Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1003 E. 2021/10 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1003 Esas
KARAR NO : 2021/10
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
KARAR TARİHİ : 12/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı — — ilk nakliyeci olarak yer aldığını, dava dışı gönderilen alıcı—- ait —— taşınması için alt ara nakliyeci davalı —— tarafından üstlenildiğini, emteanın nakliyeci yeddinde iken — tarihinde trafik kazası sebebi ile hasara uğradığını, ekperin incelemesinde — emteanın zayı olduğunun tespit edildiğini, toplam hasarın —- olduğunu, zararda davalı —– sorumluluğunun olduğunu, alacağın tahsili amacı ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ederek takibin durduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla, davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
SAVUNMA
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; -Müvekkil Şirketin Sigortacısı ——-dosyasında dava tarihinden önce borcun tamamı ferileriyle birlikte ödendiğini, Dolayısıyla davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, Bu sebeple davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Huzurdaki dava — tarihinde açıldığını, müvekkil şirketin sigortacısı—- tarihinde —–sayılı dosyasında mevcut borcu tüm ferileriyle birlikte ödendiğini, Müvekkil İle dava dışı —– arasında dava konusu ürünlerin taşınmasına ilişkin olarak karayolu alt nakliye taşıma sözleşmesi yapıldığını, dava konusu ürünlerin taşınmasını alt nakliyeci —– üstlendiğini, işbu davada müvekkilin taraf sıfatı bulunmadığını, Bu sebeple huzurdaki davada müvekkil yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle de davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, hasar bedelinden fiili nakliyeci emir gültekin uluslarası taşımacılık ithalat ihracat limited şirketinin sorumlu olduğunu, Davacı Tarafın, Dava Dilekçesinde ————– beyanla, Öncelikle işbu davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle tümden reddine, Mahkemenizin aksi kanaatte olması halinde ise davanın müvekkil yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davanın reddine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- cevap dilekçesinde özetle; Davalı — nakliyat aracısı komisyoncusu yasal sorumluluk sigorta poliçesi ile —- tarihlerini kapsar şekilde sigortalı olduğunu, davacı tarafın bu dava ile talep ettiği tutarı ve tutarın ferilerinin davadan önce —–Ödemenin icra dosyasına yapıldığını, müvekkil şirketin icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini beyanla, müvekkil şirketin dava konusu alacağı ve ferilerine bu davadan önce icra dosyasına ödediğinden davanın reddine, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacı aleyhine lehine vekalet ücretine hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir,
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Dava hukuki niteliği itibariyle, —–sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır.
Davalı —-yapılan yazışmada — tarihinde —- tarihli müzekkere ile bildirilmiştir.
İcra dosyasının tetkikinde —- tarihli dosya kapak hesabında, yine dava açılmadan önce —- borcun ödendiği görülmüştür. Her ne kadar — tarihli kapak hesabında bakiye —bakiye kaldığı hesaplanmış ise de mahkememizde görülen davanın asıl alacak üzerinden açıldığı, işlemiş faiz talebinin istenmediği, davalı —– dava değerinin üzerinde ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının eldeki davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 883,98 TL harcın mahsubu ile artan 824,68 -TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalıların kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.854,78-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı —- vekilinin yüzüne karşı, davalı sigortanın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —– Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/01/2021