Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/293 E. 2023/424 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/293 Esas
KARAR NO : 2023/424 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilin davalı borçlu —– İle ticari ilişkilerinden dolayı cari hesap işlemlerinden doğan ödemelerinin yapılmadığını, söz konusu alacağın tahsili amacıyla görüşmeler yapıldığını, davalı tarafın ödemeden imtina etmesi sonucu icra takibi başlatıldığını, dava itirazının alacağı geciktirmeye yönelik, haksız ve kötü niyetli olduğundan, itirazın iptalini talep etme zorunluluğu doğduğunu belirterek; Davalı-borçlu ——. aleyhine 07.02.2020 tarihinde—– İcra Müdürlüğünün —–Esas numaralı dosyasında icra takibi başlatıldığını, Takip talebinde alacağın nedeni olarak, cari hesaptan doğan 232.491,95 TL. tutarlı muhtelir faturadan kalan alacak bakiyesi gösterilmiştir. Davacı icra talebinde 232.491,95 TL. astl alacağın, icra giderleri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiz oranı ile tahsili talebinde bulunmuştur. Ödeme emri davalıya 10.07.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı ——-14.07.2020 tarihinde takibe itiraz etmiş ve İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verilmiştir. 04.01.2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Ticari davalardan,konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuk’a başvurulmuş şartı olması nedeniyle taraflar 22.07.2020 tarihinde başvurularak görüşmelerin yapıldığını ve 20.08.2020 tarihli son tutanakla da anlaşmanın sağlanamadığından, Davalı borçlunun yaptığı itirazım iptali ile takibin devamına, davalı yanın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine,yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından düzenlenerek müvekkiline gönderilen ve müvekkili tarafından kabul edilmeyip iade faturasının kesilerek iade edildiğini, davacıya iade edilen faturaların 01.06.2020 tarihinde tekrar düzenlenerek müvekkiline gönderildiği ve yine gönderilen bu faturaların tekrar iade edildiği, Davacı tarafından gönderilen fatura içeriklerindeki işlemlerin neye göre ve nasıl belirlendiğinin bilinmediği,gerçekte yapılmış işlemlere ait bedellerin emsal mal – hizmet bedelleri ile uyumlu olarak düzenlenmediği, uyumlu olsa bile bu faturalardaki mal-hizmet konularına ait hasarların müvekkilin zilyetliğinde iken olmadığını, “Faturalar içerisinde yer alan km aşım bedellerinin kabul edilemeyeceğini zira taraflar arasında km. bazında herhangi bir anlaşme ve sözleşme yapılmamış olup kim aşım bedellerinin neye göre hesap edildiğinin ispat yükü davacıya ait olduğunu, Davacı tarafından yönetilmiş olan borca ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiklerini, davacının dava dilekçesindeki beyan etmiş olduğu tüm alacaklarının ödendiğini, Açılan iş bu davanın Haksız ve Hukuki Dayanaktan Yoksun olduğunu, Haksız ve dayanıksız açılan iş bu davanın reddi ile %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Mahkememiz iş bu dava dosyasında —- esas —— sayılı karar ilamı ile 03/11/2022 tarihinde davanın reddine dair karar verildiği görüldü.
Mahkememiz kararının davacı vekilince istinaf edildiği—–Bölge Adliye Mahkemesi—– Hukuk Dairesinin —–esas —— sayılı kararı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına dair karar verildiği ” karar ilamında somut olayda araç kira sözleşmesinden kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği görülmekle, mahkemece Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde esastan karar verilmesi hatalı olup, istinaf sebeplerinin değişik gerekçe ile kabulünün gerektiğine dair” karar verildiği görüldü.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlığın konusu taraflar arasında mevcut olduğu ileri sürülen ticari ilişki sebebiyle davacı tarafça davalı arasında araç kiralama , kilometre aşım bedeli, işçilik ve onarım bedeli hizmetlerinden kaynaklandığı iddia olunan alacaklarının tahsili yönünde yapılan takipte davacının davalıdan takibe konu fatura alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartı olması sebebiyle yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Ayrıca mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 138. maddeleri ve usul ekonomisi uyarınca mümkündür. (Yargıtay HGK —–Esas —– Karar sayılı ilamı)
Mahkememizce görev husus öncelikli olarak incelenmiştir.
Burada Ticaret mahkemelerinin görevi ile ilgili bilgi vermekte fayda bulunmaktadır. Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir.
Somut olayda, —–Vergi Müdürlüğüne ve—– Ticaret Sicil Müdürlüğüne, —–Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğine yazılan müzekkere cevapları dikkate alındığında davalı —— tacir olmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının alacağı temlik aldığı davadışı şirket ve davalı arasında vakum pompası ve yağ tasfiyesi cihazının kiralanmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; eldeki davanın ticari dava olması için tek başına yeterli olmadığı, nispi veya mutlak ticari dava şartlarının bulunması gerektiği, eldeki dosya bakımından bu şartların oluşmadığı dikkate alındığında eldeki dosya bakımından mahkememizin görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğuna mahkememizce kanaat getirilmiş, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USÛLDEN REDDİ ile GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya —- Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Karar kesinleştikten sonra ve istek halinde HMK 20. Maddesi gereğince iki haftalık süre içinde dosyanın görevli —–Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
6-Kararın talep halinde davacı vekiline ve davalıya tebliğe çıkarılmasına,Dair, davacı vekilinin huzurunda, davalının yokluğunda HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.