beyannamesi ——– fotokopileri olduğu söylenen birtakım belgeler onaysız ve imzasız şekilde taraflarına teslim edildiğini, bu belgelerin asılları ise hiçbir şekilde taraflarına gösterilmediğini, bu usulle müvekkilinin —– ağır şekilde ihlal edildiğini pay sahipliğinden doğan hakları elinden alındığını tüm bu nedenlerle ——– tarihli genel kurulun ve işbu genel kurulda alinan tüm kararların iptaline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın her ne kadar iptali istenen genel kurul toplantısının gerçekleşmesinde şirket ana sözleşmesi ve TTK’da belirlenen çağrı usulüne uyulmadığını iddia etmişse de maddi gerçekliğe aykırı bu iddialar afaki nitelikte sadece uyuşmazlık yaratmak maksadıyla ileri sürülen iddialar olmakta öteye geçmemekte olduğunu,—- tarihli genel kurul toplantısına davet,————– edildiğini, bu davet ve çağrı ilanı, pay defterinde yazılı pay sahibi olan davacıya, müvekkili olan şirkete en son bildirilen adresine noter kanalıyla gönderildiğini söz konusu ihtarnamede toplantı gündemine de yer verilmiş olup, ayrıca ihtarname ekinde ilanın yayımlandığı ——– noter kanalıyla davacıya gönderildiğini, bu kapsamda davacının genel kurula çağrının her ne kadar iadeli taahhütlü mektupla iletilmediğini belirtmişse de Davacıya Müvekkilimiz tarafından noter kanalıyla gönderilen ihtarname ve bu ihtarnameye eklenen———- toplantı ve gündemden haberdar edildiğini ve toplantıya davet edildiğini, toplantı daveti ayrıca elektronik posta olarak da davacının, asistanının ve vekillerinin elektronik posta adreslerine gönderildiğini, nitekim davacının işbu davada vekilleri olan avukatları da kendileri ile iletişime geçtiğini ve genel kurul toplantısından haberdar oldukların belirterek belge inceleme taleplerini ilettiklerini ve akabinde de toplantıdan önce şirket merkezine gelerek belge incelemelerini gerçekleştirmiş ve istedikleri belgelerin kopyasını da aldıklarını, bu kapsamda davacının ve vekillerinin hiçbir evrakın incelemeye hazır bulundurulmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı da ortada olduğunu, gerçekten de huzurdaki davada vekil olarak hareket eden ——— kendisiyle birlikte şirket merkezine gelen karısı ve bir diğer avukat meslektaşlarının da tüm bu yaşananlara tanık olarak şirket merkezinde hazır bulunduklarını, toplantının yapılacağı gün de davacının diğer vekili——— yapılan telefon görüşmesinde ise davacı müvekkillerinin toplantıya katılım gösterip göstermeyeceği hakkında görüşüldüğünü, toplantı saatinde ise davacı hazır bulunmadığından genel kurul davalı müvekkil şirkette ——— katılımıyla yasal toplantı ve karar yeter sayısı sağlanarak gerçekleştirildiğini, tüm bu hususlar çerçevesinde ———tarihli olağan ———– usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği tartışmasız olduğunu, tüm bunlara rağmen davacının müvekkili olan şirkete zarar verme kastıyla hareket ederek hak düşürücü sürenin de son gününde işbu huzurdaki haksız ve dayanaksız davayı ikame ettiğini, kaldı ki, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için davacının usulüne uygun olarak genel kurula davet edilmediği düşünülse dahi, davacının sahip olduğu ——-pay oranıyla toplantıda alınacak kararlara zaten etki edemeyecek olduğundan davacının toplantıya katılmamış olması ———- alınan kararların iptalini de gerektirmediğini, tüm bu nedenlerle davacı tarafından açılan davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce ——davalı ———— kuruluşundan bu yana oluşan tüm ——–kayıt örnekleri, davalı şirketin —- tarihinde yapılan ——– ilişkin çağrı kayıtları, hazirun cetveli, genel kurul taplantı tutanağı örnekleri celp edilerek incelenmiştir.
Dava; davalı şirketin ——- tarihinde yapılan ———- alınan kararları iptali istemine ilişkindir.
TTK’nın 445. maddesinde, ”446. maddede belirtilen kişiler, kanun ve esas sözleşme hükümlerine özellikle dürütstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine karar tarihinden itibaren 3 ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde iptal davası açabilirler” denilmiştir.
TTK’nın 446. maddesinde de iptal davası açabilecek kişiler sayılmış ve toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun ya da bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın, çağrının usulüne uygun yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına veya oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların ——— alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, yönetim kurulu ve yönetim kurulu üyelerinden her birinin iptal davası açabileceği belirtilmiştir.
TTK’nın 414/1. Maddesinde ise; ——- esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve ———– yayımlanan ilanla çağrılacağı, bu çağrının, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılacağı, pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirileceği düzenlenmiş olup; somut olayda, davalı şirketin dava konusu genel kurul toplantısına ilişkin çağrının, şirket esas sözleşmesi ve TTK’nın 414/1 maddesine tam olarak uygun yapılmadığı, ancak davacının söz konusu toplantıdan haberdar olduğunu açıkça kabul ettiği ve çağrının usulsüz olduğu kabul edilse dahi bu durumda usulsüz de olsa bir davet ve ilan bulunduğundan alınan kararların iptalinin sağlanabilmesi için çağrının usulüne göre yapılmaması ve gündemin gereği gibi ilan edilmemesi sonucu oluşan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunun ispat edilmesi gerektiği, bu durumda şirketin iki ortaklı olup, davacının sermaye payının % 20 olduğu, dava konusu genel kurul kararlarının ise toplantıya katılan % 80 hisse sahibi ortak tarafından alındığı dikkate alındığında; çağrının usulüne göre yapılmaması ve gündemin gereği gibi ilan edilmemesi sonucu oluşan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasına etkili olmadığının ve dolayısıyla alınan kararların iptali şartlarının oluşmadığının kabulü gerekeceği kanaatiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda açıklanan nedenlerle):
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan toplam 44,40 TL hacın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ————- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/03/2020