Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1027 E. 2022/49 K. 21.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1027 Esas
KARAR NO : 2022/49

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/12/2019
KARAR TARİHİ : 21/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi —- davalılardan davalı —–nezdinde —– poliçesi ile sigortalı bulunan ve maliki —- ile sürücüsü ——- plakalı araçta 06/10/2019 tarihide yolculuk yaparken, davalılardan —–sigortalı bulunan ve maliki davalı —-ile sürücüsü davalı —- plakalı araç ile aynı yönde seyir halinde iken çarpıştıklarını ve üç araçlı olarak meydana gelen trafik kazasında —- vefat ettiğini, davalı sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunduklarını, davalı —– Şirketi tarafından müvekkili —- ödeme yapıldığını, ancak müvekkillerine yapılan işbu ödemeler ile zararlarının tam olarak karşılanamadığını, tüm bu nedenlerle 06.10.2019 tarihinde meydana gelen trafik sebebi müvekkil —- cenaze ve taziye masrafları, 5.000,00 TL, maddi tazminat ile müvekkil —- için şimdilik 50,00 TL cenaze ve taziye masrafları, 5.000,00 TL maddi tazminat olmak üzere 10.100,00 TL ‘nin ve yine —– —- manevi tazminatın davalılar—- Şirketinden sadece maddi tazminat destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve taziye giderleri) poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacı birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi —–davalılardan davalı —numaralı— poliçesi ile sigortalı bulunan ve maliki — plakalı araçta —- tarihide yolculuk yaparken, davalılardan — bulunan ve maliki davalı —– plakalı araç ile aynı yönde seyir halinde iken çarpıştıklarını ve üç araçlı olarak meydana gelen trafik kazasında —- vefat ettiğini, davalı sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunduklarını, müvekkili—- ödeme yapıldığını, ancak müvekkillerine yapılan işbu ödemeler ile zararlarının tam olarak karşılanamadığını, tüm bu nedenlerle 06.10.2019 tarihinde meydana gelen trafik sebebi müvekkil — 50,00 TL cenaze ve taziye masrafları, 5.000,00 TL, maddi tazminat ile müvekkil —çin şimdilik 50,00 TL cenaze ve taziye masrafları ve 5.000,00 TL maddi tazminat olmak üzere 10.100,00 TL’nin ve yine müvekkilleri —- için 50.000,00 TL ve —için 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar —- Şirketinden sadece maddi tazminat destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve taziye giderleri) poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir
Davacı birleşen dosyada davacı vekili 12/10/2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; —tahakkuk eden 38.765,84-TL Maddi Tazminat/Destekten Yoksun Kalma Tazminatın kaza tarihinden—- itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkilime ödenmesine, Müvekkil —-adına tahakkuk eden — Maddi Tazminat/Destekten Yoksun Kalma Tazminatın kaza tarihinden(— itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkilime ödenmesine, Müvekkil —–adına tahakkuk eden — Tazminat/Destekten Yoksun Kalma Tazminatın kaza tarihinden— itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkilime ödenmesine, müvekkil — tahakkuk eden — Maddi Tazminat/Destekten Yoksun Kalma Tazminatın kaza tarihinden — itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkilime ödenmesine, müvekkil —- Manevi Tazminatın kaza tarihinden— itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan——- müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkilime ödenmesine, müvekkil —- Manevi Tazminatın kaza tarihinden(06.10.2019) itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan — müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkilime ödenmesine, müvekkil—-için 50.000,00-TL Manevi Tazminatın kaza tarihinden(06.10.2019) itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkilime ödenmesine, müvekkil — için 50.000,00-TL Manevi Tazminatın kaza tarihinden(06.10.2019) itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılar — müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkilime ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara( müvekkiller lehine olacak şekilde her müvekkil açısından ayrı ayrı olmak üzere; Maddi Tazminat yönünden tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, Manevi Tazminat Yönünden is——müştereken ve müteselsilen) yükletilmesine karar verilmesini ıslah ve talep etmiştir
SAVUNMA
Davalı, birleşen dosyada davalı—- —vekilinin —- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu ——plakalı aracın—— numaralı –ile teminat altında olduğunu, ancak öncelikle sorumluluklarının —- sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde olduğunu, kaza tespit tutanağında belirtilen kusur durumuna itiraz ettiklerini, kusur durumunun tespitinin yapılmasını, kaza tespit tutanağında her ne kadar emniyet kemeri takılı olup olmadığı tespit edilemediği belirtilmiş olsa da vefat eden şahsın kafasında kırıklar olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle müteveffanın araç içinde emniyet kemeri takılı olmadan seyahat ettiği esnada kazanın meydana geldiğinin anlaşıldığını, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, müteveffanın gelirleri konusunda herhangi bir beyan ve belge dava dilekçesinde belirtilmediğini ve ekinde sunulmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacıların maktulün desteğinde olduklarını ispatlamaları gerektiğini, poliçenin— akdedildiği dikkate alınarak yeni genel şartlarda belirtilen şekilde hesaplamanın yapılmasını, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı birleşen dosya da davalı— havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu—- tarihinde — plakalı aracın—- poliçesi ile teminat altında olduğunu (kaza tespit tutanağına göre —— davacıların dava öncesinde yapmış oldukları yazılı başvuru değerlendirilerek ve kusur durumları da dikkate alınarak davacı — için 33.487,93 TL, davacı—— tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunu yerine getirdiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile temerrütten söz edilemeyeceğini, davacıların destek zararlarının ispatının gerektiğini, öncelikle kusur durumunun tespit edilmesini, ardından hesaplama yapılmasını, cenaze giderleri için talep edilebilecek tutarın makul olması gerektiğini, müvekkil —- azami sorumluluğunun —- kusuru oranında ve poliçe —-dahilinde olduğunu tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı birleşen dosyada davalı—– 16.01.2020 havale tarihli dava dilekçesine cevabında özetle; davaya konu kazada müvekkili sürücü — kusurunun bulunmadığını, müteveffaların içinde bulunduğu araç sürücüsünün aşırı süratli gitmesi nedeni ile kazanın meydana geldiğini, bu nedenle davacıların zararlarından sorumlu olmayacaklarını belirterek, davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: İNCELEME VE GEREKÇE: Asıl dava ve birleşen dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince — işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir—- altında veya bu ——-tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu —- sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu —- sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (—. 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiş olup, bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere —-yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu—- sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu,— limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden, —–;— aracın —- işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir— türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.
6098 sayılı Yasanın 49 ve devam maddeleri gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. —, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.
Ölüm halinde uğranılan zararlar özellikle cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemiş ise tedavi giderleri ile çalışma gücünün kaybı veya azalmasından doğan kayıplar ve ölenin desteğinden yoksun kalanların bu sebeple uğradıkları kayıplardır. Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen— amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz. Öte yandan ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır, Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödettirilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Borçlar Yasasında sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır— ihtiyacı, —- yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği —düzeye göre normal karşılanan giderlerdi—– gerekçesinde de: —–eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu”hususu vurgulanmış;—- ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir. Önemle vurgulanmalıdır kî, destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur.— kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (—. sayılı ilamı). Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olsa idi doğrudan işleten üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğinden, bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülebilecekti. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararı, desteklerinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendileri üzerinde doğan zarardır. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez.
Eş, çocuk, anne–baba her– destek tarafından destekleneceği kabul edildiğinden bu kişilerin desteklendiklerini ispat etmelerine gerek bulunmamaktadır. Ancak bu kişilerinde gelirden— bir pay değil de daha yüksek bir pay aldığını iddia ediyorlarsa bunu ispat etmeleri gerekir. Destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında davacılar vekilince gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; Davacı baba ——- ödeme tarihindeki toplam zararının müteveffanın davaya konu kazada kusurunun bulunmadığının kabulü ile 58.843,21 TL olduğu, —- kazanın oluşumunda % 30 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı — (58.843,21 TL x % 30) toplam zararın 17.652,96 TL sinden araç işleteni ile birlikte sorumlu oldukları,—- tarihinde —–maddi tazminat ödemesi yapıldığı, davalı —– sigortacısının sorumluluğunun yerine getirdiği, davacı baba ——– tarihindeki toplam zararının müteveffanın davaya konu kazada kusurunun bulunmadığının kabulü ile—- maddi tazminat ödemesi yapıldığı, davalı — şirketine tazminat talepli yazılı başvurunun — altına alındığı, 8 işgünü bitim tarihi —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte —- davalı —– talep edilebileceğini, davacı—-tarihindeki toplam zararının müteveffanın davaya konu kazada kusurunun bulunmadığının kabulü ile —olduğu, ——– plakalı araç sürücüsü—-kazanın oluşumunda % 30 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı —(90.547,27 TL x % 30) toplam zararın 27.164,18 TL sinden araç işleteni ile birlikte sorumlu oldukları, — maddi tazminat ödemesi yapıldığı, davalı — plakalı aracın —- sigortacısının sorumluluğunun yerine getirdiği, davacı anne —— tarihindeki toplam zararının müteveffanın davaya konu kazada kusurunun bulunmadığının kabulü ile——– olduğu, —- maddi tazminat ödemesi yapıldığı, yapılan 48.992,40 TL tazminatın——- davalı —- şirketine tazminat talepli yazılı başvurunun —-tarihinde kayıt altına alındığı, 8 işgünü bitim tarihi —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte——davalı —– birleşen dava yönünden talep edebileceğini, davacı baba—– 11.11.2019 ödeme tarihindeki toplam zararının müteveffanın davaya konu kazada kusurunun bulunmadığının kabulü ile —- yetiştirme gideri—- talep edebileceği maddi zararının toplam—- kazanın oluşumunda % 30 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı—- (71.075,80 TL % 30) toplam zararın 21.322,74 TL’den sinden araç işleteni ile birlikte sorumlu oldukları, —- maddi tazminat ödemesi yapıldığı, davacının % 30 sorumluluk oranı dahilinde davalı —- sigortacısının sorumluluğunu yerine getirdiği, Davacı baba —– rapor tarihindeki toplam zararının müteveffanın davaya konu kazada kusurunun bulunmadığının kabulü ile —— 2.536,87 TL yetiştirme gideri tenzili sonrası 73.634,98 TL olduğu, —maddi tazminat ödemesi yapıldığı, yapılan—arihindeki güncel değeri 34.869,14 TL nin tenzili ile davalı — şirketine tazminat talepli yazılı başvurunun — tarihinde kayıt altına alındığı—- itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte — edilebileceği, davacı anne —ödeme tarihindeki toplam zararının müteveffanın davaya konu kazada kusurunun bulunmadığının kabulü ile 44.788,23 TL olduğu (ev hanımı olan anneden yetiştirme gideri tenzili yapılamayacağı), — tarafından sigortalı—-kazanın oluşumunda % 30 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı — % 30) toplam zararın 13.436,47 TL sinden araç işleteni ile birlikte sorumlu oldukları, 11.11.2019 tarihinde — tazminat ödemesi yapıldığı, davacının % 30 sorumluluk oranı dahilinde davalı — plakalı aracın— sigortacısının sorumluluğunun yerine getirdiği, Davacı anne — rapor tarihindeki toplam zararının müteveffanın davaya konu kazada kusurunun bulunmadığının kabulü ile —- maddi tazminat ödemesi yapıldığı, yapılan — tazminatın 07.10.2020 tarihindeki güncel değeri 28.232.60 TL nin tenzili ile davalı —-tazminat talepli yazılı başvurunun—-tarihinde kayıt altına alındığı, 8 işgünü bitim tarihi—- tarihinden itibaren işlevecek vasal faizi ile birlikte 26.396,54 TL nin davalı — esas dava yönünden talep edilebileceği hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
— olduğu ——- ve —– raporunda özetle; Davalı sürücü —idaresindeki — seyir halindeyken hızını olay mahalli yoldaki azami hız limitlerine göre ayarlamadığı, kendisi ile aynı istikamette seyretmekte olan otomobil ile yarışır şekilde yüksek süratle seyrettiği, sol şeridi takiben olay mahalline yaklaşıp kendisi ile aynı istikamette sağ şeritte ilerisinde seyreden kamyonu geçmek üzere olay yerine geldiğinde ise aracının sağ yan kısımlarıyla, yine kamyonu geçmek üzere sola manevra yapan otomobilin sol yan kısımlarının çarpıştığı olayda kusurlu olduğu, sürücü — idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken hızını olay mahalli yoldaki azami hız limitlerine göre ayarlamadığı, kendisi ile aynı istikamette seyretmekte olan kamyonet ile yarışır şekilde yüksek süratle seyrettiği, sağ şeridi takiben olay mahalline yaklaşıp önünde aynı şeritte seyreden kamyonu geçmek üzere sola manevra yapmadan önce sol şeritte seyretmekte olan—-dikkate almadığı ve dikkatsiz manevrası neticesinde de aracının sol yan kısımlarıyla, sol şeritten gelen kamyonetin sağ yan kısımlarının çarpıştığı olayda kusurlu olduğu ve sonuç olarak davalı sürücü — %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu, sürücü –%70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu hususlarını beyan ve rapor etmişlerdir.
—. sayılı kararında; “Uyuşmazlık, ıslah ( değer artma ) dilekçesi erken verilmişse, sonradan ortaya çıkan değişiklikler (örneğin bilirkişi hesap raporunun yeniden düzenlenmesi) karşısında ne yapılacağı noktasında toplanmaktadır. Islah dilekçesi, her davada bir kez verilir, ikinci kez ıslah yoluna başvurulamaz. Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce, gerekse daha sonra ayrı bir dava açılması usulen olanaklıdır. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması mümkündür. O halde, somut olayda, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutan davacının ıslah talebinden sonra, ek davalar yoluyla fark alacağını isteyebileceği sonucuna varılmaktadır.” şeklinde karar verilmiştir. (—– raporda yapılan hesaplama dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmış, ayrıca yukarıda izah edilen ilam uyarınca ıslah dilekçesinin bir defa verilebileceği ıslah talebinden sonra ek davalar yoluyla fark bedelin istenebileceği dikkate alınmakla davacı tarafın —— doğrultusundaki — tarihli ıslah beyanı dikkate alınarak asıl ve birleşen dava yönünden aşağıdaki şekilde destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiştir. Davalı —- — işleteni ile birlikte sorumlu oldukları, tazminat miktarı üzerinde dava tarihinden önce ödeme yaptığı dikkate alınmakla destekten yoksun kalma tazminatı yönelik talebin davalılar— araç işleteni ve ve sürücüsü yönünden asıl ve birleşer davanın reddine karar vermek gerekmiş.
TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde ” bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. –, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde —-göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar doğrultusunda, tüm dosya kapsamı göz önünde bulundurularak mirasçılarının ölümü nedeniyle elem ve ıstırap söz konusu olacağından sosyal ve ekonomik durumları nazara alınarak sebepsiz zenginleşmeye mahal vermeyecek şekilde uygun miktar manevi tazminata asıl ve birleşen dava yönünden aşağıdaki şekilde hükmedilmesi gerekmiştir.
İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerekir. Yine davalılar yararına da müteselsilen ödenmek koşulu ile her bir davacıdan tahsil edilmek üzere ayrı vekalet ücreti verilmelidir. Ancak karar tarihinde yürürlükte bulunan —10/2.maddesi gereğince manevi tazminat davasının kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyecektir. Davacı vekili asıl ve birleşen dava yönünden cenaze gideri talep edilmiş ise — yazı cevabında müdürlüklerince cenaze ve defin hizmetlerinin ücretsiz olarak sunulduğu, dikkate alınarak cenaze ve defin giderlerine yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN ;
1-Davacı —yararına 38.765,84 TL ve davacı — yararına 26.396,54 TL destekten yoksun kalma tazminatına davalı —- yönünden dava tarihi olan —- tarihinden itibaren tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı— tahsiline, fazlaya yönelik talebin reddine diğer davalılar yönünden açılan davanın reddine
2-Davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı — yararına 15.000 TL ve davacı—yararına 10.000 TL manevi tazminat talebinin kabulü ile kaza tarihi olan 06/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı —– müşterek ve müteselsilen tahsili ile geçen davacılara belirtilen miktarlarda ödenmesine; fazlaya ilişkin istemin reddine;
3-Karar harcı 6.158,99 TL ‘den davacı tarafça 376,05 TL peşin harç ve 922,00 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 4.860,94 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 376,05 TL peşin harç ve 922,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.342,45 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.262,50 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.234,35 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı — tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı —- kendisini maddi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinde– hesaplanan 5.814,88 TL’nin davalı — tahsili ile davacı — verilmesine,
8-Davacı — kendisini maddi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden — hesaplanan 5.100,00 TL’nin daval— alınarak davacı—- verilmesine,
9-Davacı– kendisini manevi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden — hesaplanan 5.100,00 TL’nin davalı ——- müştereken ve müteselsilen alınarak davacı— verilmesine,
10-Davacı — kendisini manevi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden—hesaplanan 5.100,00 TL’ vekalet ücretinin davalı —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —verilmesine,
11-Diğer davalılar yönünden reddedilen maddi tazminat kısmı için karar tarihinde geçerli—göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak diğer davalılar —– verilmesine,
12-Davalı — lehine 100.00 TL vekalet ücretinin eşit oranda davacılardan alınarak davalı –verilmesine,
13-Diğer davalılar — yönünden reddedilen manevi tazminat kısmı için karar tarihinde geçerli –esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak diğer davalılara ret sebebinin aynı olması nedeniyle eşit oranda verilmesine,
14-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile ——-arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 720,15 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 599,85 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
15-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
1— yararına 32.726,28 TL ve davacı– yararına 51.615,99 TL destekten yoksun kalma tazminatına davalı — yönünden dava tarihi olan 08/11/2019 tarihinden itibaren tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı — tahsiline fazlaya yönelik talebin reddine diğer davalılar yönünden açılan davanın reddine
2) Davacıların davalı — aleyhine manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı — yararına 15.000 TL ve davacı — yararına 10.000 TL manevi tazminat talebinin kabulü ile kaza tarihi olan 06/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı — müşterek ve müteselsilen tahsili ile geçen davacılara belirtilen miktarlarda ödenmesine; fazlaya ilişkin istemin reddine;
3-Karar harcı 7.469,17 TL ‘den davacı tarafça 376,05 TL peşin harç ve 922,00 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 6.171,12 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 376,05 TL peşin harç ve 922,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.342,45 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Yargılama giderinin esas dosya üzerinde yapıldığı anlaşıldığından birleşen dosya yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı—- kendisini maddi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden —-hesaplanan —davalı——- tahsili ile davacı —- verilmesine,
7-Davacı —kendisini maddi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden — Tarifesi Uyarınca hesaplanan —- davalı — tahsili ile davacı — verilmesine,
8-Davacı — kendisini manevi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden — hesaplanan 5.100,00 TL’nin davalı — müştereken ve müteselsilen alınarak davacı — —
9-Davacı — kendisini manevi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden — hesaplanan 5.100,00 TL’nin davalı—— müştereken ve müteselsilen alınarak davacı — verilmesine,
10- Reddedilen maddi tazminat kısmı için karar tarihinde geçerli —esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak diğer davalılar — lehine 100.00 TL vekalet ücretinin eşit oranda davacılardan alınarak davalı — verilmesine,
12-Diğer davalılar — yönünden reddedilen manevi tazminat kısmı için karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen — ücretinin davacılardan alınarak diğer davalılara ret sebebinin aynı olması nedeniyle eşit oranda verilmesine,
13-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile — bütçesinden ödenen — haklılık oranına göre 782,53 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 537,47 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
14-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.