Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/222 E. 2023/531 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/222 Esas
KARAR NO: 2023/531
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 29/03/2023
KARAR TARİHİ: 12/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— Şti.’nin —— sicil numarası ile ——- Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı iken resen terkin edilerek 19.10.2015 tarihinde ——- yayınlandığını, ——-, ——, ——- ve Ticaret Müfettişi ——-, ——– tarafından düzenlenen 27.04.2015 tarihli 277-B/11 sayılı cevaplı raporda; ”Rapora konu —— Şti.’nin gerçekleştirdiği otomobil ithalatlarına ilişkin serbest dolaşıma giriş beyannameleri eki faturalarda kayıtlı kıymetler ile ——- Gümrük İdaresinden temin edilen faturalar ve muhteviyatı araç kıymetlerini gösterir Excel listelerinde kayıtlı araç kıymetlerinin kıyaslanması sonucunda ekteki listede yer alan (6) adet aracın serbest dolaşıma giriş beyannamelerinde kayıtlı kıymetlerinin, araçların gerçek kıymetlerinden düşük olduğu” anlaşıldığından ——- Gümrük Müdürlüğünce 26.05.2015 tarihli, —— sayılı ek tahakkuk kararı ve 26.05.2015 tarihli, —— sayılı ceza kararı düzenlendiğini, anılan raporda 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa göre soruşturma yürütülmesi ve 27.04.2015 tarihli, —— sayılı Soruşturma Raporu düzenlenmiş olması dikkate alınarak, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 197. maddesi uyarınca bu rapor doğrultusunda gelişecek adli sürecin takip edilerek dava açılması halinde kararlarının tebliğ edilmesinin talimatlandırıldığını, —— Gümrük Müdürlüğü’nden alınan 22.03.2023 /——- tarih/sayılı yazıda; —— E. sayılı dosyasında ceza davası açıldığını ve eki —— Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 10.11.2015 tarihli, Soruşturma No:——- Esas No:——- ve İddianame No: —— sayılı iddianamelerinde Müdürlüklerince tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin yer alması üzerine söz konusu kararlar anılan firmaya tebliğ edilmek istenildiği ancak tebligatların iade edildiğini, ——- yapılan sorgulamada firmanın 19.10.2015 tarihli gazetede firmanın ticaret sicil gazetesinden resen silindiği ve ——- Bakanlığı ile entegre olan —— Programında firmanın mali durumunun “terk” olduğunun anlaşıldığını, bu nedenle ek tahakkuk ve ceza kararlarının şirket müdürü unvanıyla —— ve şirketin %5 hisseli ortağı ——- tebliğ yoluna gidildiği, şirket müdürü —— söz konusu kararların 7201 sayılı Kanunun 28. ve 31. maddeleri gereğince ilanen tebligat yapıldığını, 17.05.2022 tarihli, —— sayılı yazıları ile ödeme emri belgesi düzenlenerek yine ilanen tebligat yapıldığını ve 25.07.2022 tarihli, —— sayılı haciz varakası düzenlenerek 28.07.2022 tarihli, ——- sayılı yazıları ekinde Bölge Müdürlüğüne gönderildiğini, ——- muhatap 22.02.2022 tarihli, ——- sayılı yazıları ekinde söz konusu kararların adı geçene 04.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, Bölge Müdürlüğüne yapılan itiraz neticesinde Bölge Müdürlüğüne 11.06.2022 tarihli, ——- sayılı yazıları ekinde itirazın reddine kararların onanmasına karar verildiğini, söz konusu kararın ——- Vergi Mahkemesi’nin ——- esas sayılı dosyasına konu edildiğinin belirtildiğini, —— Vergi Mahkemesi’nce yapılan yargılama neticesinde, anılan mahkemenin ——- esas, ——- Karar sayılı ilamında “Bu durumda, şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle hiçbir hukuksal sonuç doğurmayacak olan ek tahakkuk ve ceza kararlarına vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle ve davacı tarafından kendi adına açılan işbu davanın ehliyet yönünden reddi gerekmektedir.” gerekçesiyle “davanın ehliyet yönünden reddine” karar verildiğini, bahse konu olayda, anılan firmanın ticaret sicil gazetesinden resen silindiğini ve tüzel kişiliğinin sona ermiş olduğu anlaşıldığından, ——- sayılı ek tahakkuk kararı ve —— sayılı ceza kararı için anılan firma adına ek tasfiye işlemlerinin başlatılmasının istenildiğini, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulu Hakkında Kanunun 54ncü maddesinde; ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağını, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28.11.2017 tarihli ve 7061 sayılı Kanunun 9. Maddesi ile değişik 55. Maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağını, 58. maddesinde de; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan Vergi Mahkemesi nezdinde dava açabileceğinin hükme bağlandığını, bu nedenlerle —— sicil numaralı ticaret sicilinden resen silinmiş —— Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün, Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki taleplerinin, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verdiğini, aksi halde, gerekçe göstererek tescil talebini reddettiğini, müvekkili müdürlüğe —— ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı tasfiye halinde —— Şti.’nin prosedürlere uygun olarak tasfiye edildiğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan tasfiye sürecindeki eksik yada erken sonuçlandırılan tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde eksik olarak yapıldığı iddia edelin işlemlerin muhatabının tasfiye memuru olduğunu, bu nedenle müvekkilinin yasal hasım konumunda olduğundan yargılama masraflarının üzerlerine yüklenmemesi gerektiğini, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava; —— esas sayılı dosyasında taraf teşkili sağlanabilmesi için açılan dava dışı tasfiye halinde —– Şti.’nin ihyası davasıdır. —– ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı tasfiye halinde —— Şti.’nin, ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; şirketin ana sözleşmesinin 13.10.2004, ortaklarının—– ve —–, tek yetkilisinin —– olduğu, şirketin son tescilini 09.10.2015 tarihinde yaptırdığı, 6102 sayılı TTK’nın geçici 5 maddesi (1-b) bendi gereğince resen terkin edildiği görülmüştür.
Davacı tarafından dava dışı tasfiye halinde —— Şti.’nin, —— esas sayılı dosyasında taraf teşkili sağlanabilmesi için dava dışı şirketin ticaret sicilden resen terkin edilmesinden dolayı ihya davası açıldığı görülmüştür. 6102 sayılı TTK’nun 547/(2). maddesi gereğince ek tasfiye, ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için de bir yada birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanması ve ek tasfiye ile atanmaya ilişkin keyfiyetin sicilde tescil edilmelidir. Bu kapsamda şirketin ihyasında davacının hukuki menfaatinin bulunduğu tespit edilmiş olup, 6102 sayılı TTK 547. maddesinde “…tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilir”, şeklinde düzenleme bulunduğu, davacının tasfiye esnasında derdest olan icra takibi dosyası nedeniyle bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, bu nedenle davanın kabulüyle—— Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün —— ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı tasfiye halinde —— Şti.’nin, —— esas sayılı dosyasındaki işlemler ile sınırlı olmak üzere ihyasına, tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için, TTK’nın 547/2. maddesine göre, şirketin yetkili ortağı —— tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş, davalı—— Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ise yasal hasım olması ve davalı ticaret sicil müdürlüğünün işbu davanın açılmasında üzerine atfedilecek bir kusur ve ihmalinin bulunamaması karşısında, davalı —— Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı, dosya kapsamı itibarıyla davalı tasfiye memurunun, dava ve tasfiyenin sonlandırılmasına dair karar tarihleri dikkate alındığında dava konusunda bilgi sahibi olmasının beklenemeyeceği, bu nedenle tasfiyeyi sonlandırmasının hatalı olduğunun ve bu davanın açılmasına sebebiyet verdiğinin söylenemeyeceği, yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacağı anlaşılmış olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
TTK’nun 547. maddesi gereğince —— Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün —— ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı —— Şirketi’nin —— esas sayılı dosyasındaki işlemlerle sınırlı olmak üzere ihyasına,
2-Şirketin ticaret siciline tescil ve kararının özetinin —- ilanına,
3-TTK’nun 547/2. maddesi uyarınca ——- tasfiye memuru olarak atanmasına,
4-Davacı harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12.07.2023