Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/68 E. 2023/272 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/68
KARAR NO: 2023/272
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/01/2022
KARAR TARİHİ : 24/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı Vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı firma arasında ticari bir ilişki mevcut olup davacı şirketin davalıdan ticari ilişkiden kaynaklı —–alacağı olduğunu, davacı şirket davalı firmanın kendisine yüklemiş olduğu inşaat işlerini zamanında ve layıkıyla tamanladığını Fakat davalı firma tarafından davacı şirketin alacağın ödenmediğini, davalı firma tarafından davacı alacağının ödenememesi üzerine —— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlu firma ödemeye davet edildiğini, ihtarnameden sonuç alınamaması üzerine ödenmeyen tutarın faizi ile birlikte tahsili istemi ile———sayılı icra takibi başlatıldığını, takip dosyasından gönderilen ödeme emri davalıya tebliğ edilmiş ve davalı tarafından takibe itiraz edilmesi sebebi ile takibin durduğunu, davacı şirket yapılan sözleşme kapsamında borçlu firmaya faturalar kesmiş olup borçlu firma tarafından her defasında kesilen fatura bedelinden eksik ödeme yapıldığını, yapılan eksik ödemeler üzerine davacı şirket ile borçlu firma bir araya gelmiş ve bir mutabakat imzalandığını, davalının borca itirazı tamamen haksız-yersiz ve borcun ödenmesini geciktirme amacına yönelik olduğunu, davacı şirketin davalıdan olan alacağı —- tarihli mutabakat mektubuna dayandığını beyan ederek; davalı/borçlunun menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının alacak miktarı esas alınmak suretiyle ihtiyaten haczine, davalının —– dosyasına haksız ve kötü niyetli olarak yaptıkları itirazın iptaline, icra takibinin takip talebinde yazılı olan koşullarla devamına, haksız ve kötü niyetli yapılan itiraz ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kabul anlamına gelmemekle birlikte, işbu olmadığını İşbu davada taraf şirketlerin temel tüzel kişiliklerinden bağımsız olarak kurdukları iş ortaklığı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, işbu davanın davalı şirketlere yöneltilebileceği kanaatine varılacak ise, davanın —– yönlendirilmesi gerekirken şirketlerin ayrı ayrı davalı olarak gösterilmesi usule aykırı olduğunu, davacının, davalı aleyhine, alacaklarının ödenmediğinden bahisle işbu davayı ikame ettiğini, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini, davalı şirket tarafından davacıya tüm alacakları ödenmiş olup; davacının davalıdan alacağının bulunmadığını beyan ederek; haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur. —– sayılı dosyası celp edilmiştir.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): —-Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf gerçek kişi tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.Mahkememizce işbu dosyada, tarafların —– yılına ait ticari defterleri üzerinde —–bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır.—– tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Takip alacaklısı borcun hak ediş alacağından kaynaklandığını ileri sürerek, takip borçlusu aleyhine —- işlemiş faiz için takibe geçmiş, takip borçlusu süresi içinde, takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize ve tüm ferilerine itiraz
ettiğini, itirazı üzerine takip durmuş, takip alacaklısı bunun üzerine işbu huzurdaki itirazın iptali davasını açtığını, davacı tarafın ibraz ettiği ticari defterlerine dayalı davalı şirket ile olan ——dökümü aşağıdaki gibidir; Yukarıdaki cari hesap tablosunda görüldüğü gibi; davacı tarafından davalı tarafa —–tarihinden —— tutarından satış yaptığı, bu süreçte davalıdan farklı tarihlerde —- tutarında ödeme aldığı, davalının —- faturasını davalı alacağına kayıt ettiği ve buna göre takip tarihi itibariyle davalıdan —- alacaklı olduğu görüldüğü, bilindiği üzere ——- bilanço esasına göre defter tutar mükelleflerin belirli haddi aşan mal ve hizmet alımlarını—–ilişkin bildirim formu—- mal ve hizmet satışlarını ise —- bildirmeleri hususunda yükümlülük getirildiği, davacı şirketin ——adet belge/fatura ile —— tutarında mal ve hizmet satışı gerçekleştirdiği görüldüğü, davacı şirketin —- davalı —- adet belge/fatura ile —– tutarında mal ve hizmet alışı gerçekleştirdiği görüldüğü, davacının bağlı bulunduğu —– tarihli yazısında, davalının —-dosyaya gönderdiğini, davalı şirketin —– davacı—- tutarında mal ve hizmet alışı gerçekleştirdiği görüldüğü, davalı şirketin —– adet belge/fatura ile —– tutarında mal ve hizmet satışı gerçekleştirdiği görüldüğü, buna göre, davalının davacının ——- tutarında ve —– faturasını —- ile bildirimde bulunduğu görüldüğü, davacı vekili tarafından dosya sunulan——yevmiye numaralı ihtarnamede keşideci ——olup, ihtarnamenin içeriğinde; ”Müvekkil şirket ile firmanız arasında malzemeli kalıp ve kalıp iskelesi işleri ile demir ve beton işleri işçiliği sözleşmesi imzalanmış olup, taraflar arasında ticari ilişki başlamıştır. Yapılan sözleşme gereği bir kısım ödeme alınmış ve kalan —— ödemesi ise sonraya bırakılmıştır. Müvekkil şirket tarafından sözleşme kapsamında yüklenilen tüm işlemler yerine getirilmiş olup, firmanızca müvekkile ait hak ediş firmanızca onaylanmasına karşın ödeme yapılmamıştır. Müvekkil şirkete bakiye —– borcunuz bulunmaktadır. İş bu ihtarnamenin tarafınıza tebliğinden itibaren 3 gün içinde — bakiye borcun ödenmesi’’ ihtar edildiği, incelemeye sunulan ihtarname tebliğ bilgisine göre ihtarnamenin —— tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği görüldüğü, kural olarak TBK 117/gereği; “muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düştüğü, borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse bugünün geçmesiyle…” temerrüdün başlayacağı kabul edildiği, faiz oranının taraflarca sözleşmede belirlenmediği veya geçersiz sayıldığı durumlarda ise, uygulanacak faiz oranı, TTK m. 1530/7 uyarınca,—— ayında yapılan ilana göre belirlendiği, faiz oranı, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen ticari işlere uygulanacak gecikme faizi oranından en az %8 fazla olmalı şeklinde olduğu, davası söz konusu olayda; takip alacaklısı davacı taraf —- tarihli icra takibinde—- asıl alacağına, ——- işlemiş faiz ve asıl alacağına takip tarihinden itibaren TTK.1530/7 göre işleyecek yıllık %18,25 faiz ile tahsilini talep ettiği, Davacı tarafından dosyaya sunulan, ——-yevmiye numaralı ihtarnamede, İş bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde —-bakiye borcun ödemesi ihtar edildiği, ihtarname —– tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği, ödeme için verilen 3 günlük süre dikkate alındığında, —– tarihinde temerrüdün oluştuğu, davacı tarafından takipte —- alacağının tahsili talep edildiğinden, talebe bağlılık ilkesi gereği davacının —asıl alacağına temerrüt tarihi olan — tarihinden —takip tarihine kadar işleyecek temerrüt faizi yıllık %18,25 göre—hesaplandığı, Dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler,—– gelen tarafların—— davacı tarafından ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan nedenlerle Mahkemenin kabulü halinde, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığı yönünden: Davacı şirketin ibraz ettiği —- yılı ticari defterlerinin noter açılış onamaları ile yevmiye defterinin noter kapanış onamasının sürelerinde yaptırılmış olduğu, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, birbirini teyit ettiği görüldüğü, davalı taraf inceleme gün ve saatinde ticari defterini sunmamış ve yerinde inceleme talebinde bulunmadığı, Davacı Alacağı Yönünden: dava ve takip konusu alacağın—- tutarlı faturalara ilişkin olduğu, faturaların davalı tarafından,—– bildirimin yapıldığı, faturalara konu malların davalı şirkete teslimine ilişkin karinelerin oluştuğu, dosya kapsamında davalı şirket tarafından faturaların iade edildiğine veya faturalar içeriği malların teslim alınmadığına ilişkin somut belgenin bulunmadığı, davacı şirketin ticari defter kayıtlarında takip tarihi itibariyle davalından olan alacağın —– tarihli takipte —— alacağın tahsili talep edildiği, talebe bağlılık ilkesi gereği davacının asıl alacağının —- olduğu, davacının —- asıl alacağına temerrüt tarihi olan —– takip tarihine kadar işleyecek temerrüt faizi yıllık %18,25 oranı üzerinden 232,00 TL hesaplandığı bildirilmiştir.Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin sunulmamış olduğu, bu sebeple 6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesi gereğince davacının ticari defterlerin kendisi lehine delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle — asıl alacak, temerrüt tarihi olan —— takip tarihine kadar işleyecek temerrüt faizi yıllık —– oranı üzerinden — işlemiş faiz olmak üzere toplam — alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2——– sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 116.000,00 TL asıl alacak, 232,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 116.232,00 TL üzerinden, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacak olan 116.000,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenecek 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre 1.303,74-TL’nin davalıdan, 16,26-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 7.939,81-TL harçtan peşin alınan 1392,58-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.547,23-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 18.434,80 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan 1.939,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre 1.915,11-TL ve 1.392,58 TL peşin harç toplamı 3.331,58-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
9-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —-Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.24/03/2023