Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/329 E. 2023/429 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/97 Esas
KARAR NO:2023/334 Karar
DAVA:Alacak (Kambiyo Senetlerinden KaynaklananSebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 12/09/2019
KARAR TARİHİ: 13/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan işbu; Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;“ Davalı ile müvekkil şirket arasında——yıllık bayilik ilişkisi kurulmuştur. 3 yıllık sürenin dolması ve sözleşmenin
yenilenememesi nedeniyle umulmayan hal gerçekleştiği için sözleşmeye devam edilememiş ve kira ilişkisi sonlanmıştır. Kira ilişkisinin sonlanması üzerine davalı tarafından ———- yevmiye no.lu ihtarnamesi çekilerek müvekkilden 250.560.53 TL mahrum kalınan kar ve 23.600.- TL otomasyon bedeli adı altında ödeme talep edilmiş, tarafımızdan da ——– yevmiye sayılı ihtarnamesi ile taleplerinin reddedildiği belirtilerek verilen 500.000.- TL bedelli teminat mektubunun iadesi talep edilmiş, teminat mektubu iade edilmeyerek haksız fesihten bahisle otomasyon ve kar mahrumiyeti talebiyle ———sayılı dosyası ile tarafımıza dava açılmıştır. Teminat mektubunun
bozdurulması tehdidi ile davalı şirkete 23.11.2018 tarihinde 275.221.53 TL ödeme zorunda kalınmıştır. Müvekkil tarafından davalıya karşı ürün alımı ile ilgili taahhüt verilmemiştir. Kar mahrumiyeti talebi haksız ve hukuki mesnetten yoksundur. Davalının müvekkile teslim etmiş olduğu otomasyon sistemi mevcut değildir. Otomasyon sitemi müvekkile aittir. Açıklanan nedenlerle davalı sebepsiz zenginleşmiş olup davalıya ödenen 275.221.53 TL.nın TBK:Md.77 vd. uyarınca müvekkile iadesi gerekmektedir. Davalı şirkete 275.221.53 TL borçlu olamadığımızın tespitine, davalıya ödenen 275.221.53 TL.nın 23.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte iadesine, işbu davanın ——- esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi” talebinde bulunulmuştur. Taraf teşkilinin usulüne uygun sağlandığı görüldü. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Akdedilen bayilik sözleşmesinin süresi 5 yıl olup, 7.10.2020 tarihine kadar süresi olan bayilik sözleşmesi 16.8.2018 tarihinde haksız şekilde süresinden önce feshedilmiştir. Davalı ariyet
olarak verilen malzemelerin sökümüne izin vermemiştir. Otomasyona ilişkin ekipman bedeli muaccel hale gelmiş olup, bu hususla ilgili olarak —– bedelli fatura gönderilmiş, fakat faturaya davalı tarafından haksız olarak itiraz edilmiştir. Sözleşmenin 10.maddesine göre faturaya itiraz haksızdır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 8/a-c bendine göre müvekkil şirketin kar mahrumiyeti alacağı bulunmaktadır. Davalı bayi sözleşme ve protokolü tek taraflı ve haksız olarak feshederek müvekkil şirketin zararına sebep olmuş ve davacı şirketin kar mahrumiyeti ve cari hesap alacağı doğmuştur. Davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi” talep etmiştir. Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Uyuşmazlığın çözümü için ( Davalı—-mahrum kaldığı karın hesaplanmasına ilişkin tarafların —-ilişkin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması için konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.Teknik bilirkişi 07/07/2021 tarihli davalı ticari defterlerine ilişkin bilirkişi ayrıntılı raporu sonuç kısmında; ”
1) Davacının dava dışı——–yevmiye sayılı — süreli Kira Sözleşmesi ile benzin istasyonu kiraladığı, Taraflar arasında 7.10.2015 başlangıç tarihli 5 yıl süreli—-imzalandığı, bu sözleşme ile davacının kiralamış olduğu taşınmaz üzerinde kurulu benzin istasyonunda davacının davalının bayisi olduğu, davacı tarafından davalıya bayilik sözleşmesinden doğmuş ve doğacak borçlarının, ariyet olarak teslim edilmiş demirbaşların ve mahrum kalınan kârlarının teminatını teşkil etmek üzere 500.000.- TL bedelli teminat mektubu verdiği,Davacının dava dışı ——– istasyonunun kira sözleşmesinin kiralama sözleşmesi bitiminde yenilenmemiş olduğunun anlaşıldığı, Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin——-aşağıda belirtilen hallerde işbu sözleşmeyi süresinden önce ve ihtara ve hükme hacet kalmaksızın dilediği anda feshedebilir.
– ——— almış olduğu lisans iptal edilir veya faaliyeti geçici olarak durdurulur ise.” Hükmünde olduğu, Davacının lisansının — tarafından— tarihinde iptal edildiğinin anlaşıldığı, Davalı, davacının lisansının —- iptal edilmesi sebebiyle bayilik ilişkisinin sona erdirildiğini —– tarihli yazı ile — bildirdiği, Bayilik ilişkisinin sözleşmenin bitiş tarihi olan 7.10.2020 tarihinden 783 gün önce
16.8.2018 tarihi itibariyle sona ermiş olduğu anlaşılmakta olunup, davacının lisansının —–tarafından 15.8.2018 tarihinde iptal edilmiş olması nedeniyle bayilik ilişkisinin sona ermesine davacının sebebiyet verdiği kanaatine varıldığı,
2) Davalının davacı aleyhine 19.10.2018 tarihinde ——– esas sayılı dosyası ile 23.600.- TL otomasyon bedeli ile şimdilik
10.000.-TL kar mahrumiyeti tutarının davacıdan tahsili talebiyle alacak davası açtığı, davacının davalıya 23.11.2018 tarihinde 275.171.53 TL ödeme yapması nedeniyle ilgili Mahkeme tarafından 17.10.2019 tarihinde davanın konusuz kaldığına, karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, Davalının 11.1.2019 tarihli yazısından ve kayıtlarından, davalının 500.000.-TL tutarlı teminat mektubunu iptal edilmek üzere ilgili bankaya iade ettiğinin anlaşıldığı,
3) Davacı tarafından davalıya ödenen ve davacının davalıdan iadesini talep ettiği
275.171.53 TL tutarın, 250.568.53 TL mahrum kalınan kârı , 23.600.- TL otomasyon ekipman bedelini ve toplam 1.003.- TL tutarlı otomasyon hizmet tutarını kapsadığı,
4) Davacının toplam 1.003 TL tutarındaki otomasyon hizmet bedeli iadesi talebi ile
ilgili olarak;Davalını davacı adına temel fatura senaryosunda 2 adette toplam 1.003.- TL bedelli otomasyon hizmet e-faturası düzenleyerek delil vasfındaki ticari defter ve cari hesap kayıtlarına kaydettiği, dosya kapsamından ve davalı kayıtlarından davacının bu faturalara itiraz etmediği anlaşıldığından, davacının davalıdan 1.003.- TL iade/alacak talebinde bulunamayacağı kanaatine varıldığı,
5) Davacının 23.600.- TL tutarındaki otomasyon ekipman bedeli iadesi talebi ile ilgili olarak;Davalını davacı adına temel fatura senaryosunda ——- otomasyon ekipman e-faturası düzenleyerek delil vasfı bulunan ticari
defter ve cari hesap kayıtlarına kaydettiği, bu faturaya karşılık davacının davalıya iade faturası düzenlediği, davacının iade faturasına karşılık davalının da iade faturası düzenlediği,
davacının tekrar 2. iade faturası düzenlemesi üzerine davalının, adına düzenlenen 2. iade faturasını —— yevmiye no.lu ihtarnamesi
ekinde davacıya iade ettiği,Taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir ariyet sözleşmesi bulunmamakla birlikte, 30.10.2015 tarihli davacının kaşe ve yetkilisinin imzasını taşıyan —- göre, davalı tarafından davacıya otomasyon sistemi ekipmanının 30.10.2015 tarihinde teslim edildiği ve devreye alındığı, sözleşme 16.8.2018 sona ermiş olduğundan sözleşmenin 10.maddesi hükmüne göre davacının 15 gün içinde otomasyon ekipmanını davalıya teslim etmesi gerektiği, otomasyon sistemi ekipmanının davacı tarafından davalıya iade edilmiş olunduğuna ilişkin olarak dava dosyasında belge bulunmadığı, davacının otomasyon sistemi ekipmanını davalıya iade ettiğini ispatlayamadığı, bu kapsamda sözleşmenin 5/e: maddesi hükmüne göre davalının tazmin tarihindeki rayiç bedel talebinde bulunabileceği, bu bağlamda davacının davalıdan 23.600.- TL iade/alacak talebinde bulunmayacağı kanaatine varıldığı
6) Davacının 250.568.53 TL tutarlı kâr mahrumiyeti bedeli iadesi talebi ile ilgili
olarak; Davalı davacı adına temel fatura senaryosunda ——-bedelli kâr mahrumiyeti e-faturasını düzenleyerek ticari defter ve cari hesap kayıtlarına kaydettiği, davacının bu faturayı —— no.lu ihtarnamesi ekinde davalıya iade ettiği, davacının da bu faturayı tekrar
—– yevmiye no.lu ihtarnamesi ekinde
davacıya iade ettiği, Bayilik ilişkisinin sözleşmenin bitiş tarihi olan 7.10.2020 tarihinden 783 gün önce 16.8.2018 tarihi itibariyle sona ermiş olduğu anlaşılmakta olunup, davacının lisansının ———–tarafından 15.8.2018 tarihinde iptal edilmiş olması nedeniyle bayilik ilişkisinin sona ermesine davacının sebebiyet verdiği kanaatine varıldığı,—-maddesinin; —–zararı ve satış kaybından dolayı mahrum kaldığı kâr kaybını da bayiden
talep haklarını haizdir. —- mahrum kaldığı kârın hesaplanış tarzı; sözleşme süresince satış taahhüt edilen ürün miktarından, bayi tarafından satılan ürün miktarı düşüldükten sonra bulunacak miktar üzerinden hesaplanacaktır.” Hükmünde olduğu, Taraflar arasındaki sözleşmenin yukarıda açıklanan ———maddesinde mahrum kalınan
kârın hesaplanış tarzı; “ sözleşme süresince satış taahhüt edilen ürün miktarından, bayi tarafından satılan ürün miktarı düşüldükten sonra bulunacak miktar üzerinden hesaplanacaktır.” Şeklinde belirlenmiş olup, davacı tarafından davalıya verilmiş olunan
herhangi bir ürün satış taahhüdü bulunmadığından mahrum kalınan kâr hesabına baz oluşturabilecek ürün satış taahhüdü verisi olmadığından, bu kapsamda hesaplama yapılamadığı, bu bağlamda da davalının davacıdan kâr mahrumiyeti talep edemeyeceği
kanaatine varıldığı, Davalının davalıya cevap dilekçesinde davalının fiili geçmiş dönem satış verilerini esas alarak günlük 288.34 TL kâr belirleyerek çalışılması gereken süre olarak belirlediği 869 gün üzerinden 250.568.53 TL kâr mahrumiyeti hesaplamasında bulunduğu görülmekte ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin yukarıda açıklanan 8.c.maddesinde mahrum kalınan kârın
hesaplanış tarzı; “ sözleşme süresince satış taahhüt edilen ürün miktarından, bayi tarafından satılan ürün miktarı düşüldükten sonra bulunacak miktar üzerinden hesaplanacaktır.” Şeklinde belirlenmiş olduğundan, davacı tarafından davalıya verilmiş olunan herhangi bir ürün satış taahhüdü de bulunmadığından, davalı tarafından fiili geçmiş dönem satış verileri baz alınarak yapılmış olunan kâr mahrumiyeti hesaplamasının taraflar arasındaki sözleşmenin yukarıda açıklanan 8.c.maddesi hükmüne uygun olarak yapılmadığının görüldüğü, Davalının fiili geçmiş dönem satış verilerini esas alarak kâr mahrumiyeti hesaplamasında bulunduğu görülmekte ise de, geleceğe yönelik olarak yapılacak kâr mahrumiyeti hesabında fesih tarihine yakın döneme ait —- yılına ait satış ve maliyet verilerinin esas alınması gerektiği, davalı şirketin —yılına ilişkin olarak—–raporladığının görüldüğü, davalı şirketin sözleşme feshinden dolayı mahrum kalınan kâr hesabına baz oluşturabilecek faaliyet kârının da bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı,
7)Yukarıdaki tespitler sonucunda; davacının davalıya 23.11.2018 tarihinde
ödemiş olduğu 250.568.53 TL tutarındaki kâr mahrumiyeti tutarını davacının
davalıdan 23.11.2018 tarihinden iĢleyecek yıllık %19.50 ve değiĢen oranlardaki avans faizi ile birlikte talep edebileceği, ” görüşünü bildirir rapor tanzim edilmiştir. Bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği görüldü. İtirazlar doğrultusunda dosyanın bilirkişi heyetine bir ——– uzmanı eklenmek suretiyle bilirkişilerden ek rapor alınmasına dair karar verildiği, Teknik bilirkişi heyeti 01/06/2022 tarihli ek raporu sonuç kısmında; Yapılan ek incelemeler sonucunda;Kök raporda sunulan görüş ve tespitlerde herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığı, davacının davalıya 23.11.2018 tarihinde ödemiş olduğu 250.568.53 TL tutarındaki kâr mahrumiyeti tutarını davacının davalıdan 23.11.2018 tarihinden işleyecek yıllık %19.50 ve değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte talep edebileceği, ” görüşünü bildirir ek rapor tanzim edilmiştir.Bilirkişi ek raporunun taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği görüldü.Dosyanın bilirkişilere verilerek, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden kaynaklanan mahrum kalınan karın oluşma ihtimaline binaen, taraflar arasındaki 3 yıl süren ilişki kapsamında yapılan alış-satış tutarları esas alınmak suretiyle mahrum kalınan karın hesaplanarak raporun mahkemeye sunulmasının istendiği görüldü. Teknik bilirkişi heyeti 23/11/2022 tarihli 2.ek raporu sonuç kısmında;” Sayın Mahkemenin ara kararı doğrultusunda yapılan ek incelemeler sonucunda;
Alış satış tutarları esas alınarak davalının 7.10.2015 sözleşme tarihi ile 16.8.2018 fesih tarihi arasındaki 1044 gün süre içindeki kar tutarı 300.636.- TL olup, günlük kar tutarının 300.636/1044 = 287.96 TL olduğu,287.96 TL tutarındaki günlük kar esas alınarak 16.8.2018 fesih tarihi ile 7.10.2020sözleşme bitiş tarihi arasındaki 783 süredeki muhtemel karlılığın ise 287.96 X 783 =225.47268TL olduğu,Yukarıdaki karlılık tutarlarının alım ve satım farklarından oluşan Brüt Satış Karlılığıolduğu, kar mahrumiyeti hesabı için Brüt Satış Karından işletme faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi için yapılan ——— dolaysıyla katlanılan Maliyetlerin yani Faaliyet Giderlerinin düşülmesinin gerektiği, bu kapsamda davalı şirketin 2018 yılına ilişkin gelir tablosundaki Brüt Satış Karından Faaliyet Giderleri çıkarıldığında davalı şirketin 10.759.370.81 TL tutarında Faaliyet Zararının bulunduğu anlaşılmakta olunup, mahrum kalınan kâr hesabına baz oluşturabilecek faaliyet kârının bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı, dolaysıyla bu kapsamda davalının davacıdan kâr mahrumiyeti talep edemeyeceği,Taraflar arasındaki sözleşmenin 8.c.maddesinde Mahrum kalınan kârın hesaplanış tarzı; “ Sözleşme süresince satış taahhüt edilen ürün miktarından, bayi tarafından satılan ürün miktarı düşüldükten sonra bulunacak miktar üzerinden hesaplanacaktır.” Şeklinde belirlenmiş olup, davacı tarafından davalıya verilmiş olunan herhangi bir. ürün satış taahhüdü bulunmadığından mahrum kalınan kâr hesabına baz oluşturabilecek ürün satış taahhüdü verisi olmadığından, bu kapsamda da hesaplama yapılamadığı, bu bağlamda da davalının Zararının hesaplamada dikkate alınmadığı, yapılan hesaplamanın taraflar arasındaki sözleşmenin 8.c.maddesine de uygun olarak yapılmadığı, fesih tarihine kadar fiilen yapılmış olunan alış-satış tutarları baz alınmak suretiyle kar Mahrumiyeti hesabının yapılmasının da mümkün bulunmadığı, zira davacının davalıya vermiş olduğu herhangi bir alım taahhüdünün bulunmadığı, sonuç olarak davalının davacıdan kâr Mahrumiyeti talep edemeyeceği, ” görüşlerini bildirir rapor tanzim edilmiştir.
Bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği görüldü.

DELİLLER;
*Ticari defter kayıtları
*Taraf şirketlere ait – formları
*Bilirkişi rapor, bilirkişi heyeti ek raporu, bilirkişi heyeti 2. Ek raporu,
*Tüm dosya kapsamı

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) istemine ilişkindir.
Davacı ve davalı arasında Akaryakıt İstasyonu Bayilik Sözleşmesi akdedildiği, sözleşme kapsamında davacının davalıya ——— teminat mektubu verdiği, taraflar arasındaki sözleşme sona ermesi nedeni ile teminat mektubunun davacının davalıdan iadesini talep ettiği, davalının teminat mektubunu iade etmediği, davalının teminat mektubunu nakde çevirmemesi için davacının 275.221,53 TL davalıya yapmış olduğu ödemenin iadesinin gerekip gerekmediği, davacının teminat mektubu nedeni ile davalıya borçlu olup olmadığı, hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili aleyhine açılmış otomasyon bedeli ve kar kaybı talebi konulu ve derdest olan ——-sayılı dosyası ile birleştirme talepli iş bu davayı açmış, birleştirme talebi değerlendirme aşamasındayken ——– sayılı dosyasında karar verilmiştir.
Davacı talebinde; davalı şirket ve müvekkili arasında 07/10/2015 tarihinde ———-yıllık bayilik ilişkisi kurulduğu, —— bulunan —— kira sözleşmesi 3 yıllık süre sonunda sözleşmenin yenilenmemesi ve umulmayan bir hal gerçekleştiği için sözleşmeye devam edilmediği ve kira ilişkisinin sonlandığını, müvekkili tarafından kendilerine verilen——–teminat mektubunun iadesini talep ettiği ancak davalının kar mahrumiyeti ve otomasyon bedeli adı altında 275.221,53 TL talep ettiği, müvekkilini teminat mektubunu bozdurma baskısı ile davalıya 275.221,53 TL ödeme yaptığı , haksız ve teminat mektubunun bozdurulma baskısı ile ödenen bu bedelin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini ve borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; cari hesap alacağı, kar mahrumiyet alacağı, sözleşmenin haksız feshedildiğini, teminat mektubunun hukuka uygun olarak nakde tahvil edildiğini, bu nedenlerle davanın haksız olduğunu ve reddini talep etmiştir.
——— sayılı dosyası celp edilerek incelenmiş, davacı tarafından yapılan ödemenin teminat mektubuna istinaden yapıldığına dair ihtirazi kayıt düşülerek yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya ——— Uzmanı Bilirkişi ve Bir Mali Müşavir bilirkişiye verilerek rapor düzenlenmesi istenmiştir.
Taraflar arasında 07/10/2015 başlangıç tarihli 5 yıl süreli akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesi imzalanmış, davacı davalının bayisi olmuştur. Davacı davalıya bayilik sözleşmesinden doğmuş ve doğacak borçlarının ariyet olarak teslim edilmiş demirbaşların ve mahrum kalınan karlarının teminatını teşkil etmek üzere 500.000 TL bedelli teminat mektubu vermiştir. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 8.a maddesi; ”———–aşağıda belirtilen hallerde işbu sözleşmeyi süresinden önce ve ihtara ve hükme hacet kalmaksızın dilediği anda feshedebilir, İstasyon ruhsatı ve/veya ——–almış olduğu lisans iptal edilir veya faaliyeti geçici olarak durdurulur ise” hükmündedir.
Davacının lisansının ——- iptal edildiği anlaşılmaktadır.Davalı, davacının lisansının ———– tarihinde iptal edilmesi nedeniyle bayilik ilişkisinin sona erdirildiğini —– bildirdiği, bayilik ilişkisinin sözleşmenin bitiş tarihi olan —– tarihi itibariyle sona ermiş olduğu anlaşılmakta olunup, davacının lisansının ———— iptal edilmiş olması nedeniyle bayilik ilişkisinin sona ermesine davacının sebebiyet verdiği, davacı tarafından 23.11.2018 tarihinde davalıya 275.171,53 TL ödeme yapıldığından davalının 500.000 TL tutarlı teminat mektubunu bankaya iade ettiği, davalı ödenen bu bedelin müvekkiline 250.568,53 TL tutarlı kar mahrumiyeti fatura bedeli olduğunu belirtmiş, yapılan defter incelemesinde kar mahrumiyeti faturasının davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmış ayrıca davalının mahrum kaldığı karın bulunduğunu belirtmiş ise de davacı tarafından davalıya verilen herhangi bir ürün satış taahhüdü bulunmadığı, sözleşmeden herhangi bir hüküm bulunmadığı, ayrıca davacının mahrum kalınan kar hesabına baz oluşturabilecek faaliyet karının da bulunmadığı anlaşılmakla davacının taleplerinin haklıı olduğu davalının iddialarını ispat edemediği, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
2-275.221,53-TL nin 23/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-Karar ve ilâm harcı olan 18.800,00-TL harçtan peşin alınan 4.700,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 14.099,90‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 41.531,01-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan 4.750,90-TL toplam harç ücreti ile bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere 3.661,68-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzene karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——- Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2023