Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/769 E. 2023/596 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/769
KARAR NO: 2023/596
DAVA: TAZMİNAT (HAKSIZ FİİLDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ: 11/10/2022
KARAR TARİHİ: 22/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/08/2020 tarihinde davacı idaresindeki ——– plakalı araç ile ——— plakalı davalı sigorta şirketinin sigortalısı arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kazada ——– Plakalı aracın kusurlu olduğunu, davacının ise işbu kazada kusuru bulunmadığını, Karayolları Trafik Kanunu Madde 99 Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorunda olduklarını, davacının 29.08.2020 tarihinde davalı-borçlu sigorta şirketine başvuru yapılmış olmasına rağmen sigorta şirketi kanunun emrettiği 8 iş günü içerisinde ödemekle zorunda olduğu tazminatı ödemediğini, davacının haklarını(tazminatını) sebepsiz yere ödemeyerek ihlal ettiğini, ödemekle zorunlu olduğu tazminatı sürümceme de bırakarak sebepsiz zenginleşmeye gitmiş, tahsil edilmesi gereken tazminat alacağının yasal süresinde tahsil edilemediğini, kazanın çift taraflı olduğu karşı yanın kusurlu olduğu dikkate alındığında sigortalısının kusurlu bulunduğunu, davacının ise kusurunun bulunmadığı dikkate alındığında davacıyı zarara uğratmak maksadıyla herhangi bir ödeme yapmadığını, davacının borcu tahsil etmek amacıyla borçluyu temerrüde düşürmüş ancak borcunu 22/06/2021 tarihinde icra kanalı ile tahsil edebildiğini, davacının davalıdan talep ettiği değer kaybı tazminatının temerrüde düşürdüğü tarihteki alım gücü ile tahsil edeceği tarihteki alım gücü de aynı olmayacağı ve davacının zarara uğrayacağını, dosyada tahsil edilen faizi ile alacaklı davacının zararını karşılar nitelikte bir bedel olmadığını, davacının alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00 TL’sinin davalıdan avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Sigorta Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan somut olaya dair aynı talebe ilişkin ———- başvuruda bulunmuş olup kurulca yürütülen tahkikat sonucu hükmedilen karar kesin ve yürütülebilir olduğunu, yargılama sonucunda açılan icra takibi nedeniyle karşı yana ödemede bulunulduğunu, kanunen ve yerleşik Yargıtay içtihatlarıyla sabittir ki kesinleşmiş Tahkim kararlarının ilam niteliğinde olduğunu, bu davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, dosya nezdinde aynı talebe ilişkin tekrar yargılama yapılması usul ekonomisine ve kazanılmış hakkımıza aykırı nitelikte olup tarafımızca kabulü mümkün olmadığını, Karayolları Trafik Kanunu M.97 gereği zorunlu dava şartı usulüne uygun yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, davacı, davalı şirkete usulüne uygun olarak müracaat etmediğini, davalı sigorta şirketi tarafından dosyada inceleme yapılabilmesi için talep edilen eksik evraklar tamamlanmadığını, görüleceği üzere davanın usule uygun olarak açılmadığını, davalı şirketin gerekli araştırmayı yapması kasten engellendiğini, başvuranın davalı şirkete değer kaybı talebine ilişkin herhangi bir başvurusu bulunmadığını, KTK m.97 ve HMK m.115 hükmü uyarınca dava şartı noksanlığından huzurdaki dava usulden reddedilmesi gerektiğini, bu nedenle de tazminatın hesaplanması mümkün olmamış ve herhangi bir ödeme gerçekleştirilemediğini, zarar görenin beyan yükümlüğünü kasten ve art niyetle yerine getirmemesi halinde meydana gelecek hasarın teminat dışı kalacağı net bir şekilde düzenlendiğini, davacı kişinin davalı sigorta şirketinden poliçeye istianeden bir hak veya alacak talebinde bulunması hukuken mümkün olmadığı ve davanın reddi gerektiğini, 14.08.2020 tarihinde gerçekleşen dava konusu trafik kazasına karışan ——— plakalı araç davalı şirketçe Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ilgili maddeleri ve ——- numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi gereğince davalı şirketin sorumluluğu belirlenecek olan gerçek zarardan sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranınca, poliçe kapsamında teminat limitleriyle sınırlı olduğunu, davacı yanın dava dilekçesinde bahsettiği zarar fahiş ve afaki olduğunu, davaya konu hasar nedeniyle ekspertiz raporuyla ve 13/07/2021– ——–sayılı başvuru, 20/10/2021 – ——— sayılı karar uyarınca kesin şekilde hükmedilen 4.000,00 TL değer kaybı bedeli davalı şirketçe ödenmiş olup, davacının taleplerinin kabulü mümkün olmadığını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere davalı şirketin yürürlükte bulunan Trafik Zmms Genel Şartları kapsamında ve poliçede belirlenen esaslar çerçevesinde sorumlu olacağı açık olduğunu, poliçe teminatı dışında olan taleplerin reddi gerektiğini, davacı yanın talep edebileceği faiz başlangıcı kaza tarihinden değil dava tarihinden itibaren ve yasal faiz şeklinde olması gerektiğini, dava şartı itirazlarının kabulüne ve davanın usulden reddine, huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın davalı şirket yönünden esastan reddine, aksi halde işbu dilekçemizde izah ettiğimiz hususların nazara ittihazına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;Dava, 6098 sayılı TBK’nun 122. maddesine dayalı munzam zarar istemine ilişkindir.Davacı vekilince 23.03.2023 tarihli ıslah dilekçesi sunulmuştur.——– sayılı kararında belirtildiği üzere munzam zararın ispatına ilişkin yükümlülük, bu zararın varlığını iddia een alacaklının üzerinde olup, alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlanması gerekir.Tüm dosya kapsamına göre davacı tarafından dava ve ıslah dilekçesinde kendi durumuna özgü şekilde açık ve somut olarak oluşan zarar olgusuna dair bir iddiada bulunulmadığı, davacının ispata yeter bir delil sunmadığı, ekonomik koşullar nedeniyle oluşan genel ve soyut hususlardan ziyade davacının geç ödeme nedeniyle kendisinin şahsen ve somut olarak uğradığı zarar olgusunu ileri sürüp ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından buna ilişkin karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ——- Sigorta Şirketine ödenmesine,
4-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tarihinde alınması gerekli 269,85 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde——– Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 22/09/2023