Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1030 E. 2021/9 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1030 Esas
KARAR NO : 2021/9
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2019
KARAR TARİHİ : 12/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalılardan —- yönünden — tarihinde —- davalılardan —- yönünden —- tarihinde —- protokoller imzalandığını, sözleşmenin ardından Davalı şirket yetkilileri hakkında —- kapsamında kayyum atanması yapılarak davalı şirketlere el konulduğunu, müvekkil şirketin davalı şirketlerden cari hesap alacağının bulunduğunu, cari hesap mutabakat mektuplarının davalı şirketlere kep üzerinden gönderildiğini ve kep üzerinden tebliğ alındığını, müvekkilinin alacaklı olduğunun ticari defterlerin incelenmesinden anlaşılacağını beyanla, taraflar arasındaki — tarihli, borç yapılandırma ve geri ödeme sözleşmesinin haksız olarak davalılar tarafından feshi nedeni ile, ilgili sözleşmenin 3.6. Maddesi uyarınca — şimdilik — diğer davalı—- sözleşmenin devam etmemesi nedeni ile uğranılan kar mahrumiyeti ile müvekkil şirket aleyhinde gerçekleşen müspet ve menfi zarar ve ziyan alacakları yönünden davalılardan ayrı ayrı olmak üzere — cari hesap alacağı yönünden davalılardan ayrı ayrı —-, sözleşmenin akdedildiği — tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi oranı üzerinden tahsiline, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin sorumlu oldukları miktarlar yönünden ayrı ayrı tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı —- cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, yetkili ve görevli mahkemenin —– olduğunu, davacının iddialarını kabul etmediklerini, haksız fesih halinde ancak olumlu zararın ifaya olan çıkarın tazmininin mümkün kabul edildiğini, olumsuz zararın gideriminin ancak sözleşmeden dönme üzerine talep edilebileceğini, davacıların sözleşmenin konusunu oluşturan istasyonlarda göre yapan idari personelin sayısını azaltma veya değiştirmesini talep etme hakkının bulunmadığını, mu maddeye davacı tarafından riayet edilmek istenildiğini, istasyonların davacıların sevk ve idaresine bırakılmasına müteakiben yapılan alımlarda evvelce kararlaştırılan sözleşmelere aykırı davranılarak, daha pahalıya ürün tedarik edilmesi neticesinde müvekkilinin pasifinini artırılmaya çalışılmasının ise dürüstlük ve vefa ilkelerine ve sözleşme ile amaçlanan ciro artışı beklentisine uygun davranılmadığının açık göstergesi olduğunu beyanla davanın reddine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usulen reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı şirketlerce sunulan—— incelendiğinde sözleşmenin tarafları açıkça belli olduğunu, daha sonradan taraf değişikliğine neden olacak gelişmelerin de yaşanmamış olması sebebiyle davacıların bu tutumu hukuksuz ve kötü niyetli olduğunu, yetki bakımından itiraz hakkı saklı kalmak kaydı ile usul ekonomisi ilkesi çerçevesinde taraflarının ve konularının aynı olması nedeniyle öncelikle ve ivedilikle müvekkil şirketler aleyhine aynı istemli ilk olarak açılan davanın görülmekte olduğu ——- sayılı dosyası ile mahkemeniz nezdinde görülmekte olan dosyanın birleştirilmesini talep ettiklerini, ayrıca sözleşmenin akdedildiği yer mahkemesi olan —– yürütülmesinde tarafların hukuki yararının bulunduğunu, birleştirmenin Yetkili ve Görevli—– Asliye Ticaret Mahkemelerinde yapılması gerektiğini, Davacı şirketlerin hukuken koşulları oluşmayan ve geçerlilik arz etmeyen, mahkemenin kabulü halinde müvekkil şirketlerin ekonomik mahvına (yıkımına) sebep olabilecek cezai şart taleplerini kabul etmediklerini, Aleyhte kabul anlamına gelmemekle birlikte cezai şart isteminin kabulü halinde müvekkil şirketlerin ekonomik mahvına (yıkımına) sebep olabilecek cezai şartın indirilmesini talep ettiklerini, Müvekkil şirketlerin “Borç Yapılandırma ve Geri Ödeme Sözleşmesini” haklı nedenle feshettiğini, Davacının müvekkil aleyhine olan iddia ve taleplerini kabul etmediklerini beyanla, Davanın usulden ve esastan reddine, Mahkeme aksi kanaatte olursa mahkemenin dava dosyasının, yetkiye dair itirazlarımız baki kalmak kaydıyla, müvekkiller aleyhine ilk açılan ———– davası ile birleştirilmesine, Taraflar arasında akdedilen yetki kuralının geçerli olmaması nedeniyle —— yetkili bulunmaması, müvekkil firmanın faaliyetlerini sürdürmekte olduğu, sözleşme konusu istasyonların bulunduğu, sözleşmenin akdedildiği yer mahkemesi olan —– yetkili olması sebebiyle yetki itirazlarımızın kabulü ile dosyanın yetkili mahkeme olarak izmir asliye ticaret mahkemelerine gönderilmesini, Davacıların, —- tarihli —- konusu, kapsamı ve amacına aykırı talepleri sebepleriyle sözleşmenin uygulanması imkansız hale getirilmiş olması ve müvekkil şirketlerce haklı nedenle fesih hakkının kullanılmış olması nedeniyle müvekkil ————– yöneltilen cezai şart istemlerinin ayrı ayrı reddine, Aleyhte kabul anlamına gelmemekle birlikte davacıların dava dilekçesinde talep ettikleri kar mahrumiyeti, müspet ve menfi zarar ve ziyan şeklindeki alacak kalemlerinin tutarlarına ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmamış olmaları sebebiyle söz konusu taleplerin somutlaştırılması, aksi halde izaha muhtaç işbu taleplerin ayrı ayrı reddine, aleyhte kabul anlamında olmamakla tbk md. 179/1; “bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.” şeklinde emredici nitelikte düzenlenen kanun maddesi gereğince ve davacıların seçimlik hakkını cezai şart isteme yönelik kullanmış olduğu anlaşıldığından müvekkil ————–yöneltilen cari hesap alacağı taleplerinin ayrı ayrı reddine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara ayrı ayrı yükletilmesine Talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında uğranılan zararın tazminine ilişkin olarak açılan alacak davasıdır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde belirttiği, ————-dosyası mahkememiz dosyası içine alınarak incelenmiştir.
HMK 166. Maddesi davaların birleştirilmesi hususunu düzenlemektedir. HMK 166/4 maddesinde ; davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda davalar arasında fili ve hukuki bağlantı bulunduğunu, 166/1 maddesi gereğince de yargılamanın her aşamasında talep üzerine veya mahkemece ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği , yukarıda açıkladığımız nedenle davaların birlikte görülmesinde gerek usul ekonomisi gerekse delillerin birlikte değerlendirilmesi ve bir biri ile çelişmeyen hükümlere ulaşılması yanında yargılamanın hızı ve bütünlüğü açısından yarar ve zorunluluk bulunduğu anlaşılmakla bu dava dosyasının ——- dosyası ile HMK’nun 166. maddesi uyarınca birleştirilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunan mahkememizin işbu —— sayılı dosyasının HMK’nın 166/1. maddesi gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-)Esasın bu şekilde kapatılmasına,
3-)Yargılamanın —- sayılı dosyası üzerinden devamına,
4-)Birleştirme kararının HMK 166/3 maddesi uyarınca derhal———– dosyasına bildirilmesine,
5-)Harç ve yargılama giderlerinin birleştirilen dosya üzerinden nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, esas hükümle birlikte yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/01/2021