Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1004 E. 2022/480 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/1004 Esas
KARAR NO:2022/480
DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :13/12/2019
KARAR TARİHİ:23/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——- tarihinde ——- sularında meydana gelen yangın sebebiyle dava dışı —–ile müvekkili arasında—–adresindeki malların sigortalanması adına ——- başlangıç—-süreli ——imzalandığını, meydana gelen yangın hadisesinde itfaiye tarafından yangını söndürmek amacıyla kullanılan suların bina kat dilatasyon aralıklarından aşağı aktığını, isli suların ——- bazı işyerleri ile birlikte sigortalı işyerinin de etkilendiğini, sigortalı işyeri tavanından akan isli suların havalandırma sorularında klima dış ünitelerinde, market emtealarının bir bölümünde, ürün standlarında ve elektrik tesisatında hasarlara neden olduğunun tespit edildiğini, dava dışı sigortalının zararının karşılanması amacı ile—— tarafından belirlenen —— tutarlı hasar bedelinin ödendiğini, alışveriş merkezi yönetiminden alınan bilgi çerçevesinde yangının meydana geldiği iş yerinin kira sözleşmesinin ——- adına tanzim edilmiş olduğu bilgisinin edinildiğini, dava dışı —— İhtiyaç ve ——-ödenen hasar bedelinin tazmini amacıyla davalı aleyhine——– Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; olayın geldiği tarihte alışveriş merkezinde işleten sıfatı olmadığını, yangının —– numaralı iş yerlerinin ortak kullanım hakkı olan depoda çıktığını, iş yeri kullanımından değil de bilerek veya yanlışlıkla birileri tarafından gerçekleştirildiğini ancak bu davanın sadece davalıya yönetilmesinin hatalı olduğunu, itfaiye ekibinin yangın söndürme sırasında kullandıkları sulardan kaynaklı doğan zararların davalıya yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu su taşmasının sebebinin de alışveriş yönetiminin eksikliğinden kaynaklandığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Mahkememizce aldırılan ——- tarihli —–raporunda özetle; —–tarihinde——- meydana gelen yangının, itfaiye raporuna istinaden —–numaralı—— iş yerlerinin ortak kullanım deposunda başladığı depo içerisine girip çıkan kimliği meçhul kişi ya da kişiler tarafından atılan ya da düşürülen —–depodaki kolay —–parçalarını tutuşturması sonucu meydana geldiği, yangında —– tavanından akan isli suların havalandırma borularında, —-dış ünitelerinde, market emtealarının bir bölümünde, ürün stantlarında ve elektrik tesisatında hasarlara neden olduğu, davacı ——hasar tazminatı olarak ——–tutarı ——– tarihinde sigortalıya ödediği, 6102 sayılı —— zarar sigortaları kapsamında halefiyet başlıklı 1472. maddesine göre ödediği tazminat tutarınca hukuken sigorta ettiren/sigortalı yerine geçtiği, rücu şartlarının oluştuğu, poliçe genel şartlarına göre hasar poliçe teminatı kapsamında olup, hasar tespiti açısından—— tarafından yapılan çalışma, birim fiyat ve uygulanan sovtaj muafiyetinin kadri maruf olduğu, ——-hasar tazminat tutarının uygun bulunduğu, dava dışı ——–yönetmeliğin 124. maddesi gereği bina sahibi olarak yangın güvenliğinden de sorumlu olduğundan ilgili yönetmelik hükümlerindeki yangınla ilgili inşai standartları karşılamayan binası nedeniyle Borçlar Kanununun 69/1-f maddesi uyarınca meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, yangının meydana geldiği iş yerinin sözleme sahibi——- sözleşmesinin —— tarihinde sona erdiği görüldüğü ancak yeni kiralayana ait dosya kapsamında bilgi ve belgeye rastlanılamadığı, sözleşmesinin sona ermesi sebebiyle——kusur izafe edilemeyeceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Davacı vekilinin itirazı üzerine dosya ek rapor aldırılmak üzere tekrar ——heyetine tevdi edilmiş, —– tarafından sunulan —-tarihli ek raporda özetle; değerlendirme sonucunda takdiri ve kararı Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; yangının meydana geldiği iş yerinin sözleşme sahibi—–sözleşmesinin—– sona erdiği, kök raporda tarihin sevhen —— olarak yazıldığı, yeni kiralayana ait dosya kapsamında bilgi ve belgeye rastlanmadığı,—— ünvanlı iş yerinin işletmecisi olmadığından,——kusur izafe edilemeyeceği, tazminattan da sorumlu olmadığı, görüşümüzde değişiklik yapmayı gerektirecek bir durumun oluşmadığı, dava dışı ——- Yönetimi; yönetmeliğin 124. maddesi gereği bina sahibi olarak yangın güvenliğinden de sorumlu olduğundan, ilgili yönetmelik hükümlerindeki yangınla ilgili——-standartları karşılamayan binası nedeniyle Borçlar
Kanunu’nun 69/1.f. maddesi uyarınca meydana gelen zarardan sorumlu olduğu,
rücu muhattabı olarak —–ünvanlı iş yerleri—— tarihinde kim tarafından işletiliyorsa o kişi/kurumlara ve ——–Yönetimine rücu talebinin yöneltilmesi gerektiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, oluşan zararın tazminine yönelik olarak açılan itirazın iptali davasıdır
Bilindiği üzere taraf koşulu; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup kamu düzeni ile ilgisi sebebiyle yargılamanın her aşamasında resen göz önüne alınması zorunludur.(HMK 115/1).Davada taraf sıfatı (husumet) dava konusu yapılan, maddi hukuktan doğan (subjektif) hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı (husumet) dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Başka bir ifadeyle sıfat, dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilenlerin, maddi hukuk açısından, gerçekte bu niteliği taşıyıp taşımadığıyla ilişkilidir ve esas hakkında verilecek olan kararın içeriğinin belirlenmesi bakımından önem taşır. Yoksa, sıfatın hakim açısından tarafın hak sahipliğine yönelik olarak karar verilinceye kadar, yargılamanın yürütülmesi bakımından, herhangi bir önemi yoktur. Davayı takip yetkisi ise yargılamanın kim tarafından yürütüleceği sorusunun cevabını teşkil eder. Dolayısıyla, davayı takip yetkisi tümüyle usuli bir kavramdır. O nedenle, hukukumuzda taraflara ilişkin dava şartları arasında düzenlenmiştir. Buna karşılık, sıfat ise, dava dilekçesinde taraf olarak gösterilenlerin, maddi hukuk bakımından gerçekte hak sahibi ve yükümlü konumda bulunup bulunmadığıyla ilişkili olduğu için esasa ilişkindir; yani, bir maddi hukuk sorunudur. O nedenle, hüküm anında mevcut olmalıdır; bir başka ifadeyle, sıfat, bizatihi hükümde somutlaşır; zira, tarafların haklılık durumu hüküm ile belli olur. Sonuç olarak, davanın yürütülmesi ve karara ulaşılmasındaki süreç, davayı takip yetkisini; bu sürecin bitiminde elde edilen maddi hukuka yönelik sonuç ise sıfatı ifade eder. Öte yandan, davayı takip yetkisi, usuli bir soruna ilişkin bulunduğu için dava şartıdır; eksikliği, davanın usulden reddi sonucunu doğurur; buna karşılık, sıfat ise subjektif hakkın özüne ilişkin olduğu için, bir maddi hukuk sorunu teşkil eder ve maddi hukuk anlamında bir itiraza vücut verir. Eksikliği anında verilecek karar, usulden red değil; davanın sıfat (husumet) yokluğu nedeni ile red kararı olup, esasa ilişkin bulunduğundan o davada taraf olarak gösterilen kişiler açısından, maddi anlamda kesin hüküm gücüne sahip olacaktır——- Göre Yazılmış—–sıfat için—– terimi kullanılmaktadır. Fakat, ——- teriminin, taraf ehliyeti ve dava ehliyeti——– terimleri için de kulanıldığı görülmektedir. Böylece, bugün uygulamada kullanılan —— teriminin belirli bir anlamı yoktur. Bu terim ile neyin kastedildiğini anlayabilmek için her olayın ayrı ayrı incelenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, husumet terimi yerine, daha açık olan taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve taraf sıfatı terimlerinin kullanılması doğru olur. Yukarıda da belirtildiği gibi, sıfat, dava konusu yapılan ve maddi hukuktan doğan hak ile taraflar arasındaki ilişkidir. Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler şeklen o davanın taraflarıdır. Ancak mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası bakımından bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olmak sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemez ve dava sıfat yokluğundan (husumetten), esastan reddedilir. Taraf sıfatının (davacı bakımından aktif husumet ehliyetinin; davalı bakımından, pasif husumet ehliyetinin) yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için (def’i değil) bir itirazdır. Diğer bütün itiraz hallerinde olduğu gibi sıfat yokluğu da ancak dava dosyasından anlaşılabildiği ölçüde hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir. Sıfat yokluğu, bir davada dava şartlarından sonra, yani tahkikat aşamasında incelenir. Sıfat yokluğunun, mümkünse diğer itirazlardan önce incelenmesi gerekir. Çünkü, taraflardan birinin taraf sıfatı yoksa, diğer itiraz ve def’ilerin incelenmesine gerek kalmaz——-Dosya kapsamında yer alan ; davalının ——-işletmecisi olmadığından,—— kusur izafe edilemeyeceği, tazminattan da sorumlu olmadığı, iş bu davada husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmakla husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli —— peşin harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan —— harçtan karşılanarak bakiye—— harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenecek ——- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Suçüstü ödeneğinden karşılanan—– ücretinin davalıdan alınarak ——-
7-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren —- haftalık süre içinde — açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.