Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/514 E. 2023/771 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/514
KARAR NO : 2023/771

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 27/07/2023
KARAR TARİHİ : 22/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davalı şirketin 12/07/2023 tarihi saat 10:30 da şirket merkezinin bulunduğu binasında yapılan genel kurula müvekkilinin yazılı olarak davet edildiğini, genel kurulun yapıldığı gün ve saatte kendisine istediği söz hakkının hiçbir şekilde tanınmadığını, aynı kendisi gibi başka kimsenin de konuşturulmadığını, taleplerin hiçbirinin nazara alınmadığını, şirketin yalnızca yönetim kurulunda bulunana ve yönetim kurulu ile iş birliği içerisinde bulunan kişiler dışında kimsenin söz hakkına sahip değildir mantığı ile divan kurulu hareket etmiş bulunduğundan, hükumetin komiserinin de bunları dikkate almadan raporunu tuttuğunu, yönetime seçilenlerin de yönetme kabiliyetinin bulunmadığını, şirketin içini boşaltan ve müvekkiline miras yoluyla iktisap eden şirket paydaşlığı sebebiyle gelir elde etmesinin önüne geçmeye çalışan yönetimin, haklarından fayda etmesinin de önüne geçtiklerini, genel kurul hazirunu içerisindeki güç sahiplerinin muhalefet şerhi dahi koydurtmamış olmaları sebebiyle genel kurul tutanağının da müvekkili tarafından imzalanmadığını belirterek genel kurul kararının iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 12/07/2023 tarihli genel kurula mazeretsiz bir biçimde katılmadığını, şirket hisse miktarının %1,38 olduğunu, TTK md 446/2 maddesi uyarınca toplantıya katılmayan hissedarın ileri süreceği sebeplerin esasa etkili olması gerektiğini, davacının iddialarının kabul anlamına gelmemekle birlikte esasa etkili olamayacağı yönündeki şirket tüzel kişiliği savunmalarını aynen tekrar etmekte olduklarını, davacının gerekçelerinin hukuki değil histerik olduğunu, şirket hissedarlarının neredeyse %80’inin mutabık olduğu mevcut durumda, eski yönetim kurulu başkanı —– %16’lık hisse payının pekala bu mutabakat çerçevesinin dışında kaldığını, nitekim mutabakatın eski yönetim anlayışının terk edilmesi ile eski yönetim anlayışının savunucusu —- bu mutabakatın dışında kalmasının son derece anlaşılabilir bir durum olduğunu, davacının bu şirketin hissedarı sıfatı ile şirket tüzel kişiliğinin menfaatleri ile ortak menfaatler taşımakta olduğunu ancak bunu hiçe sayarak şirket tüzel kişiliğinin işleyişine zarar vermek için elinden geleni yaptığını, davacının iptalini istediği genel kurulun mahkeme tarafından usulünce atanan bir kayyum nezaretinde gerçekleştirildiğini, davacının iddialarının son derece yersiz ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davalı —–Şirketi’nin 12/07/2023 tarihinde yapılan genel kurulun iptaline yöneliktir.
Bilindiği üzere TTK m. 445, “(1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” şeklindedir.

TTK m. 446 da ise iptal davası açabileceklerin sayıldığı görülmektedir: “(1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,
b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,
c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” hükmünü haizdir.

Somut olayda davacının 12/07/2023 tarihli genel kurula katıldığına dair bir delilin ve hazirun cetvelinde ismini bulunmadığı, katılmamaya ilişkin bir mazeret sunulmamış olduğu, şirket hisse payının %1,38 olduğu,davacının iptalini istediği genel kurulun mahkeme tarafından usulünce atanan bir kayyum nezaretinde gerçekleştirildiği, genel kurul tutanağı incelendiğinde, tüm katılımcıların isim ve imzalarının alındığı, genel kuruldan arada ayrılanların ve muhalefet edenlerin isimlerin, vakaların düzenli bir şekilde tutanak altına alınmış olduğu, muhalefet şerhlerinin tutanağa yazdırıldığı, davacının şirketteki payı da dikkate alındığında, genel kurula katılımının engellenmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, kendisine karşı engellenmeye yönelik fiziksel müdahalede bulunulduğuna dair her hangi bir cezai başvurusunun bulunmadığı, kaldı ki aynı gün, aynı kayyım gözetiminde yapılan diğer grup şirketinin olağan genel kurul toplantısında davacının genel kurula ve oylamalara katıldığı, muhalefet şerhlerini yazdırdığı, her hangi bir engellemenin ve şikayetin söz konusu olmadığı hususları dikkate alındığında davacının dava konusu genel kurula katılımının engellendiğine dair iddialarının kanıtlanamadığına kanaat getirilmiş ve davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kanıtlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken harç peşin alındığından tekrar harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre takdir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —-Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.