Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1017 E. 2022/410 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/617 Esas
KARAR NO: 2022/467
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/08/2020
KARAR TARİHİ: 17/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı arasında sözlü ticari taşımacılık sözleşmesi bulunduğunu, davalı şirkete personel taşıma hizmeti verildiğini, buna ilişkin cari hesap ekstreleri ve faturalar mevcut olduğunu, davalı şirketin toplamda —– borcu olduğunu, ancak vade tarihi gelmesine rağmen borç ödenmediğini, bunun üzerine icra takibi başlattıklarını, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, davalı: takibe yaptığı itirazda borcun varlığını kabul etmesine rağmen borcun vadesinin gelmediğini zira vade tarihinin — tarihi olduğunu iddia ettiğini, ancak taraflar arasında vade tarihinin —- olduğuna ilişkin herhangi bir sözleşme veya anlaşma olmadığını, fatura tarihlerinin ise vade tarihi olduğunu, itiraz edilen icra takibinin, borçluya kesilen faturalar ve cari hesaba dayandığını, yapılan ödenen/ödenmeyen faturaların ticari defter ve kayıtlarında sabit olduğunu, daha sonra davalı şirketin — tarihinde toplam borcun — haricen ödeme yaptığını, haricen yapılan tahsilatın icra dosyasına bildirildiğini, ancak bakiye borç yönünden bir ödemenin yapılmadığını, itirazın da bu kısma dair olup takibin durduğunu, belirtilen nedenlerle itirazın iptali ile, —— sayılı dosyası üzerinden takibin devamına, alacağın 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil firma ile davacı arasında taşımacılık sözleşmesi bulunduğunun gerçek olduğunu, davacı yan tarafından—- tarihli elektronik posta iletisi yoluyla tarafımıza sözleşme örneği gönderilmiş, sözleşmeyi kaşe imza yapıp renkli olarak tarayıp göndermeleri talep edildiği ve talep yerine getirilerek aynı gün imzalı sözleşme örneği davacı yana gönderildiğini, davacının icra takibine konu faturaları——-olarak ödendiğini ve davacının cari hesap borcunun kapatıldığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacı tarafın takip konusu alacağın %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——- icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
——– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler tarafından alınan raporda özetle; Davacı Şirketin Davalı Şirket adına düzenlemiş olduğu Hizmet Faturalarını, Faturaların düzenleme tarihlerine uygun ve davalı şirketle çelişmeyecek şekilde kayıt altına aldığı, ancak davalı Şirketten yapmış olduğu tahsilatları, Davalı şirketin fiili tediye tarihlerine, bir diğer ifadeyle dayanak dekont tarihlerine uygun bir şekilde kaydetmediği, dolayısıyla —– takipte talep ettiği gibi —-Alacağı bulunduğu görülmekle, davacının ticari defterlerinde yer alan tahsilat kayıtlarına tarih ve tutarları yönünden itibar edilemeyeceği, davalı yanca yine takip tarihi sonrası dava tarihi öncesi tarih olan — Tarihinde Banka aracılığıyla yapılan —ödemenin Davacı kayıtlarında yer almadığı ve — bu tahsilat kaydının ticari defterlerinde yer almaması nedeniyle davalı şirketten—– alacak bakiye mevcudiyetinin sürdüğü, davacının yevmiye defter kapanış onamasının da yaptırılmamış olduğu, davalı şirketin Ticari Defterlerin Usul ve Yasaya uygun bir biçimde tutuldukları, açılış ve kapanış onamalarının yaptırıldıkları, dayanak belgeleri ile uyum içinde oldukları davalı şirketin ticari defter kayıtlarında—Takip tarihinde davacı şirkete— borçlu durumda bulunduğu, takip tarihi sonrası dava tarihi öncesi tarihler olan —-tarihinde banka aracılığıyla — tarihinde yine banka aracılığıyla ——– ödemeleri gerçekleştirerek hesap bakiyesini sıfırladığı/kapattığı görüldüğü, taraflar arasında faturaların ödenmesi konusunda ortalama —– arasında tahammül oluştuğu, takibe konu faturalarında —- vadelerde ödendiklerinin tespit edildiği, mahkemenin davalı şirketin takip tarihi itibarıyla temerrüde düşmediği, dolayısıyla temerrüt koşulları oluşmadan yapılmış takibin yerinde olmadığı yönünde hüküm kurması halinde, davacının davalı şirketten temerrüt nedeniyle takip konusu yaparak talep edebilecek bir alacak bakiyesinin bulunmadığı, davalının davanın dayandığı takibe itirazının yerinde olacağı, mahkemenin aksi yönde hüküm kurması halinde ise, bir diğer ifadeyle davacı şirketin davalı şirkete düzenlediği ve takip talebine konu yaptığı toplam —– asıl alacağının temerrüt koşullarının oluştuğu yönünde hüküm kurması halinde ise, yapılan kapak hesabında; davacı şirketin davalı şirketten talep edebileceği alacağın—-olabileceği hususlarını beyan ve rapor etmiştir
—– tarihli duruşmada İsticvap olunan davacı şirket yetkilisi ——-beyanında; “Bana duruşma esnasında göstermiş olduğunuz davalı şirket Kaşesi ve imzayı taşıyan personel taşıma sözleşmesi başlıklı belge ve mail belgelerini inceledim söz konusu sözleşme servis araçlarının yol belgesi çıkartmaları için sözlü olarak davalı şirket ile konuşmamız üzerine gönderilen örnek bir sözleşmedir bu sözleşme formalite olduğu için sözleşmenin şartlarına tarafımızca uyulmadığı ve sözleşmede belirtilen —— vade geçerli olmadı, ayrıca biz bu sözleşmeyi imzalayıp davalı yana göndermedik, bizim davalı şirket ile sözleşmemiz devam ederken fatura kesim tarihinden itibaren —— günlük vade hususu geçerli idi ancak sözleşmemiz bittikten sonra sözleşmenin başlangıç ve bitiş tarihlerini hatırlayamıyorum, sözleşmemiz bittikten sonra davalı firma başka bir taşıma şirketi ile anlaştığından söz konusu firma işe başlayana kadar davalı taraf ile sözlü anlaşmamız neticesinde ve —— vadenin geçerli olmayacağı şekilde iş yapmaya devam ettik ancak bu husus tamamen davalı ile sözlü olarak anlaşmamız doğrultusunda gerçekleştirildi davacı şirket dava açtıktan sonra şirket hesabına fatura konusu bedel ödendi, maili gönderen ——- davacı şirket çalışanıdır mailin gönderildiği—- davalı şirket çalışanı olduğunu tahmin ediyorum yukarıda da izah ettiğim üzere söz konusu sözleşme davacı şirket tarafından davalıya imzalanması için gönderilmiştir ancak yukarıda izah ettiğim üzere söz konusu sözleşme formalite olarak düzenlenmiştir tamamen servis araçlarına yol belgesi çıkartılması için davalı yanın imzalaması istenilmiştir davacı şirketin söz konusu sözleşme de imzası yoktur” şeklinde isticvap etmiştir
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraf şirketlerin ticari defter kayıtlarında davalı şirketin —– takip tarihinde davacı şirkete —- borçlu durumda bulunduğu, takip tarihi sonrası dava tarihi öncesi tarihler olan —– tarihinde yine banka aracılığıyla — ödemeleri gerçekleştirerek hesap bakiyesini sıfırladığı taraflar arasında faturaların ödenmesi konusunda ortalama — gün arasında tahammül oluştuğu, takibe konu faturalarında—— günlük vadelerde ödendiklerinin bilirkişi raporunca tespit edildiği, iş bu davanın konusunun ise asıl alacağın takipten sonra davadan önce davacı yana ödenmesi nedeniyle icra dosyasına konu alacağın ferileri, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin oluşturduğu anlaşılmakla uyuşmazlık temelde takip tarihi itibariyle takip konusu alacağın muaccel olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Dosyamız arasında bulunan davalı yan tarafından delil olarak sunulan personel taşıma sözleşme başlıklı belge , davacı şirket temsilcisinin isticvaba konu beyanında mail hesabı sahibinin davacı şirket çalışanına ait olduğu hususunun ikrar edildiği ve tarafların ticari defterlerindeki kayıtlar bir bütün halinde değerlendirildiğinde fatura kesim tarihi itibariyle ortalama —— gün vade ile çalışıldığı yönünde mahkememizce kanaat oluşmakla davacı şirket temsilcisinin aksi yöndeki beyanlarının davacı yan tarafından ispat edilememesi nedeniyle takibe konu alacağın takip tarihi itibariyle vadesinin gelmediği anlaşılmakla yani davacının davalıdan takip tarihi itibari ile alacaklı olduğuna ilişkin iddiasını ispat edemediği ve ispat yükünün davacı üzerinde olduğu dikkate alındığında dava konusu taleplerinin kül halinde reddine, davacının kötüniyetli olduğu davalı tarafından ispat edilemediğinden de davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından, davalı lehine kötü niyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 112,72 TL harçtan mahsubu ile bakiye 32,02 TL harcın davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/06/2022