Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1016 E. 2021/78 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1016 Esas
KARAR NO : 2021/78
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2019
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki alım satım ilişkisi mevcut olduğunu, davalı şirket adına — tarih, — numaralı,— bedelli, — tarihli,— numaralı, — bedelli, — tarihli, — numaralı — bedelli — adet faturadan kaynaklanan toplam – — alacak bakiyesinin ödenmediğinden bahisle ———— sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin takip alacaklısına herhangi bir ad altında muaccel borcu bulunmadığını bu sebeple takibe itiraz ettiklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Celp ve tetkik edilen —- sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından — tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun —– tarihinde borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
İnceleme gün ve saatini bildirir davetiye usulüne uygun olarak duruşmada hazır olan davalı tarafa tebliğ edilmiş olup, inceleme gününde davalı tarafça defter ibraz edilmemiştir.
Mali Müşavir bilirkişi mahkememize sunduğu —- havale tarihli raporunda özetle; davacı tarafın —– yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığını, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan—– tutarında alacaklı olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davalının ticari defterlerini kabul edilebilir bir mazeret bildirmeksizin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz etmediği, davacının ise kendi ticari defterlerine göre davalı taraftan —— alacaklı olduğu, davacının ticari defterlere delil olarak dayandığı ve tarafların ellerinde bulunan belgeleri -ticari defterler dahil- ibraz zorunluluğu bulunduğu, bu zorunluluğa ve verilen kesin süreye rağmen davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, HMK’nun 220′ inci maddesinde, bir tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılması gerektiği ve tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceği, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunun sabit olduğu, diğer yandan da davalının davacıdan aldığı—– numaralı faturayı ilgili dönemde —- bildirdiği sabit olduğuna göre dava konusu faturanın davalıya tebliğ edildiği haliyle ispat yükünün BA formuyla bildirimde bulunan davalıya geçtiği, BA formuyla vergi dairesine bildirilen faturayı alan davalının faturayı ve içeriğini oluşturan emtiayı almadığını veya iade ettiğini kanıtlaması gerektiği, Ba/Bs bildirim sınırı altında kalan diğer faturalar yönünden değerlendirmede ise tebliğ alan —- kayıtlarına göre teslim tarihi itibariyle davalı şirkette çalıştığı, keza davalı şirket tarafından vergi dairesine bildirim yapılan faturanın da sevk irsaliyesine göre yine — tarafından imzalandığı bu hali ile aynı tarihlerde düzenlenmiş bulunan faturaların da yine —- tarafından davalı şirket adına usulüne uygun teslim alındığının kabulü gerektiği, davalının faturalara itiraz etmediği gibi, faturalara ve içeriğini oluşturan emtiayı iade ettiğini TTK’nın 21/2.maddesine uygun şekilde kanıtlayamadığı, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacı tarafın takip talebinde — asıl alacak, — işlemiş faiz olmak üzere toplam — üzerinden takip başlattığı ancak hükme esas alınan raporda —– alacaklı olduğunun belirtildiği bu kısım yönünden davanın kabulü gerektiği, öte yandan davacı tarafından davalı taraf takip öncesinde usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faize ilişkin talebin reddine, tarafların tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne, davacının takip talebinde kötü niyetli olduğu kanaatine varılmadığından bu talebin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, —– sayılı dosyasına vaki itirazının —- üzerinden İPTALİNE, alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’sine tekabül eden 1.616,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
6-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 551,97 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 111,25 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 440,72 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 111,25 TL peşin harç ve 6,40 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 162,05 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti, 52,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 852,00 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %87,72 oranında olmak üzere 747,37 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
11-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 1.131,08 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
12-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
13-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/01/2021