Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/704 E. 2023/458 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/704 Esas
KARAR NO: 2023/458
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/09/2022
KARAR TARİHİ: 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı şirketin —– işi ile uğraştığını, davalı şirketin —-, —– işi ile uğraştığını, davalı şirketin siparişi üzerine davacı tarafından davalı şirkete —— satıldığını, davalının, davacı şirketten 16.04.2022 tarihinde —— satın aldığını, davalıya teslim edildiğini, bunun üzerine davacı şirketin icra takibine konu 16.04.2022 tarihli faturayı davalıya gönderdiğini, davalının faturaya konu borcu ödemediğini, bunun üzerine ——- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak 07.07.2022 tarihinde takibe itirazda bulunduğunu, davalının itirazının soyut, haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davanın kabulü ile itirazın iptaline, 2.349,83 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, haksız ve kötü niyetli davalının alacağın %40’den az olmayacak şekilde icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:Davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. ——- sayılı dosyası celp edilmiştir.6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.6102 sayılı TTK Madde 64- Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür. Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır. 6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.Mahkememizin 10/01/2023 tarihli duruşma ara kararı ile 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara 2020 yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye verilmiş, SMMM bilirkişinin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiş, verilen kesin süreye rağmen davalı tarafından ticari defter ve kayıtlar sunulmamıştır.Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) bilirkişi —— tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; “… Sayın Mahkemece Bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak yapılan değerlendirme ile dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, Davacı Şirketin Usul ve Yasaya uygun tutulan ve sahipleri lehine delil olabilme niteliğine haiz Ticari Defterlerindeki Kayıtları ve Müstenidatları üzerinde yapılan incelemeler çerçevesinde yukarıda yapmış bulunduğumuz açıklamalar sonucunda, 6100 sayılı HMK’ nin 266/c. 2 hükmü uyarınca bilcümle hukuki|takdir, tavsif, İcra Tazminatı Talepleri ve Taleple Bağlılığın takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, Davacı Şirketin 2.272,50 TL Asıl ve 77,33 TL İşlemiş Faiz olmak üzere TOPLAM 2.349,83 TL alacak talebi üzerinden harçlandırmak suretiyle İtirazın İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacı Şirketin, Davalı Şirketten Takip Tarihi itibarıyla, içeriğinde takip dayanağı yapılan faturanın da yer aldığı Açık C/H’ tan kaynaklanan 2.337,10 TL Asıl Alacak Bakiyesinin mevcut bulunduğu tespit edilmekle, Davacı Şirketin işbu davanın dayandığı takipte, Taleple bağlı kalınarak takibine devam edebileceği Fatura Alacağının Talebi gibi 2.272,50 TL Asıl Alacak olabileceği, Davacı Şirketin Takip öncesine ilişkin olarak TTK.1530 Uyarınca talep edebileceği İşlemiş Faizin 46,82 TL olabileceği Sonuç ve kanaatlerine varıldığı…” belirtilmiştir.Tanzim edilen rapor taraflara tebliğ edilmiştir.İcra dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından —— sayılı icra dosyasından 2.272,50-TL asıl alacak, 77,33-TL işlemiş temerrrüt faizi olmak üzere toplam 2.349,83-TL üzerinden faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili talebiyle davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde borca, tüm fer’ilerine ve faize itiraz edilerek takibin durduğu, huzurdaki davanın 2.349,83-TL üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından fatura alacağının konu edildiği icra takibine davalı tarafından yapılan borca yönelik itirazın iptali istemiyle huzurdaki davanın açılmış olup, usulüne uygun yapıldığı anlaşılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmayan davalının HMK. m. 128/1 uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr ettiği varsayılmıştır.Taraflara HMK 222. Madde ihtarı yapılmak suretiyle ticari defter ve kayıtların sunulmasına yönelik ara karar tesis edilmiş olup, ara karar davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edilmesine karşın davalı tarafından ticari defter ve kayıtlar sunulmamıştır. Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporunda; davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun şekilde tutulduğu ve lehine delil niteliğinde bulunduğu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibarıyla içerisinde takip dayanağı yapılan faturanın da yer aldığı Açık C/H’ tan kaynaklanan 2.337,10-TL asıl alacak bakiyesinin mevcut bulunduğunun tespit edildiği, sunulan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsendiği, yapılan yargılama ile talep edilebilecek asıl alacak miktarının daha fazla olduğu bilirkişi marifetiyle tespit edilmiş ise de taleple bağlı kalınarak değerlendirilme yapılması gerektiği ile her ne kadar bilirkişi raporunda faiz hesaplaması yapılmış ise de somut olayda TTK 1530. Madde koşulları bulunmadığı dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiş, dosya kapsamında aksi yönde bir delilin bulunmadığı ve faturaya dayalı alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Ayrıca, Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesinde; ”Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” şeklinde düzenleme yer almakta olup, dosya içerisinde mübrez arabuluculuk son tutanağında davalı ilk oturum toplantısına katılmadığının tespit edildiği anlaşılmış olmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yargılama giderlerinin tamamından davalının sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE- KISMEN REDDİNE,
2-)Davalının —— sayılı takibe yaptığı itirazın kısmen iptali ile , takibin 2.272,50-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
-Asıl alacağa takipten sonra yıllık değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 454,5‬0-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Karar ve ilâm harcı olan 155,23-TL harçtan, peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 74,53‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11 ve 13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı tarafça yatırılan 172,90-TL harç ve 1.583,50-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 1.756,4‬‬-TL yargılama giderinin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davanın kabul edilen miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 2.272,50-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)HMK madde 333/1. uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin e- duruşma yolu ile yüzüne karşı, HMK.m.341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 13/06/2023