Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/356 E. 2023/530 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/356 Esas
KARAR NO:2023/530
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 24/05/2023
KARAR TARİHİ: 12/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, dava dışı —– şirketi aleyhine —– esas sayılı dosyasından alacaklı durumda olduğunu ve icra takibi başlattığını, dava dışı şirketin mersis adresinin güncellenmesi sonucu şirketin 25.11.2021 tarihinde tasfiyeye girdiğini ve 08.07.2022 tarihinde son tescilini yaptırdığını gördüklerini, sicilden terkin edilen dava dışı şirketin —— esas sayılı dosyasındaki işlemlerle sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün, Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki taleplerinin, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verdiğini, aksi halde, gerekçe göstererek tescil talebini reddettiğini, müvekkili müdürlüğe —— ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı tasfiye halinde —– şirketinin prosedürlere uygun olarak tasfiye edildiğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan tasfiye sürecindeki eksik yada erken sonuçlandırılan tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde eksik olarak yapıldığı iddia edelin işlemlerin muhatabının tasfiye memuru olduğunu, bu nedenle müvekkilinin yasal hasım konumunda olduğundan yargılama masraflarının üzerlerine yüklenmemesi gerektiğini, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı —— E sayılı dosyasıyla abonelikten kaynaklı borç ilişkisi iddiasıyla icra takibi başlatmışsa da sözkonusu ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacının icra takibini kesinleştirmeden işbu ihya davasını açtığını, müvekkilinin davacıya böyle bir ticari borcu bulunmadığını, müvekkili ve davacı arasında herhangi bir ticari ilişki ve cari alacaktan kaynaklı borç ilişkisi bulunmadığını, hal böyle iken dava dilekçesinde iddia edilen borcun kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili açısından ilgili davanın husumet yönüyle reddi gerektiğini, bir an için müvekkiline yöneltilen borcun şirket yetkilisi olduğu için gönderildiği düşünülse dahi, yerleşik Yargıtay içtihatlarınca ilgili şirkete ödeme emri gönderilip ilgili icra dosyası kesinleştirilmeden ve kesinleşme sonrasında iddia edilen borcun ilgili şirketten tahsil edilip edilemeyeceği icra kararıyla netleşmeden müvekkili şirket yetkilisine işbu takibin açılması, ödeme emrinin gönderilmesi ve bu davada davalı olarak gösterilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davaya konu borcu kabul etmediklerini ve davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava; dava dışı tasfiye halinde —– şirketinin, —— esas sayılı dosyasında taraf teşkili sağlanabilmesi için açılan şirketin ihyası davasıdır. —– ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı tasfiye halinde —— şirketinin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; ana sözleşmesinin 21.02.2020, yönetim kurulu üyelerinin ——-, yetkililerinin ——- olduğu, şirketin son tescilini 08.07.2022 tarihinde yaptırdığı, davacı tarafından dava dışı tasfiye halinde —— şirketine karşı başlattığı —— esas sayılı dosyasında taraf teşkili sağlanabilmesi için, dava dışı şirketin ticaret sicilden resen terkin edilmesinden dolayı iş bu ihya davasının açıldığı görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nun 547/(2). maddesi gereğince ek tasfiye, ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için de bir yada birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanması ve ek tasfiye ile atanmaya ilişkin keyfiyetin sicilde tescil edilmelidir.Bu kapsamda şirketin ihyasında davacının hukuki menfaatinin bulunduğu tespit edilmiş olup, 6102 sayılı TTK 547. maddesinde “…tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilir”, şeklinde düzenleme gereğince, davacının tasfiye esnasında derdest olan dava dosyası nedeniyle bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, bu nedenle davanın kabulüyle —— Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün —— ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı tasfiye halinde —— şirketinin, —— esas sayılı dosyasındaki işlemler ile sınırlı olmak üzere ihyasına, tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için, TTK’nın 547/2. maddesine göre, şirketin yetkili ortağı —— tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiği, davalı ——- Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ise yasal hasım olması ve davalı ticaret sicil müdürlüğünün iş bu davanın açılmasında üzerine atfedilecek bir kusur ve ihmalinin bulunamaması karşısında, davalı —— Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı, davalı tasfiye memurunun, icra takibinin varlığına dair bilgi sahibi olduğunu gösterir delilin dosyada bulunmadığı, bundan dolayı tasfiyeyi sonlandırmasında kusurlu ve bu davanın açılmasına sebebiyet verdiğinin söylenemeyeceği, bu nedenle yargılama masraflarından sorumlu tutulması gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
TTK’nun 547. maddesi gereğince ——Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün —— ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı —– şirketinin, —— esas sayılı dosyasındaki işlemlerle sınırlı olmak üzere ihyasına,
2-Şirketin ticaret siciline tescil ve kararının özetinin —— ilanına,
3-TTK’nun 547/2. maddesi uyarınca ——‘nın tasfiye memuru olarak atanmasına,
4-Alınması gereken 269,85 TL harcın peşin alınan 179,90 TL harçtan mahsubu ile kalan 89,95 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı —— vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12.07.2023