Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/802 E. 2023/685 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/802 Esas
KARAR NO: 2023/685
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/10/2022
KARAR TARİHİ: 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı davalı ——– karşı ——– esas sayılı dosyası ile toplam alacağı olan 296.731,00-TL’lik ilamsız icra takibi başlatılmış olup, davalı kurumun 16.11.2021 tarihinde takibe itiraz ettiğini, her ne kadar takip talebinde yazan şirket unvanı ile dava dilekçesinde yazan unvan farklı olsa da ——– şirketi, ——– şirketi Tarafından devralındığını, bu durumun arabuluculuk son tutanağında da belirtildiğini, her iki şirketin vergi numarasının aynı olmasından dolayı, takip talebi açılırken UYAP üzerinden yapılan aramada ——- şirketi ——— Şubesi bilgileri çıkmış olup takibin açıldığını, arabuluculuk görüşmesinde de söz konusu durumun kabul edilip iki unvanın aynı anda kullanıldığını ve devralma ile ——- şirketi üzerinden faaliyetlere devam edildiğinin tespit edildiğini, davacının 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun, Büyükşehir Belediyesi’nin Görev Yetki ve Sorumlulukları başlıklı 7. Maddesinin (f) bendi ” … durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemelerinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.” hükmüne istinaden ——— Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 18.02.2005 tarih ve ——– sayılı kararı ile kurulduğunu ve 16.01.2009 tarih ve ———- sayılı kararları ile ———- genelindeki ———- Büyükşehir Belediyesi’nin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yol üstü, açık, katlı, kapalı otoporkları işletmektedir. ——— çoğunluk hisseleri ——— Büyükşehir Belediyesi ve iştiraklerine ait olup 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındadır ve ——– denetime tabi olduğunu, davalı ile davacı arasında 16.11.2018 tarihli Otopark Abonelik Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşemeye göre davalı şirketin “——— İlçesi ——–Kavşağı —— Ada ———- Parsel önü ———- adresinde bulunan ve ———-Büyükşehir Belediyesi tasarrufunda bulunup ———- tarafından işletilen otoparkın işbu sözleşme ekinde belirtilen kısmını belirtilen şartlarda abone ücreti karşılığında” kullanacağını, yine sözleşmenin 3.1. Maddesine göre aylık abonelik ücreti 2019 yılı için 9.615,00 TL+KDV olarak kararlaştırıldığını, sözleşmenin 2020 ve 2021 yıllarında da devam ettiğini, davalının abonelik ücretlerini ödememesi nedeniyle ——— E. Sayılı İcra dosyası ile 285.591,00 TL. Asıl Alacak ve 11.140 TL. İşlemiş faiz toplam 296.731,00 TL. Üzerinden 04.11.2022 tarihinde icra takibi başlatıldığını, borçlunun 16.11.2022 tarihinde borca itiraz ettiğini, davalı şirketin otoparkı kullanmasına rağmen borcu ödemediğini, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek davalının ——— E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, davalı/borçlunun takibe haksız olarak itirazı nedeniyle alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava; İcra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. ——— Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.6102 sayılı TTK Madde 64-(1) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür. Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır. 6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.Mahkememizin 29/11/2022 tarihli duruşma ara kararı ile 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara 2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye verilmiş, SMMM bilirkişinin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiş, verilen kesin süreye rağmen davalı tarafından ticari defter ve kayıtlar sunulmamıştır.Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) bilirkişi——— tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı Şirketin 285.591,00 TL asıl ve 11.140,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 296.731,00 TL alacak talebi üzerinden harçlandırmak suretiyle İtirazın İptali istemi ile Davalı şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacı Şirketin, Davalı Şirketten Takip Tarihi itibarıyla, Faturalara dayalı Açık C/H” tan kaynaklanan 300.931,17 TL ASIL Alacak Bakiyesinin mevcut bulunduğu tespit edilmekle, Davacı Şirketin işbu davaya ve davanın dayandığı takibe konu edilen 285.591,00 TL asıl alacak talebinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı Şirketin 11.140,00 TL İşlemiş Faiz Talebinin ise, Hukuki Değerlendirmeye muhtaç bulunması sebebiyle, Sayın Mahkemece değerlendirilebileceği…” belirtilmiştir.Tanzim edilen rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilince rapora karşı beyan dilekçesi dosyaya sunulmuştur.Mahkememizin 28/03/2023 tarihli celse ara kararı ile dosya ek rapor tanzim edilmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, tanzim edilen ek raporda özetle;”…Davacı Şirketin 285.591,00 TL ASIL ve 11.140,00 TL İŞLEMİŞ FAİZ olmak üzere TOPLAM 296.731,00 TL ALACAK TALEBİ üzerinden harçlandırmak suretiyle İtirazın İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; davacı Şirketin işbu davaya ve davanın dayandığı takibe konu edilen 285.591,00 TL ASIL ALACAK ve 11.140,00 TL İşlemiş Faiz Talebinde bir isabetsizlik bulunmadığı…” belirtilmiştir.Tanzim edilen ek rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilince ek rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından taraflar arasında 16/11/2018 tarihli Otopark Abonelik Sözleşmesi bulunduğunu, abonelik ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek ödenmeyen abonelik ücretlerinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle huzurdaki davanın açılmıştır.Davalı tarafından usulüne uygun yapıldığı anlaşılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunulmadığından 6100 sayılı HMK. m. 128/1 uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr ettiği varsayılmıştır.İcra dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından ——— Esas sayılı icra dosyasından 285.591,00-TL asıl alacak, 11.140,00-TL işlemiş temerrrüt faizi olmak üzere toplam 296.731,00-TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde borca itiraz edilerek takibin durduğu, huzurdaki davanın 296.731,00-TL üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.İcra dosyasında takip talebinde borçlu adının ”——— Şirketi ——— Şubesi” ve vergi numarasının ”———-” olarak yazıldığı, dava dilekçesinde davacı vekilince işbu hususun ——– şirketinin, ——– şirketi tarafından devralındığın, her iki şirketin vergi numaralarının aynı olmasından dolayı UYAP sisteminde ——— Şirketi ——–Şubesi” olarak çıkması nedeni ile adı geçen şirket yazılı olarak takip talebinde bulunulduğunu, bu hususa davalı tarafından itiraz edilmediğini ve arabuluculuk aşamasında da bu durumun belirtilerek ——– şirketi Olarak devam edildiğini beyan etmiştir.Dosyaya sunulu abonelik sözleşme suretinin incelenmesinden; taraflarının ——– şirketi ve ——— şirketi olduğu, sözleşmenin 16/11/2018 tarihinde imzalandığı, takibe dayanak faturaların ——— şirketine keşide edildiği görülmüştür. Mahkememizce ——– şirketi İle ——— şirketinin ticaret sicil kayıtları ve ——- örnekleri ilgili kurum internet sitesinden sorgulanarak dosya arasına alınmış, ——— şirketinin ——— şirketine devredildiği ve adı geçen her iki şirketin vergi numaralarının aynı olduğu, icra takibinde ——— şirketi olarak gösterilmek suretiyle itiraz dilekçesi sunulduğu ve bu hususa davalı tarafın bir itirazı bulunmadığı görülmekle, davalının pasif dava ehliyeti bulunduğu anlaşılmıştır.Yapılan yargılamada; Taraflara 6100 sayılı HMK 222. Madde ihtarı yapılmak suretiyle ticari defter ve kayıtların sunulmasına yönelik ara karar tesis edildiği, ara kararın usulüne uygun tebliğ edilmesine karşın davalı tarafından ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporu ile davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun şekilde tutulduğu ve lehine delil niteliğinde bulunduğunun, taraflar arasında 16/11/2018 Tarihinde akdedilen Abonelik Sözleşmesiyle 2022 yılına kadar süren ticari ilişki kapsamında, davacı şirketçe davalı şirket adına aylık periyotlar halinde otopark hizmet abonelik bedeli faturalarının düzenlendiği, abonelik faturalarının 2018 Yılı için Aylık KDV Dahil 10.089,00 TL, 2019 Yılı için Aylık KDV Dahil 11.345,70 TL, 2020 Yılı için Aylık KDV Dahil 13.275,00 TL, 2021 Yılı için Aylık KDV Dahil 15.340,00 TL olarak düzenlenmiş oldukları, faturalarda yer alan aylık abonelik bedellerinin sözleşmeye aykırılık teşkil etmedikleri, abonelik faturalarından kaynaklanan borçlara ilişkin davalı tarafından muhtelif tarih ve tutarlarda olmak üzere Banka ——– yapıldığı, davalı şirket tarafından banka aracılığıyla yapılan ödemelerin davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirketin fatura borçlarından mahsup edilmek suretiyle kaydedildiği, davacı şirketin davalı şirketten takiptarihi itibarıyla 300.931,17-TL asıl alacak bakiyesinin kaldığı tespit edildiğinin bildirildiği görülmüştür.Mahkemenin 28/03/2023 Tarihli celse ara kararı uyarınca; Taraflar arasındaki sözleşmenin 5. Maddesi dikkate alınarak hangi aya ilişkin faturalar yönünden hesaplama yapıldığı da açık gösterilmek suretiyle işlemiş faiz hesabı yapılması hususunda Ek Bilirkişi Raporu alınmasına karar verildiği, sunulan bilirkişi raporunda; Davacı Şirketin Takipte Talep Konusu yaptığı 285.591,00 TL Asıl Alacağının 31.01.2020 , 14.02.2020, 12.03.2020, 17.06.2020 ,08.07.2020 ,10.08.2020 ,08.09.2020 ,08.10.2020 ,11.11.2020
,18.12.2020
,31.01.2021
,16.02.2021
,11.03.2021
,30.04.2021
,10.05.2021
,08.06.2021
,09.07.2021
,11.08.2021
,09.09.2021
,08.10.2021 keşide tarihli faturalara dayandığı, fatura tarihlerinin 5. iş günü sonrası tarihlerden itibaren 08.11.2021 takip tarihine kadar değişen oranlarla ticari avans faizi tatbik edilmek suretiyle her bir fatura için, ayrı ayrı yapılan hesaplamalar sonucunda hesaplanan işlemiş faizin 36.808,90-TL olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsenmiştir.Yapılan yargılama ile taraflar arasında 16/11/2018 tarihli sözleşme kapsamında ticari ilişki bulunduğu, ticari ilişkinin 2022 yılına kadar devam ettiği, davacı tarafından sözleşme kapsamında aylık periyotlar halinde faturaların keşide edildiği, muhtelif tarihleride davalı tarafından banka yoluyla ödemeler yapıldığı, Mahkememizce HMK 222. Madde ihtarı yapılmak suretiyle tarafların ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmelerinin istendiği, usulüne uygun yapılan tebliğe karşın davalı tarafından ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, davacı tarafından sunulun defter ve kayıtların usulüne uygun tutulduğu ve lehine delil niteliğinin bulunduğu anlaşıldığı, alınan bilirkişi raporu ile davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 300.931,17-TL asıl acağı bulunduğu ve taraflar arasındaki sözleşmenin 5. Maddesi dikkate alınarak 36.808,90-TL işlemiş faiz isteminde bulunabileceğinin tespit edildiği, dosya kapsamında aksi bir savunma ve/veya delil bulunmadığı, bu kapsamda yapılan değerlendirmede taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile sözleşmeye dayanan alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının ——— Esas sayılı takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin takip talebindeki koşullar ile DEVAMINA,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 59.346,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 3.200,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 20.269,69-TL harçtan peşin alınan 3.583,77-TL harcın mahsubu ile bakiye 16.685,92‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 46.509,65-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 3.675,97-TL harç ve 2.347,50-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 6.023,47‬-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———- Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.24/10/2023