Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1051 E. 2021/522 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1051 Esas
KARAR NO: 2021/522
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/12/2019
KARAR TARİHİ: 15/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde— sıralarında sürücü—- sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı araç ile— üzerinde seyir halinde iken —– plaka sayılı aracın sol ön kısmı ile sağ yan kısmının çarpması ve akabinde savrularak yolun sağ kısmında park halinde durmakta olan müvekkili sigortalısı —- sayılı araca çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, söz konusu olayın müvekkiline ihbar edilmesi sonucu, sigortalısına —ödeme yapıldığını, kazadaki kusur dağılımı neticesinde dava dışı — plaka sayılı aracın sigortacısından —- tahsil edildiğini, söz konusu rakamın davalılardan talep edildiğini, bir sonuç alınamadığını, davalı sigorta şirketinin — plaka sayılı aracın —-olduğunu ve poliçe limiti dahilinde diğer davalılar ile birlikte sorumlu olduğunu, alacağın tahsili amacı ile —– dosyasından icra takibi yapıldığını, davalı borçluların takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, yapılan arabulculuk görüşmelerininde sonuçsuz kaldığını beyanla, davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı ——-cevap dilekçesinde özetle; Bir yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin araştırılması gerektiğini, geçmiş ise davanın usulden reddinin gerektiğini, delil tespit ve ekspertiz ücretinin teminat kapsamı dışında olduğunu, dosya kapsamında kusur incelemesi yapılması gerektiğini, bu nedenle dosyanın—– gönderilmesi gerektiğini, hasar durumuna yönelik bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, zarar miktarının belirlenirken genel şartların baz alınması gerektiğini beyanla, davanın reddine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı—vekili cevap dilekçesinde özetle; —- —plaka sayılı aracın arkada müvekkilinin işleteni olduğu araca çarpmış olduğunu, bu nedenle müvekkilinin aracının park halindeki —- plaka sayılı araca çarptığını, bu kazada müvekkilinin ve ——- kusurunun bulunmadığını, ayrıca park halindeki aracın uygun olmayan yerde park etmiş olduğunu, bu kapsamda haksız kazanç elde edilmeye çalışıldığını, kendilerine arabuluculuk ile ilgili evrak gönderilmediğini, davanın usulden reddedilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı ——-kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacını dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle,———— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, ——-dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlular aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, borçlu —–vekili tarafından usulüne uygun olarak —- tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, borçlu davalı sigorta şirketi vekili tarafından — tarihinde, borçlu davalı —- tarafından da — tarihine barca itiraz dilekçesi sundukları, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, huzurdaki davanın yasal süre içinde ——– tarihide açıldığı anlaşılmıştır,
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle, — tarihli ekspertiz raporuna göre söz konusu araçta işçilik dahil —- iskontolu hasar tespitinin yapıldığının görüldüğünü, araçta değer kaybının aracın kilometresi baz alındığında —- olduğu, söz konusu aracın hasar gören parçalarının değerlendirilmesi sonucu değer kaybının oluşmayacağının değerlendirildiğini, kusur yönünden yapılan değerlendirmede, — plaka sayıl araç sürücüsü —-meydana gelen kazada %70 kusur oranı ile asli kusurlu olduğu, —- plaka sayılı araç sürücüsü yönünden yapılan değerlendirmede 2. Derece %30 kusur oranı ile tali kusurlu olduğu,——-plaka araç sürücüsünün söz konusu kazada kendi seyrinde seyir halinde iken kazanan meydana gelmiş olması nedeni ile kusursuz olduğu, dava konusu——- hasar meydana geldiğini, bu kapsamda talebe bağlı kalınarak talep edilen hasar miktarının kadri marufunda bulunduğu, söz konusu kazalı aracın onarımının yetkili servis ve tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikte basit işçilikler ile giderilebilecek hasar oluşmuş olduğu ve onarımın yaklaşık — günü süreceği, dava konusu aracın kaza tarihi itibari ile —- civarında olduğu, Söz konusu araçta —- konusunda vermiş olduğu — tarihli iptal kararı doğrultusunda kazadan önceki —- olduğu, kazadan sonraki —- olarak tespit edildiği, bu kapsamda değer kaybının —- civarında olduğu,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi tarafından verilen ek raporda özetle ——- plaka sayılı araç sürücüsünün kaza tespit tutanağı krokisi ile olay yeri fotoğraflarının incelenmesinde yol ve trafik güvenliğini engelleyecek şekilde kaldırımın kısmen üzerine çıkarak aracını park etmiş olduğu bu kapsamda kaplamanın daralmasını sağlaması nedeni ile gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek trafik güvenliğini tehlikeye sokması nedeni ile sebebiyet vermiş olduğu kazada %30 kusur oranı ile tali kusurlu olduğu, ——– plaka sayılı araç sürücüsünün kusursuz olduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, ——“sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, —— motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ———
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan —— poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir ———
Dosya kapsamında bulunan ve kaza sonrası fotoğrafları içerir —- de davacının sigortalısına ait aracın akan trafiğin bulunduğu ana yol üzerinde sağ tarafa park edildiğinin, park edilen yol üzerinde araç park yeri olmadığı görülmektedir.
Somut olayda davaya konu kazanın meydana gelmesinde bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere — plakalı aracın sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, dava dışı —-plakalı araç sürücüsünün % 70 kusurlu olduğu, davacının sigortalısı olan araç sürücüsünün ise % 30 kusurlu olduğu görülmüştür. Davalıların kaza neticesinde meydana gelen zarardan sorumlu olabilmesi için yukarıda da açıklandığı üzere ——— plakalı araç sürücüsünün kusurlu olması gerekmektedir. Kusuru bulunmayan tarafın zarardan sorumlu tutulması mümkün olmadığı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine karar verilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 yılı AAÜT’nin 3/2 maddesinde müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek vekalet ücretine hükmolunacağı düzenlendiğinden; davalılar vekilleri lehine tek vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 86,27 TL harcın mahsubu ile artan 26,97-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı — ve davalı —– vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak vekil ile temsil edilen davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,15/06/2021