Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/710 E. 2022/616 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/710 Esas
KARAR NO:2022/616

DAVA:Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ:27/09/2022
KARAR TARİHİ:17/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı/satıcı—- müvekkilimizdir. Kendisi —. Bu yaşına kadar yapmış olduğu birikimlerle edindiği —- ilan vermiştir. Davalı/alıcı—- ise ticaret amacıyla —yapan ve müvekkilimize ait—Plakalı aracın satışı ile ilgili —-alıcıdır. Davacı/satıcı işbu sözleşmeye istinaden dava konusu aracın parası verilmemesine rağmen hem —– “imzayı atsan dahi para banka hesabına girmeden işlemden geçirmeyeceğim, para hesabınıza gelmezse iptal ederiz bu sözleşmeyi” şeklindeki beyanına hem de davacının satış sözleşmesini imzalayan — beyanlarına benzer beyanlarda bulunmasına itibar ederek -ki bu konuya müvekkilimizin o sırada yanında bulunan arkadaşı —şahittir- Araç satış sözleşmesini imzalamıştır. Aracın tescil işlemi —- huzurunda yapılıp zilyetliğide davalı/alıcıya geçirildiği halde müvekkilim satış bedelini alamamıştır. Haksız ve hukuka aykırı olarak, kötüniyetle davacı müvekkil dolandırılmak sureti ile güven ilişkisi ihlal edilmiş ve karşı edim borcu olan araç satış bedeli ifa edilmemiştir. Müvekkil dolandırılması nedeniyle ayrıca—Soruşturma numarası ile aynı gün [—-tarihinde] şikayette de bulunmuştur.Biz öncelikle, davalı tacir adına kayıtlı bulunan ve dava konusu— plakalı araca tedbir, ihtiyati haciz ve yakalama konulmasını talep ediyoruz.Satış bedeli taraflar arasında —olarak belirlenmesine rağmen, davalı tacir satış bedelini satış sözleşmesinde — olarak göstermek istemiş ve fakat değil—ödemek, — dahi ödemeyerek temerrüde düşmüştür. Taraflar arasında münakid — plakalı aracın müvekkil adına tescili ve teslimine. — tarihinden araç müvekkile teslim edilene kadar aracın davalı tarafından kullanılmasından kaynaklı ve müvekkil tarafından kullanılamamasından kaynaklı olışan her türlü maddi zararın davalı’dan tahsiline, Aracın yeniden müvekkili adına tescil ve teslimi mümkün olmaz ise TBK 120 ve 122 maddeleri uyarınca bedeli olan — davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve satış sözleşmesi tarihi olan— tarihinden itibaren gecikme tazminatı olarak borcun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenecek olan en yüksek temerrüt faizine hükmedilmesini ve ayrıca temerrüdün gerçekleştiği tarihten bu yana ülke ekonomik koşullarındaki değişim ve paranın değer kaybı ile enflasyon oranı göz önünde bulundurularak temerrüt faizi ile davacı/satıcı müvekkilin zararının karşılanmayan kısmının, munzam zararın da dahil edilerek tespiti ve tazminine karar verilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava;Sözleşmenin İptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafın tacir olmadığı, davalı tarafın esnaf odasında kaydının bulunduğu— satım işi yaptığı, dava konusu aracın niteliğinin hususi olduğu, ticari olmadığı ve işin her iki tarafın ticari işletmesiyle de ilgisinin bulunmadığı bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 4 maddesine göre, Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın da “ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır.Somut olayda yazılan müzekkere cevapları doğrultusunda tacir olmadığı, uyuşmazlığın da mutlak ticari işlerden olmadığı anlaşılmaktadır.Bu durumda, davacının tacir ve işin her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunmaması, uyuşmazlığın yasa gereği mutlak ticari dava da olmaması karşısında, uyuşmazlığa bakma görevinin genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USÛLDEN REDDİ ile GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya —Asliye Hukuk Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Karar kesinleştikten sonra ve istek halinde HMK 20. Maddesi gereğince iki haftalık süre içinde dosyanın görevli—Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren —hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
6-Usul ekonomisi ilkesi gereği; tensip tutanağı düzenlenmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verildiğinden, kararın HMK madde 27/1-2 uyarınca taraflara tebliğine,Dair, davacı vekili huzurunda, davalı vekili yokluğunda HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren —haftalık yasal süre içerisinde –nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.