Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/427 E. 2023/703 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/427 Esas
KARAR NO: 2023/703
DAVA: Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali)
DAVA TARİHİ: 19/06/2023
KARAR TARİHİ: 01/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin kurucusu olduğunu, hem yönetim kurulu başkanı hem de pay sahibi olduğunu, müvekkilinin yönetim kurulu başkanı sıfatının haiz olmasına rağmen davalı şirketin yönetimine aktif olarak katılmasının, çoğunluğunu oluşturan diğer yönetim kurulu üyeleri tarafından bilinçli, sistematik ve kötü niyetli olarak engellendiğini, müvekkilinin görevini gereği gibi icra edemediğini fakat sorumluluklarının devam ettiğini, şirketlere ait gerekli bilgileri alamadığını, belgeleri, defteri ve dosyaları inceleyemediğinden iş bu davanın açılmasının elzem olduğunu, davanın açılması için gerekli şartların oluştuğunu, davalı şirketin yönetim kurulu tarafından müvekkiline yönetim kurulu toplantıları dışında bilgi alınması ve belge incelenmesi hususunda izin verilmediğini, yönetim kurulu toplantısı yapılması için müvekkilinin defaatle çağrı yapılmasına rağmen toplantıya gerekçe belirtmeksizin gelmediklerini, toplantı yeter sayısı sağlanamadığından toplantıların yapılamadığını, davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin de aynı zamanda pay sahibi olduğunu, müvekkilinin kardeşleri ve kardeşlerinin mirasçıları olduğunu, müvekkilinin kurucusu olduğu davalı şirketi adeta çocuğu olarak gördüğünü ve devamlılığını sağlamak için güveneceğini düşündüğü için kardeşlerini bilabedel hissedar yaptığını, kardeşleri ölünce kardeşlerinin çocuklarının şirketleri art niyetle yönettiğini, bu pay sahiplerinin yönetimde de çoğunluğu ele geçirince müvekkilini saf dışı bırakmak için ellerinden geleni yaptığını, müvekkilinin gasp edilen hakları için mahkemeye başvurma zorunluğunun doğduğunu, müvekkili tarafından ihtarnamenin keşide edildiğini, 09/06/2023 tarihli yönetim kurulu toplantısına, üyelerin katılmadığını ve bu durumun noter tarafından tespit edildiğini, müvekkilinin kurucu olduğu şirkete, 3. Ve 4. Katına kart verilmeyerek girişinin engellendiğini, şirketlere ait vergi ——– borçları ödenmediğinden müvekkilinin emekli maaşına haciz konulduğunu, maaşından kesinti yapılmadığını belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini, şirket yönetim kurulu karar defterlerinin yokluğunda alınan kararları inceleme ve müvekkilinin şirketler için neler yapıldığını görmek için kesin olarak karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının şirket yönetimine aktif bir biçimde katılmasının diğer yönetim kurulu üyeleri tarafından bilinçli ve sistematik olarak engellendiği iddiasının maddi gerçekliğe aykırı olduğunu, davacının ifade etmiş olduğu “şirket yönetimine aktif bir biçimde katılma” fiilinin gerçekleşebilmesinin davacı tarafça 6102 sayılı TTK md. 392 md. Uyarınca yönetim kurulunun toplantıya çağrılması ile mümkün olabileceğini, davacı ise şirket yönetim kurulunu takriben bir seneyi aşkın bir süredir toplantıya çağırmadığını ve dolayısıyla da şirketin aktif bir biçimde yönetilemediğini, davacının bilinçli ve sistematik bir biçimde aşirket yönetiminden uzaklaştırılması değil, davacının şirket yönetim kurulunu bir araya getirmemesinden kaynaklanan bilinçli ve sistematik bir yönetilmeme halinin mevcut olduğunu, bu durumun müsebbibinin ise davacının bizatihi kendisinin olduğunu, davacının yaşı ve kibirli tavırları nedeniyle bu iddiaların ileri yaşta bir bireyin hezeyanları olarak düşünülmesinin daha doğru olacağını, davacının vefat eden erkek kardeşlerinin çocuklarını, vefat eden kardeşlerinin kendisine emaneti olarak değil; ne yazık ki onları saf dışı bırakılması gereken ve şirketten uzaklaştırılması elzem olan kişiler olarak gördüğünü, davacının şirketin ticari defter ve belgelerini incelemek gibi bir amacının hiç olmadığını, davacının izin isteyeceği kişileri vefat eden kardeşlerinin kendisinden aşağı çocukları olarak hakir gördüğünü, “onlardan izin mi isteyeceğim” şeklindeki düşünce yapısının iş bu davaya sebep olduğunu, davacının 07/06/2023 tarihinde gerçekleşen bu bir araya gelme hadisesi dolayısıyla fiziksel arbedeye varacak şekilde tartışma çıkardığını, davacının asıl amacının insanlara tuzak kurmak ve bu şekilde insanları rahatsız etmekten ibaret olduğunu, davacının müvekkili şirketi gereği gibi yönetseydi ya da şirketin yönetim kurulunu toplayıp kamu borçlarının ödenmesi hususunda eyleme geçilmesini karara sunsaydı iddia ettiği vakıaların gerçekleşmeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, Ticari Şirket Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali) davasıdır.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının TTK 392 maddesi uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkının davalı tarafça ihlal edilip edilmediği ve dava dilekçesinde belirtilen hususlarda inceleme ve bilgi alma talep şartlarının bulunup bulunmadığı, dava tarihinden sonra yapılan genel kurulda davacının yönetim kurulu başkanlığından azledilmiş olması nedeniyle davanın konusuz kalıp kalmadığı hususlarında olduğu tespit edilmiştir. 6102 sayılı TTK2nın 392. Maddesi ” (1) Her yönetim kurulu üyesi şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteyebilir, soru sorabilir, inceleme yapabilir. Bir üyenin istediği, herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirtilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınması reddedilemez. Reddedilmişse dördüncü fıkra hükmü uygulanır.(2) Yönetim kurulu toplantılarında, yönetim kurulunun bütün üyeleri gibi, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişiler ve komiteler de bilgi vermekle yükümlüdür. Bir üyenin bu konudaki istemi de reddedilemez; soruları cevapsız bırakılamaz.(3) Her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu toplantıları dışında, yönetim kurulu başkanının izniyle, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişilerden, işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında bilgi alabilir ve görevinin yerine getirilebilmesi için gerekliyse, yönetim kurulu başkanından, şirket defterlerinin ve dosyalarının incelemesine sunulmasını isteyebilir. (4) Başkan bir üyenin, üçüncü fıkrada öngörülen bilgi alma, soru sorma ve inceleme yapma istemini reddederse, konu iki gün içinde yönetim kuruluna getirilir. Kurulun toplanmaması veya bu istemi reddetmesi hâlinde üye, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Mahkeme istemi dosya üzerinden inceleyip karara bağlayabilir, mahkemenin kararı kesindir.(5) Yönetim kurulu başkanı, kurulun izni olmaksızın, yönetim kurulu toplantıları dışında bilgi alamaz, şirket defter ve dosyalarını inceleyemez. Yönetim kurulu başkanının bu isteminin reddedilmesi hâlinde başkan, dördüncü fıkraya göre mahkemeye başvurabilir.(6) Yönetim kurulu üyesinin bu maddeden doğan hakları kısıtlanamaz, kaldırılamaz. Esas sözleşme ve yönetim kurulu, üyelerin bilgi alma ve inceleme haklarını genişletebilir.(7) Her yönetim kurulu üyesi başkandan, yönetim kurulunu toplantıya çağırmasını yazılı olarak isteyebilir. ” hükmüne haizdir. Davacı dava tarihinde davalı şirketin yönetim kurulu başkanı sıfatına haiz olup, 12.07.2023 tarihli genel kurulda davacının azline karar verilmiştir. Dosya kapsamında mübrez delillere göre davacının şirket kayıt ve defterlerini incelemek istediği, şirket muhasebecisinin 05.06.2023 tarihli yazı ile yönetim kurulu kararı olmadığı için davacıya istenen belgeleri vermediği, dosyada tarafların karşılıklı olarak birbirlerini yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirmemekle- toplantıya çağırmamakla itham ettikleri, Dosyada mevcut ———- Noterliğinin 09.06.2023 tarihli ——– yevmiye numaralı evrakına göre davalı şirketin 09.06.2023 tarihli yönetim kurulu toplantısına diğer yönetim kurulu üyelerinin iştirak etmemesi nedeni ile toplantının yapılamadığına dair noterce tespit yapıldığı görülmüştür. Davalı yanca 07.06.2023 tarihinde şirket yöneticilerinin ve hissedarlarının şirket merkezinde bir araya geldiklerini davacının fiziksel arbedeye varacak olaylar çıkardığını, diğer yöneticilerin bu nedenle bahsi geçen toplantıya katılmadıklarını beyan edilmiş ise de, ortada diğer şirket yöneticilerinin davet edildikleri toplantıya katılmadıklarına dair noterce tutulmuş aksi ispat edilinceye kadar geçerli bir belge bulunmaktadır. Sonuç Davacı, dava tarihinde şirketin yönetim kurulu başkanı olup şirket iş ve eylemlerinden dolayı pay sahiplerine ve şirkete karşı mesul olması, kamu borçlarından tüm mal varlığı ile mesul olması nazara alındığında dava tarihinden sonra azledilmiş olmasının durumu değiştirmediği, her davanın dava tarihindeki haklılık-haksızlık durumuna göre karara bağlanması gerektiği, yönetim kurulu başkanının şirketin yöneticisi olduğu dönemdeki icraatlarından sorumlu olduğu, davacının söz konusu bilgi ve belgeleri inceleme isteğinde hukuki yararının olması ve bu talebine de dava öncesi şirketçe olumlu yanıt verilmediği dikkate alınarak davanın kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davanın KABULÜ ile,
-Davacının 2019-2023 tarihleri arasında sorumluluğu gereğince TTK 392 maddesi uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkı bulunduğundan davacının dava dilekçesi sonuç ve talep kısmında 14 madde olarak belirtilen hususlarda şirket merkezinde 17/11/2023 tarihinde 10:00 – 16:00 saatleri arasında şirketin iş ve işleyişini aksatmayacak şekilde bilgi alma ve inceleme hakkı tanınmasına,
2-Karar ve ilâm harcı olan 269,85 TL harcın peşin alınan 179,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından sarf edilen 119,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 17.900,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, oybirliğiyle KESİN olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/11/2023