Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/810 E. 2023/345 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/810 Esas
KARAR NO : 2023/345

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 24/10/2022
KARAR TARİHİ : 26/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin şirketten ayrılmak istediğini, diğer ortak —–bildirdiğini, ayrılma işlemleri için gerekli işlemlerin yapılmasını istediğini,—— daha sonra müvekkiline ayrılma işleminin gerçekleştiğini ve şirketle bir bağının kalmadığını bildirdiğini, bu bildirimden sonra müvekkilinin şirketle alakalı herhangi bir genel kurula katılmadığını, şirketin faaliyetlerinden haberdar olmadığını, sirketin mali durumuyla alakalı hiçbir bilgisinin olmadığını, şirketten herhangi bir menfaat temin etmediğini, ancak 2021 Eylül ayından itibaren çeşitli vergi dairelerinden —- ve —– Müdürlüklerinden şirkete ait vergi borçlarının müvekkiline tebiiğ edildiğini, bu borçların müvekkilinin hissesi oranında ödenmesinin istendiğini, durumu öğrenmek için şirket müdürü—–iletişim kuramadığını, şirket müdürü —– bütün iletişim kanallarında müvekkilini engellediğini, bu durumun ortaklar arasında anlaşmazlık, güvensizlik ve ortaklığın çekilmez halde olduğunu gösterdiğini, müvekkilinin haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENİDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; davacının davalı şirket ortaklığından çıkması talebine yöneliktir.
—- Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün —– sicil numarasında kayıtlı Davalı —— ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; sermayesinin 50.000,00 TL, ana sözleşmesinin 02.12.1994, ortaklarının—– ve …, yetkilisinin —— olduğu, şirketin son tescilini 12.10.2015 tarihinde yaptırdığı görülmüştür.
Mahkememizce yargılama sırasında bilirkişiden 20.03.2023 tarihli bilirkişi raporu alınmış, alınan rapor denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.Bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 20.03.2023 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı şirketin —- Vergi Dairesi’nin … kurumlar vergisi mükellefi olduğu, 31.12.2018 tarihinde resen terk ettirildiği, davalı şirketin Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı (—–Başkanlığı) tarafından 2016-2017 dönemine ait “tamamen sahte belge düzenleme” yönünden 31.08.2020 tarıh—–sayılı Vergi Tekniği Raporu (Vergi İnceleme Raporu) düzenlendiği, Vergi İnceleme Raporunda 31.08.2020 tarih itibariyle Vergi Dairelerine ödenmesi gereken borçların;
—– VD. : 40.102,88 TL /Gecikme Zammı Dahil)
—– VD: 402.639,10 TL /Gecikme Zammı Dahil)
——VD: 349.109,75 TL (Gecikme Zammı Dahil)
Olmak üzere toplam 791.851,74 TL olduğu, bu tutara 31.08.2020 tarihi itibariyle olup ödeme tarihine kadar ayrıca gecikme zammı hesaplanacağı, davalı kurumun Vergi Tekniği Raporu ile sabit, düzenlediği sahte faturaların KDV dâhil 2016 yılı hesap dönemindeki tutarı 8.998.003,19 TL olduğu, komisyon oranının 8.998.003,19 x 0,02 = 179.960,06 TL, 2017 yılı hesap dönemi KDV dahil sahte faturalar toplamının 1.856.966,00 x 0,02 = 37.139,32 TL, toplamda vergiye tabi gelirin 179.960,06 + 37.139,32 = 217.099,38 TL olduğu, ayrıca üzerinde vergi ceza ve gecikme zammının hesaplanacağı, Vergi İnceleme Raporunda tespit edilen sahte belge (fatura) düzenleyen şirket müdürü ve şirket ortağı —– 2016 ve 2017 hesap döneminde sahte belge düzenleme fiili nedeniyle 213 sayılı VUK’un 359-b ve 367. maddeleri gereğince Vergi Suçu Raporu düzenlenerek kamu davası açıldığı, sahte belge kullanımı fiili ile ilgili davacı ortağın herhangi bir soarumluluğunun olmadığı, sahte belge düzenleme fiilinden şirket ortağı ve müdürü —– sorumlu olduğu, davacı ortağın sorumluluğunun AATUHK’nun 35. maddesine göre sermaye oranı (%1) kadar olduğu, —-Ortaklarının kural olarak yalnızca Limited Şirkete karşı sorumlu olduğu, bu sorumluluğun ortakların şirkete girmeyi taahhüt ettikleri sermaye payı borcundan ve eğer ana sözleşmede öngörülmüşse ek ödeme ve yan ödeme yükümlülüklerinden doğacağı, ortakların belirtilen sorumluluğun istisnalarından birinin Amme Alacaklarının Tahsil Usul Hakkında Kanunun (AATUHK) 35. maddesinde yer alan maddeye göre —- Şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacağı tespitleri yapılmıştır. 6102 sayılı TTK’nin 638. maddesinin 2. fırkasında —– şirkette ortakların haklı sebebinin varlığı halinde şirketten ayrılabilecekleri düzenlenmiştir. Bu hakkın, kullanılması için şirket sözleşmesinde öngörülmüş olması gerekmemektedir. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilecektir.
TTK’nın 638/2. maddelerinde her ortağın haklı sebeplerin mevcudiyeti halinde mahkemeden ortaklıktan çıkmasına karar verilmesini isteme hakkı bulunduğu belirtildiği halde, haklı sebeplerin ne olduğu konusunda herhangi bir tanım yapmamıştır. Bu konuda kanun koyucunun haklı sebepten ne anladığının tespiti için kollektif şirketlere ilişkin TTK’nın 245.maddesinden yararlanılabilir. Buna göre haklı sebep, şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkansız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olmasıdır. Bu tanım genel bir tanım olup, Kanun’un “haklı sebep”e sonuç bağladığı tüm hallerde bu tanımdan yararlanılabilir.
Öte yandan, davacının —–şirketten çıkmaya izin verilmesi isteminde, şirketin iştigal konusu ile ilgili bilgi, görgü ve tecrübeye sahip olmamasının tek başına yeterli olmadığı, fakat şirket müdürünün bilgi vermekten kaçındığı iddiasının da olmasına göre, bu hususunda haklı sebep olarak değerlendirilmesi gerektiği, sonuç olarak, davacının, ortak şirket müdürünün şirkette sahte belge düzenleyerek haksız kazanç elde ettiği, şirket borçlarını ödemediği, kamu alacaklarına karşı şirkette hiçbir yetki ve tasarrufu olmayan davacınında hissesi oranında amme alacaklarına karşı sorumlu olduğu, 6102 sayılı yasanın 638. Maddesinin 2. Fıkrasında ve TTK’nın 245. Maddesinde sayılan haklı sebeplerin davacı yönünden oluştuğu kanaatine ulaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE;
Davacının ——%1 oranındaki ortaklıktan çıkma koşullarının oluşması nedeniyle TTK’nun 638/2. Maddesi uyarınca çıkma talebinin KABULÜNE ve bu şirketin ortaklığından çıkmasına,
2-Karar kesinleştiğinde kararın ÖZETİNİN TİCARET SİCİL TESCİL VE İLANINA,
3-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile kalan 99,20 TL harcın davalı şirketten alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı ve 2.749,00 TL dosya masrafı olmak üzere toplam 2910,40 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.