Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/798 E. 2023/411 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/798
KARAR NO : 2023/411
DAVA : İSTİRDAT
DAVA TARİHİ : 20/10/2022
KARAR TARİHİ : 26/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı —— Şirketi tarafından —— sayılı dosyası ile davacı şirket —— şirketi aleyhine 2.270,99-TL alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatılmış, ilgili icra emri davacı şirkete 31.08.2022 tarihinde tebellüğ ettiğini, takibe dayanak ilam ——- sayılı dosyasından kesin olarak kurulduğundan karara karşı yargı yolu kapalı olduğunu, bu sebeple ikame edilen icra dosyasına davacı şirket tarafından haciz baskısı ödeme yapılmak durumunda kalındığını, davacı şirketten haksız ve hukuki mesnetten yoksun şekilde tahsil edilen söz konusu 2.795,99-TL’nin ödeme tarihi olan 07.09.2022 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili amacı ile işbu davayı ikame etme zarureti hâsıl olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen ——- plakalı araç davacı şirket nezdinde ——- numaralı poliçe ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası ile sigortalı olduğunu, bu poliçede maddi zarar araç başına 43.000,000 TL ve kaza başına 86.000,000 TL olduğunu, teminat limitlerini bildirmenin davayı kabul anlamında olmadığını, davacı şirket uğradığı zararı tazmin etmek amacıyla —— şirketi 26.05.2022 tarihinde 39.393,72 TL tutarında davacı tarafa ise 10.606,28 TL tutarında ödeme yaptığını, poliçe bedeli 43.000,00 TL olmakla şirket tarafından dosya kapsamında yapılan ödeme 50.000,00 TL olduğunu, neticeten icra dosyasına Stopaj ve KDV tutarları düşülerek yapılan 2.795,99 TL’den davacı şirketin sorumluluğu bulunmadığını, haklı davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığı halde cebri icra takibi neticesinde ödemek zorunda kaldığı bedelin ödeme tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte istirdatına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yasal düzenlemelere rağmen davacı huzurdaki dava ile —— Esas ve —– K. Sayılı kesinleşmiş ilamında çözüme bağlanan uyuşmazlık hakkında yeniden yargılama talep etmiş olduğundan esasa dahi girilmeden dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, komisyon nezdinde görülen uyuşmazlıkta, poliçe limitinin tükendiğini ispat yükü üzerinde olan davalı sigorta Şirketi, aynı Mahkeme nezdinde olduğu gibi soyut beyanlardan öteye gitmeyerek hiçbir ödeme dekontu sunmaksızın sadece birtakım ödemeler yaptığını ve poliçe limitinin tükendiğini beyan ederek, iddialarından lehine hukuki sonuç doğurmaya çalıştığını, tahkim yargılamasında hakem re’sen delil toplayamadığından ve taraflarca getirilme ilkesi sıkı sıkıya uygulandığından sigorta şirketi üzerine düşen ispat külfetini yerine getiremediğini, tahkim yargılama usulünde hakemin re’sen delil toplama yetkisi bulunmamakta, yargılamanın kısa ve seri sonlanması için sadece kendisine sunulan evraklarla bağlı olduğu hükümde açıkça ifade edildiğini, buna karşılık sigorta şirketi soyut beyanlarıyla kendi lehine sonuç elde etmeyi amaçlamış ve yargılama aleyhine sonuçlanarak hüküm kesinleştikten sonra huzurdaki işbu istirdat davasını açtığını, kesinleşmiş bir Mahkeme ilamının bir başka Mahkemede dava konusu edilmesi derdestlik itirazına sebep olacağı gibi, Anayasa’da koruma bulan hukuk devleti ilkesi gereği yargı kararlarının denetimi yine yasalarla düzenlendiğinden Mahkemeden ——- vermiş olduğu bir kararın hatalı olduğuna ilişkin talepte bulunulması hukuken de mümkün olmadığını, her dava açıldığı tarihteki haklılık oranına göre değerlendirilmesi gerektiğini, dava açıldığı tarihi itibariyle mağdur davalının ——- başvurmasını gerektirecek haklı bir tazminat alacağı bulunduğu ve başvuru tarihi itibariyle de poliçe limiti dolmadığı için hakemin vermiş olduğu karar en azından yargılama giderleri ve vekalet ücreti açısından hukuka uygun olduğunu, Anayasal düzende hukuk devleti ilkesi gereği Mahkemenin —— kararlarını denetleme yetkisi bulunmadığından huzurdaki davada da davacı sigorta şirketinin ilam verildikten sonra ilam konusu alacağın ödendiği dolayısıyla ilamın mükerrer tahsili iddiası söz konusu olmadığından huzurdaki dava redde mahkum edilmesini, derdestlik itirazının esasa girilmeksizin incelenerek —– Esas ve —— K. Sayılı kesinleşmiş ilamına karşılık işbu istirdat davası açılamayacağından bahisle davanın reddine, davacının davasını ilamdan sonra ödeme iddiasına dayanmaması ve Mahkemenin de ——- kararlarını hukuken denetleme yetkisi bulunmaması sebebiyle işbu haksız davanın reddine, Sigorta Uyuşmazlık Hakeminin delil toplama yetkisinin bulunmadığı açık hükmü (5684 sayılı yasa m.30/15) sebebiyle, —— Esas ve —— K. Sayılı kesinleşmiş ilamının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle haksız davanın reddine, hukuka aykırı dava açan davalı aleyhinde yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, davacı şirketin davalı şirketten istirdat talebine ilişkindir.Mahkememiz tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; davacı tarafın takibe dayanak ilam —— kesin olarak kurulan kararına karşı yargı yolu kapalı olduğu, bu sebeple ikame edilen icra dosyasına davacı şirket tarafından haciz baskısı ile ödeme yapılmak durumunda kalındığı, davacı şirketten haksız ve hukuki mesnetten yoksun şekilde tahsil edildiği iddiası ile, söz konusu 2.795,99-TL’nin ödeme tarihi olan 07.09.2022 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili amacı ile işbu davanın açılmış olduğu görülmektedir. Davaya konu ödemesi yapılan icra takibinin ——- kesin kararına bağlı olarak başlatıldığı, icra takibi dosyasının ilamlı icra takibi olduğu, takibe konu kararın kesin nitelikte bulunduğu, Mahkememizce kesin nitelikte verilen karar aleyhine farklı bir hüküm kurulamayacağından davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.795,99 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tarihinde alınması gerekli 179,90 TL harçtan, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 99,20 TL harcın karar kesinleştikten sonra ve talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 26/05/2023